0.3

756 52 76
                                    

Telefonumun çalmasıyla önlüğümün cebinden çıkardım. Dusan arıyordu. Aramayı bekletmeden yanıtladım ve telefonu kulağımla başım arasına sıkıştırdım.

Bir yandan çalışıyordum çünkü

"Alo"

"Alo Meva ne yapıyorsun"

"Çalışıyorum, sen?"

"Çalışıyor musun? Çıkmış olman gerekmez miydi"

"İş arkadaşım rahatsızlandı, onun mesaisine de ben kalıyorum"

"Anladım kaçta çıkarsın"

"1 gibi"

"Tamam ben seni tutmıyım kolay gelsin görüşürüz "

"Görüşürüz canim"

Telefon kapanınca birkaç saniye mal gibi kaldım. Canım mı demiştim ben ona?

Telefonda genelde damla hariç birileriyle konuşmazdım, alışkanlıktan ağzımdan öyle çıkmıştı. Adamı kaçırmasak bari.

"Şef bir fettuccine vardı"

"Geliyor"

Gerçek dünyaya geri döndüm ve siparişleri hazırlamaya devam ettim.

*

"İyi akşamlar şefim"

"İyi akşamlar arkadaşlar"

Çantamı koluma takıp odadan çıktım. Ölmüş durumdaydım. Çift mesai yapmak zaten zorken her zaman yoğun olan bir restaurantta çift mesai yapmak çok daha zordu.

Ayaklarımı sürüye sürüye restauranttan çıktım. Kapıda bekleyen arabayı görmemle kaşlarım çatıldı. Camın açılmasıyla içeriden bana bakan dusanı gördüm.

Fazla çalışmaktan halüsinasyon görmeye başladım herhalde diye düşünürken dusan arabadan indi ve bana yöneldi.

Elini belime atıp bana sarıldığında ben hem yorgunluktan hem de şaşkınlıktan olanları anlayamıyordum. Yanağıma kondurulan öpücükle kendime geldim.

"Dusan, ne işin var burada- yani öyle demek istemedim, seni beklemiyordum şaşırdım"

"Sesin çok yorgun geliyordu, özel bir şoföre ihtiyaç duyarsın diye düşündüm"

"Zahmet etmeseydin keşke"

"Yarın kaçta geleceksin işe"

"Yarın izinliyim"

"Süper o zaman bana gitmemizde bir sakınca yoktur diye düşünüyorum"

"Ben sana rahatsızlık vermiyim"

"Lütfen gelmeni ben istiyorum"

"Peki tamam sana karşı koymak çok zor"

İlerleyip kapımı açtığında arabaya bindim ve kemerimi taktım. O da geldiğinde yola koyulduk.

"Çok yorgun görünüyorsun"

"Yorgun değilim ölüyüm"

"Niye bu kadar çok çalıştın ki"

"Mecbur olmasam çalışmazdım tabii ki"

"Seni böyle görünce üzüldüm"

"İş hayatı yapacak bir şey yok. Sen hiç yorulmuyor musun"

"Yoruluyorum ama senin gibi olmuyorum"

Konuşma bittiğinde kafamı cama yasladım. Gerçekten o kadar yorgundum ki. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladığında direnemedim bile.

Locked Out Of Heaven / Dušan TadićHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin