Oy vermeyi unutmayınn, keyifli okumalar..
--------------------------------------Küçüklüğümden beridir hep düşünürüm, acaba annem yaşasaydı, o kaza gerçekleşmeseydi şu anda nasıl bir durumda bulunurduk..
Bana bu dünyada en çok neyi istiyorsun deseler inanın hiç doğmamış olmayı isterdim, evet annemin ölmemiş olmasını da isterdim ama her şeyden önce hiç doğmamış olmayı isterdim. Çünkü ben olmasam ne o kaza gerçekleşecekti, ne de annemler ölecekti, ne de babamın oyuncağı olacaktım...Sırf eğlencesi için..
Günlerimi, belki de hiç unutamayacak güzel anılarımın olacağı günlerimi, şimdi ise bana zehir ettiği için unutamıyordum..
İyi ki ölmüşsün baba, iyi ki yoksun, yaşıyor olsaydın belki de şu an senin yüzünden çok daha beter hallerdeydim. İyi ki gittin baba iyi ki...~🍁~
"ULAN ŞEREFSİZ KIRDIN SURATIMI!!"
"Dalga geçmenin cezası, CİDDİYE ALSAN YAPMAYACAKTIM!!"
"Manyak mısınız siz ya?"
Felix'in konuşmasıyla yüzüne doğru çevirdim bakışlarımı, ciddi ciddi bunu yapıp yapmadığımızı sorgular nitelikte bakıyordu ikimize. Vallaha benim bir suçum yoktu ne varsa hepsi o Mahalle kekosu Minho yüzünden olmuştu. Evet şu an ne olduğunu anlamadığınızın farkındayım, durun anlatayım;
~🍁~
"JİSUNGGG!!"
Omzumda hissettiğim elin beni arkama döndürmesi ile kendimi yerde bulmam bir olmuştu. Evet Minho suratımın tam ortasına yumruk geçirmiş, bununla da yetinmemiş birde üzerime çıkıp ikinci bir yumruğu da atmaya yeltendiği sırada tuttum, yumruk yapmış ellerini. Fazlasıyla birbirimize değiyorduk. Bu muydu 'temastan nefret ediyorum' diyen mahalle kekosu GKDKFJDFJDJ. Benim fikrimce temastan nefret eden birisi kavgaya da girmezdi ama bu farklı. İki elimle yumruklarını portakal tutar gibi tutup, kendimi korumaya çalışırken bir yandan da onu üzerimden atmak için çabalıyordum. Ki nitekim başardım da, ufak bir sendelemenin ardından Minho'nun sırtını yerle buluşturduğum için kendimle gurur duyuyordum, artık ben onun üzerindeydim ki hiç beklemediği her halinden belli olan bir adet Minho'ya, büyük bir zevkle bir tane yumruğumu suratının tam ortasına geçirdim.
"Sen misin lan bana vuran!!"
İkinci bir yumruğu da tam suratına geçirecektim ki kapı açılma sesini duymamla elim havada kalarak kapıya çevirdim bakışlarımı. İçeriye Felix ve Hyunjin'in girdiğini gördüm, girdiklerinde böyle bir manzara ile karşılaşmayı beklemedikleri her hallerinden belli oluyordu. İkisi birden hızlı adımlarla, birbirine girmiş ama kavgaları bölünmüş kediler gibi yerde duran ikimize, kısacası yanımıza geldiler.
Bakışlarımı altımda sinirli ruh halinde ama sakin bir şekilde duran Minho'nun suratına çevirdiğimde, dudağını patlattığımı yeni fark ettim. İyice kanamıştı, fakat kendi suratım ne halde onu hiç bilmiyordum bile, yüzüm acımıyor desem yalan olur, fazlasıyla acıyor ve nasıl bir eli nasıl bir kuvveti var ise cidden sert vuruyor. Yüreği gibi eli de sert kekomuzun."Lan siz delirdiniz mi, ne bu böyle. Dakka bir gol bir, birbirinize girmişsiniz!"
Felix'ten gelmişti bu soru, beklemiyorlardı belli ki, onun bu sorusu ile yumruk yaptığım ellerimi yavaşça rahat bıraktım ve bir Felix'e bir de Hyunjin'e baktım, bir nevi bakışlarımla kollarımı rahat bırakın demeye çalışıyordum. Kollarımı serbest bıraktıklarında tam da, fırsat bu fırsat tekrar vursam diye içimden geçiriyordum ki Minho'nun sinirli yapıdaki suratının iğrenmiş bir hal aldığını gördüm.
Niye böyle iğrenmiş bakıyordu bu pis manyak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dokunma Bana / ~MinSung~
Fanfiction'Dokunmayı keser misin!?' 'Abartma sadece elim çarptı' 'Elinin çarpmış hali buysa çarpmamış halini merak ediyorum doğrusu' ve ardına bir göz devirme.. Temas bağımlısı lise öğrencisi Han Jisung transfer olduğu yeni okulunda, temastan nefret eden sı...