14

212 16 33
                                    

Zhongli, Osmanthus Şarabını yudumlarken önündeki manzarayı izledi. 'Güzel bir göl manzarası, biraz Osmanthus Şarabı ve yanımda aşık olduğum çocuk. Daha ne isteyebilirim ki?' diye düşünüyordu. Zhongli, yedilerin en yaşlısıydı fakat daha önce hiç bu kadar huzurlu olduğunu hissetmemişti. Doğru ya, zaten onun hayatı savaşlarla kendini kanıtlayıp halkını huzura kavuşturmak için çabalamakla geçmişti. Şimdi ise her şey farklıydı. İlk defa halkı değil de kendisi için bir şey yapmıştı. Gözlerini manzaradan ayırıp yanındaki çocuğa çevirdi. Tartaglia da üzerinde hissettiği gözlerle yanındaki adama bakmıştı ardından güler gibi burnundan nefes verip konuştu. "Hala Toprak Hükümdarı Rex Lapis ile sevgili olduğuma inanamıyorum. Ayrıca gerçek görünüşü de çok merak ediyorum. Bir gün göstermeye ne dersin?"

Zhongli gülümseyerek önüne döndü ve şarabından bir yudum aldı. "Kim bilir? Uslu bir çocuk olursan belki gerçek bedenimi görebilirsin." Tartaglia'nın kaşları anında çatılırken Zhongli'nin omzuna hafif bir yumruk attı. "Yah! Şu çocuk muamelesinden hoşlanmadığımı daha kaç kez söylemem gerek? Ayrıca çocuk olmadığımı da kanıtladığımı sanıyordum." son cümleyi muzip bir şekilde sırıtarak söylemesiyle Zhongli hiçbir şey demeden şarabını bir kenara koyup yanındaki çocukla dudaklarını birleştirdi. Tartaglia ilk bir kaç dakika afallamış, ardından hemen karşılık vermişti.

Ayrıldıklarında Zhongli'nin konuşmasına izin vermeden Tartaglia direkt söze atıldı. "Ah bu arada Inazuma'da yaşamaya devam mı edeceğiz? Artık Gnosis çalmak gibi bir amacım yok ve senin de Liyue'ya göz kulak olman gerek. Yani Liyue'ya yerleşmemiz daha iyi olur gibi..." Zhongli, Tartaglia'nın konuyu değiştirme çabasına tebessüm etti. "Haklısın... Ama arkadaşın ne olacak?" Tartaglia kısa bir düşünmenin ardından cevap verdi. "Sen oraları çok takma. Emin ol sadece sen bana yetersin. Hem Liyue'da çok iyi arkadaşlar bulacağıma eminim. Haberci olduğumu saklarsam tabii..." son cümlesiyle elini ensesine götürmüştü. "Tartaglia, seni olduğun halinle kabul edecek insanlar bul. Eminim bu konuda sana tavsiye vermemi komik buluyorsundur ama ben dersimi aldım. Emin ol gerçek benliğimi göreceğin gün de yakındır." Tartaglia heyecanla Zhongli'ye sarıldı. "O günün gelmesini iple çekiyorum."

🪸

"Demek Liyue'ya gidiyorsunuz ha? Seni özleyeceğim Childe."

Tartaglia gülümseyerek karşısındaki çocuğa sarıldı. "Yine buluşuruz Scara." Scaramouche tamam anlamında başını salladı ve çocuktan ayrıldı. Tartaglia ve Zhongli Kazuha ile de vedalaştıktan sonra Liyue'ya giden gemiye binmişlerdi. Mürettebat son hazırlıkları yapıyordu. Geminin kenarında durdular ve Tartaglia karadaki ikiliye el salladı. Zhongli ise hayranlıkla yanındaki çocuğu izliyordu.

Gemi en nihayetinde hareket etmeye başlayınca Zhongli Tartaglia'yı elinden tutup dümenin olduğu yere doğru  -yani geminin diğer ucuna-  ilerlemeye başlamıştı. "Fatui maskeni takmışsın. Sözümü bu kadar çabuk dinleyeceğini tahmin etmemiştim." Tartaglia'nın eli kafasının yanına tutturulmuş kırmızı maskeye gitti. "Evet, senin de dediğin gibi kimliğimi gizlememeye karar verdim. Bu arada nereye gidiyoruz?" Zhongli ilerlemeye devam ederken arkasını dönüp çocukla göz teması kurdu. "bu geminin kaptanını tanıyorum. Onunla o daha yeni kaptan olduğu zamanlarda tanışmıştık. Şimdi ise Liyue'nun en ünlü kaptanı olmuş. Onun gemisine binmemiz büyük bir tesadüf. Gidip bir selam verelim. Hem siz de tanışırsınız. Kim bilir? belki bir gün ona işin düşer."

Kısa bir süre sonra Zhongli'nin bahsettiği kaptanın yanına varmışlardı. Baştan aşağı kırmızı ve siyah giyinimli kadın yanındaki iki adamı fark etmesiyle onlara doğru döndü. İlk turuncu saçlı gence baktı. Taktığı maske normal bir Fatui maskesi değildi. Bu genç çocuğun rütbesi Fatui arasında yüksek olmalıydı. Ardından gözlerini çocuğun yanındaki adama çevirdi. 'Bir yerlerden tanıdık.' diye düşündü.

