Gözlerimi yavaşça aralamaya çalışırken, yüzümü gelen çimenlerden kurtarmak için yan tarafa çevirdim. Sersemleyerek etrafa bakınmaya başladım. Etrafı net seçemiyor olduğumdan ilk bakışta ormanda olduğumu anlayamamıştım.Tenime değen sert çimenler kolumda izler bırakmıştı. Etrafı incelemeye başladım. Heralde bu da yine o saçma rüyalardan biri olmalı diye düşündüm kendi kendime.
Arkamda çok büyük ve sonu gözükmeyen bir orman vardı. Ön tarafıma döndüğümde ise taş yolu takip eden eski binalardan oluşan bir sokak bizi karşılıyordu.
Yavaş hareketlerle yattığım çimenlik alandan doğrulmaya çalıştım. Ne kadar uzun süredir böyle yatıyorsam her yerim ağrımıştı.
Doğrulurken birden karşımda Lera'yı etrafı şaşkınlıkla incelerken bulunca bağırarak eskiden bulunduğum gibi tekrardan yere kapaklandım. Lera de aynı şekilde bağırarak karşılık vermişti "Kızım niye bağırıyorsun ya korkuttun beni!" dediğinde doğrulurken "Neredeyiz biz?" diye sordum. "Bilmiyorum, orman işte nasıl geldiysek artık buraya." Bu sırada arkasını dönüyorken tekrardan bağırınca hızla onun yanına gittim.
"Jewel!" Lera'nın arkasında duran Jewel'e baktım "Sen de mi buradaydın?" diye sordum. "Evet ama nasıl geldik buraya?" Eldon buna cevap veren kişi oldu "Geçit yüzünden olmalı." Ona şaşkınca bakarken "Geçit mi?" diye sordum. Lera de aynı ifadeyle Eldon'a şaşkınca bakıyordu.
Lera "Olamaz biz buraya gerçekten nasıl geldik. En son şimşek çakmıştı!"
O sırada aklımda daha demin evde olduğumuz düşüncesi belirdi. Bir meteor düşmüştü ve bizde bir anda buraya gelmiştik. Fakat yanımızda Sadie de olması gerekiyordu. Etrafa bakınıp Sadie'yi göremeyince hızla ayağa kalkıp ormana doğru ne yaptığımı bilmeden ilerlemeye başladım.
Jewel de o sırada "Sadie de bizimle değil miydi?" diye sormuştu. Onu duymazdan gelerek ilerlemeye devam ettim. Panik yapmaya başlamıştım.
Sanki ormanda duruyormuş gibi düşünüyordum. Jewel arkamdan gelirken "Olamaz nerede olduğunu bilmiyor musun?" demişti. Hızla ilerlerken birden durup onun yüzüne bakınca, o da durmak isterken düşecek gibi olmuştu. Şaşkınca yüzüme bakıyordu fakat gözlerinden çaresizlik aktığını görmüştüm.
Bu durumda ona bir şeyler söyleyip kızmak istesem de şu anda onun da panik yaptığının farkındaydım. Bir şey demeden yoluma devam etmeye başladım. Arkamızdan Lera koşarak belirince "Sadie nerede!" diye nefes nefese sormuştu.
Ona cevap vermeden ilerlemeye devam ediyorduk.
O sırada Sadie'yi ormanın içinden bu tarafa doğru gelirken gördüm. Hızla yanına giderken Jewel de peşimden gelmişti. Onu görünc gözümün bulanıklaştığını fark ettim. Onu göremediğim için kapattığımda buğu gitmiş ve bir damla yaş akmıştı gözümden.
O ise bize şaşkınca bakıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Biraz önce yanımda olan Jewel'a bakacakken orada olmadığını fark edince sesinin geldiği tarafa baktım. "İyi misin?" derken Sadie'ye sarılmıştı. Bunu görünce şefkatli bir gülümseme belirdi yüzümde. Birbirlerine çok değer veriyor olsalar da yine de iyi anlaşamıyorlardı.
İlk başta Sadie de ne olduğunu anlamadan ona sarılmış olsa da sonradan "Bırak beni Jewel!" demişti. Bunu görünce Lera ve ben gülmeye başlamıştık. Beni gören Sadie ise koşarak yanıma geldi.
"Siz nerdeydiniz?" derken bana sarılmıştı.
...........
Lera "Eski dönem, bu şaka falan mı?" diye güldüğünde Sadie onu umursamayarak "Şuraya baksanıza." diyerek karşımızda duran şatoyu işaret etti. "Soru sorabileceğimiz birilerini buluruz belki."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Sen
Science FictionMavi bir gezegenin parçalanması sonucu dünyaya düşen meteor yüzünden insanlarda daha önce görülmemiş farklı güçler fark edilir. Bu özelliklerden kaçmaya çalışan beş arkadaş ise ellerinde olmadan zaman yolculuğu sonucunda farklı evrenlere ve zamanlar...