Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Ellerimi yüzüme götürüp gözlerimi ovuşturdum.
Yavaşça doğrulmak için hareket ettiğimde sırtımdaki acıyla elimi belime koydum. Küçük bir inlemeyle zar zor kalkıp yatağa oturdum.
Düşünürken olayları yeni yeni hatırlıyordum, zorlanmış olmalıydım. Yatağa bastırarak ayağa kalktım. İlk kez bu kadar acı hissediyordum ama bunu Polat'a belli etmemem gerekiyordu. Yoksa bir daha yapmayabilir bunu çok iyi biliyorum.
Saçma düşüncelerle gülerken bir anda kapı açıldı, korkuyla kapıya baktım. Polat gelmişti.
"Uyandın mı, günaydın"
"Günaydın.. sen bugün işe gitmeyecek miydin"
"Yanında kalacağım, bir şey olabilir"
"Ne olacak canım küçük çocuk değili-ah"
Acıyla sustum. Garip bir sancı vardı arkamda. Yavaşça yanıma gelip elini belime koydu.
"Çok mu acıyor"
"Hayır konuşma böyle utandırıyor"
"Utanılacak bir durum değil ufaklık, her şeyini biliyorum"
Böyle konuştukça daha da utanıyordum. Bunu anlamış olmalıydı ki yaklaşıp saçlarıma bir öpücük kondurdu.
Bir anda beni kucağına aldı.
"Ah yavaş hareket et"
"Özür dilerim.. bir dahakine daha yavaş olurum" başka bir şey belirtmişti, sinirle elimi yumruk yapıp sırtına vurdum. Gülerek bana baktı.
"Tamam tamam yapma" hâlâ gülmeye devam ediyordu. Salak.
Zorlanarak bacaklarımı sırtına doladım, beni tek koluyla tutuyordu. O kadar zayıf mıyım ki?
Kolumu onun boynuna atıp onu izlemeye başladım. Büyük bir ciddiyetle merdivenlerden iniyordu."Ben ağır değil miyim seni zorlamayayım"
"Sen mi? Güldürme beni, ben senin kilonla ağırlık kaldırıyorum"
"O kadarda değil"
Mutfağa geldiğimizde beni sandalyeye oturtup masaya son kez göz gezdirdi ve ikimize su doldurdu. Suyu önüme koyduktan sonra kendi yerine oturdu.
Küçücük yaralansam ya da evde vakit geçirme planları kurduğum anda bile işe gitmiyordu. Hoşuma gidiyordu ama işlerini çok aksatıyordu. Ne varda bu kadar önemliyim değil mi.
"Başka istediğin bir şey var mı"
"Hmm.. sen sayılıyor musun"
Ayağa kalkıp yanıma doğru yürüdü.
"İstersin de olmaz mı"
Tam beni öpeceği sırada telefon çalma sesiyle irkildim. Yan gözle telefona baktım. Annem yazısını görünce geri çekilip telefonu elime aldım.
-Alo oğluşum
"Efendim anne"
-Napıyorsun bakalım kahvaltı yaptın mı
"Tam şimdi yemeye başlıyordum"
Dediğim şeyle Polat arkadan gülmüştü.
-Polat orda mı
"Evet"
-İyi o zaman güzelce karnını doyur aç kalma bugün hava soğuk biraz, güzel giyin. Polat'a da dikkat et oda hasta olmasın
"Tamam anne merak etme senn"
-Bak ararım bir şey olduğunu duyarsam kötü olur tamam mı şimdi kapatıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kan davası (bxb)
Teenfikce"Nasıl bir adam böyle bir çocuk ruha sahip olabilir ki" "Sus ve sarıl, lütfen"