cherry 🍒 | yungi

swimming team

Dünki konuşmalarından sonra Yunho ve Mingi okulda sadece göz göze gelmiş ancak ikisi de bir konuşma başlatmamıştı. Yunho okul çıkışını bekliyordu. Mingi ile kursa kalacağı için heyecanlıydı. Mingi ise tam tersine gerilmişti. Neler olacağını kestiremiyordu ve bu onu geriyordu. Okulun bitmesine son iki ders kalmışken sınıfın kapısı tıklatılıp içeriye nöbetçi öğrenci girdi.

"Müdür, Song Mingi'yi odasına çağırıyor."

Mingi, öğretmenin izin vermesi ile yerinden kalkıp kapıya adımladı. Ne için çağırıyor olabildiğini düşünürken dün Yunho'nun sınıftan onu resmen sürükleyerek çıkarması ve insanların ikisinin agresif tavırları yüzünden kavga edeceklerini düşünmesi aklına gelince sebebinin bu olabileceğini düşündü. Müdürün odasına geldiklerinde nöbetçi öğrenci kapıyı tıklatıp içeriye girdi.

"Song Mingi geldi."

Kenara çekilip Mingi'nin içeriye geçmesine izin verdikten sonra kendisi odadan çıktı. Mingi içerideki Yunho'yu görünce tahmininin doğru olduğunu anladı.

Müdürün masasının önündeki sandalyelerden soldakine, Yunho'nun karşısına, oturdu. Kısa süre sonra müdür söze girdi.

"Dün sanırım aranızda bir sorun olmuş. Öğrenciler Mingi'yi sınıftan senin çıkardığını ve ikinizin de sinirli olduğunu söylediler."

Yunho'ya yönelik konuşması ile Yunho kafasını onaylar şekilde salladı. Bu sefer Mingi'ye dönüp ondan da onay istedi.

"Bu doğru, değil mi?"

Mingi de onayladı müdürün söylediklerini. Müdür derin bir nefes alıp devam etti sözlerine.

"İkiniz de okulun örnek öğrencilerindensiniz. Anlaşamadığınızı hiç görmemiştim. Anlaşamasanız bile sorunun kavga ederek çözülmeyeceğini biliyor olmalısınız."

İkisi aynı anda müdüre dönüp konuştu.

"Kavga etmedik ki."
"Kavga etmedik ki."

Sonra birbirlerine bakıp kısa bir anlığına göz göze geldiler. Müdür kafası karışmış bir şekilde sordu:

"Ne yaptınız o zaman?"

Yunho cevapladı müdürü.

"Hocam aramızda bir olay vardı biraz kırılmıştım o gün de ikimizin de keyfi yerinde değildi konuşmak için gitmiştik aslında."

Müdür emin olamayınca Mingi'ye döndü.

"Çözdünüz mü sorunu?"

Mingi, bekletmeden cevapladı.

"Evet hocam, konuştuk düzgünce. Aramızda bir sorun kalmadı. Hatta bugün Yunho çıkışta bana antremanda eşlik edecekti."

Müdür duydukları ile şaşırmadan edemedi. Yunho'ya dönüp "öyle mi?" diye sordu.

Yunho da "Evet hocam, birbirimize düzgün zaman ayıramadık son zamanlarda. O yüzden bugün böyle bir şey yapalım diye konuştuk" dedi.

Müdür memnun bir ifadeyle gözlerini ikilinin arasında gezdirdi. Ardından aynı memnuniyeti hiç kaybetmeden gururlu bir yüz ifadesi ile konuşmasına devam etti.

"İki örnek öğrencimin böyle iyi anlaştığını görmek beni çok mutlu ediyor. Aranızda bir sorun olmamasına sevindim."

Yunho ve Mingi gülümseyip birbirlerine baktılar. Evet, çok iyi anlaşıyorlardı. Hem de baya iyi. İkisi de aynı anda akıllarına aynı şey geldiğinde gözlerini kaçırdılar.

"O zaman siz daha fazla dersinizi aksatmayın. Sınıflarınıza gidebilirsiniz. İyi dersler ikinize de."

Mingi ve Yunho, saygıyla eğilip müdürün odasından çıktılar. Yunho arkalarından kapıyı kapatıp elini kalbinin üzerine koyarak derin bir nefes verdi. Mingi onun bu halini görünce kıkırdadı sessizce. Herkes dersteyken zor da olsa gülmesini bastırdı.