"Beidou, beni tanımadın mı?" Zhongli'nin gülümseyerek sorduğu soruyla Beidou gözlerini kırpıştırarak bir kaç dakika karşısındaki adamın kim olduğunu çözmeye çalıştı. Ardından gözleri şaşkınlıkla açıldı. "Bay Zhongli?" Zhongli gülümsedi. "Beidou, ne kadar da büyümüşsün. En son gördüğümde küçük biz kızdın." Beidou heyecanla kafasını salladı. "Seni tanıyamadığıma inanamıyorum! Sen Liyue'dan ayrıldıktan sonra neler neler oldu bilemezsin. Sonra seni bulmak için çok uğraştım ama hiçbir yerde yoktun."

"Ben Liyue'dan ayrıldıktan sonra namın Liyue'nun dört bir yanına yayılmış. Seninle gurur duyuyorum." Beidou minnettarlıkla gülümsedi. Bu sırada ise Tartaglia burada neler döndüğünü anlamlandırmaya çalışıyordu. "Eğer sen beni cesaretlendirmeseydin ben asla kaptan olamazdım. Sana anlattığım hikayeyi hatırlıyor musu? Rex Lapis'in deniz canavarı Haishan'ı yenme hikayesi." Zhongli yan gözle Tartaglia'ya bakıp onaylar şekilde kaafasını salladı. Tartaglia ise 'Demek Rex Lapis olduğunu bilmiyor.' diye geçirmişti içinden."O canavarı yendim ve bunun karşılığında elektrik önsezisine sahip oldum!"

Beidou'nun küçüklüğünden beri hiç yaşam sevincini kaybetmemesi Zhongli'yi mutlu etmişti. İkili, Zhongli'nin Liyue'ya inip gidişatı kontrol ettiği bir dönemde karşılaşmıştı. Beidou o zamanlar kaptan olmak ve Rex Lapis gibi Haishan'ı yenmek isteyen genç bir kızdı. Zhongli'yi tanımamasına rağmen ona hayallerinden ve birçok şeyden daha bahsetmişti. Zhongli'nin onu cesaretlendirmesiyle ise bugün buralara gelebilmişti. Karşısında bu adamı görmek onu duygulandırmıştı ama bir şeyi çok merak ediyordu.

"Bay Zhongli, siz hiç değişmemişsiniz. Ben küçüklüğümde nasılsanız şimdi de aynısınız. Gerçekten çok garip." Zhongli şen bir kahkaha attı. "Teşekkür ederim, bunu iltifat olarak alıyorum." Tartaglia Zhongli'nin olayı toparlama şeklini komik bulmuştu. Gülerek elini Beidou'ya uzattı. "Ben Childe, tanıştığımıza memnum oldum." Beidou gülümseyerek karşısındaki eli sıktı ve biraz kafası karışmış bir şekilde konuştu. "Childe? Bu ismi bir yerde duymuştum sanki. Sen... Fatui'nin On Birinci Habercisi değil misin?" Beidou'nun bu dehşete düşmüş ifadesi ikiliyi güldürmüştü. "Evet, benim." Beidou tüm yükünü tek bir bacağına verdi ve bir şey düşünüyormuş gibi elini çenesine götürdü. "Hm, peki ya niye ikiniz 'birlikte' buradasınız?"

"Doğrusu Inazuma'da bir işimiz vardı. Şimdi ise Liyue'ya geri dönüyoruz."

"Liyue'ya geri dönmenize çok sevindim. Bay Zhongli, demek bu kadar zamandır Inazuma'daydınız. Sizi orada nasıl bulamadım aklım almıyor." Zhongli onaylar bir şekilde kafasını salladı. "Senin işine daha fazla engel olmayalım Beidou. Sonra tekrar konuşuruz. Şimdilik görüşürüz." Beidou yüzündeki hafif tebessümle el salladı. "Görüşürüz!" ardından ikili Beidou'nun yanından ayrılmıştı.

"Beidou tatlı kızmış." Zhongli onaylar şekilde kafasını salladı lakin Tartaglia'ya çok odaklanamamıştı çünkü denizde garip bir hareketlilik olduğunu fark etmişti. Olduğu yerde durdu ve denizi incelemeye başladı. Tartaglia ise Zhongli'nin kaşları çatık bir şekilde durup denize baktığını fark edince meraklanmıştı." Zhongli, bir sorun mu var?" Zhongli'nin cevap vermesine kalmadan dalgalar hırçınlaşmış, aniden hava kararmış ve gemi şiddetli bir şekilde sallanmaya başlamıştı.

Tartaglia dengesini kaybedip yere düşecekken Zhongli çocuğu belinden tuttu. "Bunlar normal dalgalar değil, hissediyorum. Gidip Beidou'ya haber vermeliyiz." Tartaglia hafiften tırsmaya başlamıştı. Bir hükümdar hislerinde asla yanılmazdı ki zaten bu durumun anormal olduğunu anlamak için bir hükümdar olmaya da gerek yoktu.

Beidou'nun yanına doğru gidiyorlarken aniden denizde çıkan hortumlar ve gökyüzünde beliren girdapla geminin önünü vücutlarının alt kısmı birbirine bağlı, metrelerce uzun beş tane kocaman mavi yılan kesmişti.

Zhongli biraz duraksadı, ardından kaşları çatılmıştı."Girdabın Lordu?"

.

Girdabın lordunun görevindeki sinematik😋

EE GİDİŞAT HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ???

Veee diğer bölümde sizce neler olacak?

Bu arada medyadaki şarkı>>>

Gnosis | Zhongli X ChildeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin