nine

141 18 168
                                    

"...morlukların üzerine buz tutmayı ihmal etmeyin, reçetenize yazdığım kremleri sabah-akşam birer defa sürün. Ağrılar dayanılmayacak hale gelirse ağrı kesici kullanabilirsiniz. Sophia el bileğindeki sargıların değişimi için 2 gün sonra tekrar gel, Beomgyu sen de yarın öğlen gelecek olan ortopedi doktorumuza bir uğra. Bacağın için çekilen röntgeni inceledim ve ciddi bir sorun yok gibi ama doktorumuz da bir görse iyi olur. Başka bir sorunuz var mıydı?"

Kaykay parkına en yakın mesafede olan hastanenin acil servisindeki sedyelerin üzerinde oturan Beomgyu ve Sophia aynı anda başlarını iki yana salladılar. Cevabını alan hemşire etrafına perdeler çekilmiş ortamdan ayrıldı ve Sophia Beomgyu ikilisini baş başa bıraktı.

Beomgyu anında yüzündeki pişmanlık ve üzüntü dolu ifadeyle Sophia'ya döndü. "Gerçekten çok özür dilerim Sophia, ben cidden-"

"Yeter artık Beomgyu. Daha ne kadar özür dileyeceksin? Bilerek olmadığının farkındayım." Sophia tek eliyle öbür bileğindeki sargıları düzeltirken Beomgyu'ya baktı. "Ayrıca bilirsin, kaykaycı olmanın bir diğer yanı da sürekli düşüp yaralanmaktır. Bu yüzden endişe etme, ben alışığım bu tarz şeylere." Beomgyu, Sophia'nın sargılı bileğine dudaklarını büzüp pişmanlık dolu bakışlar atmaya devam etti. Kafasında yankılanan seslere bir türlü hakim olamıyordu. Ben aptalım, ben gerçekten tam bir aptalım...

"Beomgyu- hey.."

Sophia'nın sesi uzaklardan boğukça kulaklarına dolduğunda Beomgyu kendisine gelerek bakışlarını Sophia'nın gözlerine çıkardı. Gerçekten bazen kafasındaki sesler ana odaklanmasını ciddi anlamda zorlaştırıyordu. Sophia, Beomgyu'nun daha fazla kendisini suçlamasına izin vermeyerek ayaklandı ve genç oğlanın koluna girdi. Beomgyu aniden Sophia'nın bu hareketi yapmasıyla hem irkilmiş hem de eş zamanlı olarak nefesini tutmuştu. Sophia, hazır hastanedelerken Beomgyu'nun bir de kalp doktoruna görünmesini falan mı istiyordu?

"Eğer istemiyorsan bırakabilirim ama.. kapıya kadar kendin yürümen sıkıntı olur diye düşündüm. Devamında Taehyun'lar yardımcı olur gerçi de.." Beomgyu başını iki yana sallayarak gülümsedi ve genç kızın koluna girdi. "Yardımcı olduğun için teşekkürler."
Sophia onun sözleriyle gülümsedikten sonra Beomgyu yavaşça ayaklandı ve ağırlığını çok fazla Sophia'ya vermemeye çalışarak ondan destek alarak ilerledi. İkisi de akşamın bu saatinde sakat kalmışlardı ve gerçekten saçma bir durumdalardı. Beomgyu, Sophia'nın eli incindiği için el görevini almış ve kapıyı açmıştı. Sophia ise onun için ayak görevi görüyor ve ikisini birlikte yürütüyordu. İkili omuz omuza hastanenin acil odasından çıktılar.

Kapının hemen dışında sabırsız bir şekilde onları bekleyen arkadaş grupları iki yana dağılmış durumdaydı. Hyuka ve Soobin sağ tarafta ayakta durmuş, sırtlarını duvara vermişlerdi. Soobin merak ve gerginlikten arada bir duvardan ayrılıyor ileri geri hastane koridorunda yürüyor sonra tekrar Hyuka'nın yanına geçip duvara yaslanıyordu. Hyuka ise tam karşısındaki duvarın önündeki koltuklarda oturan Yeonjun ile bir bakışma yarışmasına girmiş gibi görünüyordu. İkili birbirlerine ardı arkası kesilmeyen delici bakışlar gönderiyor, her an içlerinden biri ayaklanıp diğerinin suratına yumruğu geçirecekmiş edasıyla bakışmayı sürdürüyorlardı. Yeonjun'un hemen yanında oturan Yeeun ikilinin bu hallerine iç geçirip, göz devirmekten başka bir şey yapmıyor, Taehyun ise gözlerini acil servisin kapısından başka bir yere çevirmiyordu.

Sophia ve Beomgyu'nun kapıdan çıkmasıyla her iki grubun da bakışları onlara döndü ve hepsi anında ayaklanıverdi. "Beom!" dedi Taehyun telaşla ve öne atılıp ikilinin yanına gelen ilk kişi o oldu. "Nasılmış ayağının durumu? Ciddi bir şey var mı?" Bu sırada bakışları 1 saniyeliğine Beomgyu'nun Sophia'nın omzundaki koluna ve Sophia'nın Beomgyu'nun belindeki eline kaydı.

lonely skate boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin