He cares

15 2 4
                                    

Lee Know:
Hyunjin iyi misin?

:Hyunjin
iyiyim noldu ki

Lee Know:
Evden çıkarken gelen telefona çok da sevinmedin sanırım
Lee know:
Camdan giderken sana baktım konuşurken yüzün düştü
Lee Know:
Ve eve varınca bana haber vermedin

Bu kadar dikkat etmiş olması beni şaşırtmıştı.

:Hyunjin
önemli bir şey değil arayan babamdı

Lee Know:
Anladımm
Lee Know:
Kötü bir haber mi verdi

Lee Know babamla aramda olanlardan habersizdi. O gün aile konusu açıldığında da babam hakkında çok konuşmadan geçiştirmiştim zaten

:Hyunjin
Yok kötü bir haber değildi öyle konuşmak için aramış sadece

Yalan söyledim
Aslında içip beni aramıştı
Saçma sapan şeyler söyledi ve gidip onu sürttüğü yerden almak zorunda kalmıştım, üstelik her yerimi de batırmıştı.
İğrenç bir insandı ve ben daha fazla ona katlanmak istemiyordum. Her gün beni kendi kuyusuna çekmeye çalışıyordu, onunla gitmeyecektim.
Para sıkıntısı da çekmeye başlamıştık, yakında bir işte çalışmam gerekebilirdi.

Lee Know:
Anladım
Lee Know:
Kötü bir şey olmadığına sevindim

:Hyunjin
Merak edip yazdığın için teşekkür ederim

Lee Know:
Böyle bir şey için bana teşekkür etmene gerek yok
Lee Know:
İstediğin zaman istediğin konu hakkında bana yazabilirsin
Lee Know:
İstersen arayadabilirsin

Bu kadar ilgili davranmasına alışık değildim.
Tükenmiştim hemde çok pis tükenmiştim.
Felix her zaman yanımda olsa da bazen kimseyi arayabilecek veya mesaj atacak kadar bile halim olmuyor.

:Hyunjin
Trşekkğr ederim Lee Know

Ellerim titriyordu, gözlerim yaşarmıştı, klavyeyi göremiyordum bile, gözlerimden yaşlar sel gibi akmaya başlamıştı.
Koşar adımlarla mutfağa geçtim, buzdolabını açıp babamın biralarından 3 şişe alıp odama geri döndüm.

Camım çatıya çıkıyordu, oturdum ve yıldızları izledim.

"Anne, sen gittiğinden bu yana hiçbir şey düzelmedi"

Darmadağın olmuştuk.
Babam da ben de, ama babam bütün üzüntüsünü benden çıkartıyordu, bende kendimden çıkartıyordum. Her şey üstüme geliyor hatta bazen nefes alamıyordum.

Bizi kimse toplayamazdı artık, dağılmış bir aileydik.
Hepimiz zaten ölmek için doğmadık mı? Neden bunca eziyeti ölmek için çekiyordum ki, gerçekten değer miydi? Ben bir şey yapmazsam zaten babam beni yakında öldürecekti.

Aniden yağmur yağmaya başladı
Gökyüzüyle birlikte ağlıyordum. Biramın son damlaları da ağzıma aktı, daha sonra biraz yağmurun altında oturdum.

İçeriye girdiğimde cevapsız bir kaç aramam olduğunu gördüm.
Felix aramıştı.

Felix:
Nerdesin
Felix:
Kaç saattir mesajıma bakmıyorsun evine dönmüşsündür artık
Felix:
Resim mi çiziyorsun
Felix:
Normalde haber verirsin endişelendirme beni
Felix:
Yaptığın her şeyden haberim olur Hyunjin, iyi değilsin hissedebiliyorum bak şu telefona
Felix:
Gerçekten endişelenmeye başladım

:Hyunjin
Özür dilerim
:Hyunjin
İçiyordum

Anında mesajıma baktı.

gökyüzüm / hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin