II

14 3 6
                                    

Sorumluluklar hayatım olmuş. Farkında değilim. Kardeşim yaşama nedenim olmuş. Farkında değilim. Ölüyüm ama yaşıyorum. Farkında değilim. Ben hep farkında değilim. Sadece iki kişi ile hayatımı sürdürdüm. Annem, elif. Başkası yok. Olmayacakta. Olsa da zor. Benim kaderim bu, yalnızlık, çaresizlik, yorgunluk. Bu benim kaderim, ve galiba hakettim.

Ders matematik ve sıkıcı. Camdan baktığım ağaçların ucuşmasını izliyordum. Aslında dün geceyi unutmaya çalışıyorum. Unutmayacağımın farkındayım ama bir şekilde unutmalıyım. Yoksa benim için hiç iyi şeyler olmayacak.

Hoca'nın sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım. " Evet çocuklar bugün sınıfımıza yeni bir öğrenci geliyor." Çok umursamadım. Çünkü aklım hala Elifteydi. Neden kaçmıştı? Birşey mi olmuştu? . Kafamda çok soru var. Ve yine cevaplayamıyorum.

"İşte yeni sınıf arkadaşınız kaan." Gözlerimi kaldırıp kapıya baktım. 1.75 boylarında dalgalı saçları ve koyu yeşil gözlü çocuk içeri girdi. Kızların arasında fısıldadıklarını gördüm. Hira bile gözlerini çocuktan alamıyordu.Gözlerimi kızlara çevirip göz devirdim. Ve önüme döndüm. Kabul çocuk yakışıklıydı, ama bu beni ilgilendirmiyor. Benim dünyam kardeşim ve annemden ibaret. Evet.

Hocanın sesini duydum ama kafamı kaldırmadım. " Evet kaancım şöyle duvar kenarından beşinci sıraya oturabilirsin. " Elif neden kaçmıştı? Neden?. Off bunlar bana çok ağır geliyor.

Düşünürken bir anda önüme oturan çocuğu gördüm. Umursamaz , ukala, pisliğin teki olduğu oturuş şeklinden bile belliydi. Onu tanımıyorum, ama aşırı gıcık oldum. Gözlerimi sinirli sinirli devirdim. Yine aklıma elif geldi. Acaba şuan ne yapıyordu? Yine kaçar mı? Ya bu sefer parka değilde başka yerlere giderse? Bu düşünceler beni çok korkuttu. Sınıfın duvarındaki saate baktım ve on beş dakika kaldığını gördüm. Hemen elimi kaldırıp hocayla göz göze geldim. Ve hoca konuştu. " Noldu pelin?" Hemen konuşmaya başladım. " Hocam ben erken çıkabilir miyim?" Hoca bana gıcıktı. Çünkü en son dersimizde bana fazla çıkışmıştı. Bende o anın stresiyle biraz sert cevap verdim. O yüzden hoca ile aramız iyi değildi.

Gözlerini devirip cevap verdi." Hayır." Sinirlendim, ama belli etmemeliydim. Ve konuştum." Hocam lütfen, kardeşimin yanına gitmem lazım. " O an önümdeki çocuğun, neydi ismi , kaan. Omzunun üstünden bana baktığını gördüm. Bir kaç saniye anlamsızca bakıştık. Gözlerimi devirip hocaya döndüm. Ve oda yavaşça önüne döndü. Ardından hoca konuştu. " Hayır." Bu sefer gerçekten kızmıştım. Bir yandan çantamı toplamaya başladım. Hira'nın bana seslendiğini ve uyardığını hissettim. Ama umrumda değildi. Ayağa kalktım. Sert adımlarla ilerlerken hoca kolumu tuttu ve bana sert bir bakış attı. Ardından konuştu. " Sakın çıkayım deme, sınıfta kalmanı istemem." Kolumu sertçe çekip hocaya sert bir bakış attım ve hızla konuştum." Bende sizin üç kuruşluk egonuz yüzünden kardeşimi kaybetmeye niyetli değilim hocam, kusura bakmayın. " hiç bir şey demesine izin vermeden sınıftan çıktım. Arkamdan bir kaç 'helal,bravo, koydu lafı' gibi şeyler duydum ama umursamadım.

Okulun koridorunu bir hırçın ile koştum ve merdivenleri hızla indim. Okuldan çıktığımda nefes nefese kaldığımı umursamadım ve kardeşimin okuluna doğru koştum. Zillerinin çalmasına üç dakika kalmıştı. Sabırsızlıkla bekledim.

Zil sesi çaldı ve çocuklar koşa koşa kapıya doğru geliyorlardı. Herkez annesinin, babasının yanına koşuyordu. En son Elif gördüm. Biraz etrafına baktı. Çocuklarının annesine ve babasına sarılışını izledi. Galiba o üzüldü. Çok üzüldü. O üzülürse bende üzülürdüm. Hemen kendimi toparladım ve gülümseyerek yanına ilerledim. Beni gördüğünde gülümsemeye çalıştı. Bu beni daha kötüleştirdi. Yanına gidip dizlerimin üstüne çöktüm. Saçlarını okşadım. Oda hala mazlum gibi gülümsüyordu. Ardından gözlerine bakarak konuşmaya başladım. " Gidelim mi?" Başını gülerek aşağı yukarı salladı. Bende hafif bir tebessüm ettim ve alnına bir öpücük kondurup ayağa kalktım. Elini sıkıca tuttum ve eve doğru ilerlemeye başladık.

GÖZ BEBEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin