in your arms tonight; i died.

116 13 8
                                    

↳ ❝ in your arms tonight, i died. ❞

Merhaba, sanırım son kez. Ancak sen duyamayacaksın. Çünkü orda, James ve Sirius'un arasında ayakta durmaya çalışıyorsun. Tanrım, Remus! O bir baston mu! Yüce Merlin, sana ne oldu böyle! Pekala, ilk ricam bu olacak; kendini yıpratma. Biliyorum, geri de kalanlar için çok zor olduğunu. Ve orada kanlı, canlı olamadığım için bana kızgınsın. Ancak, biliyorsun, mecburdum. Sen benden çok daha güçlüsün. Güçlüydün, her zaman. Sen kaldırabilirdin. Ama ben, ben yapamazdım Remus. Belki kulağa biraz bencilce geliyor ama inan değil. İkimiz için en uygunu buydu. Buna ben karar verdim, çünkü ikimiz de benim daha zeki olduğumu biliyoruz. 

Dürüst olmak gerekirse Elvis'in konuşması epey etkileyiciydi. Ancak senin konuşman... Remus, ayakta bile duramıyorsun, bunu daha fazla yapma kendine. Ben ne diyeceğini zaten biliyorum. "Her zaman çevresindekiler için en iyisini isterdi. Benim için, Elvis için, Aster için. Ama en büyük kötülüğü bize yine o yaptı." Ağlama, yalvarırım. Dayanamıyorum. Senin iki büklüm vücudunu görmeye, titreyen sesini duymaya, titreyen ellerinle bastonunu kavrayışını görmeye dayanamıyorum. Ah, sen benim ölü bedenimi görüyorsun. Sanırım adil bir durumdayız. 

Seni özlemeye başladım ama sanırım bunu söylemeye hakkım yok. İçinde galaksiler sakladığın gözlerine bakmayı özledim, ağladığın için kızarmışlar. Gözlerinin kızarmasından hoşlanmıyorum. Gerçi sen benim gözlerimi bile göremiyorsun. 

Hayatın bizi getirdiği nokta çok da şaşırtıcı değil, fazlasıyla trajik. 

Bunu ben bile beklemiyordum, dürüst olmak gerekirse. Yine de senden öğrendiğim en iyi şey olarak, pişman değilim. Hiçbir şey için. Sen hep öyle derdin, pişman olmaya hiçbir şey değmez. Kısacık hayatımızı daha çok beraber geçirmek isterdim yalnızca. Kollarının arasında daha çok nefes almak isterdim. Yine de son nefesimi kollarının arasında verdiğim için mutluyum. 

İşte, tabutun kapağı kapanıyor. Tanrım, ağlamak için yer arıyorsun resmen. O kadar mı çirkin görünüyorum gerçekten?! Tamam, biraz betim benzim atmış olabilir. Ama hala çok ateşli olduğuma bahse girerim. Gerçi gideceğim yer yeterince ateşli olacak zaten. Neyse, nerde kalmıştık. Hah! Tabutum kalkıyordu. Aslında biraz daha geniş bir şey tercih edebilirdiniz. Burası biraz sıkışık. Her neyse.

Sen en arkadasın. Yürüyemiyorsun çünkü. Ah, Remus. Bunları sana yaşattığım için vicdan azabı çekmem için yapıyorsan başarıyorsun. James bir koluna girmiş, hep destekçin zaten. Sanırım, dolunay zamanları gözümde canlandı. Ah, gökyüzüne bak, yağmur yağıyor! Biz tanıştığımızda da yağıyordu. Hatırlıyorsun, değil mi? Belki o güne dönmek ikimizin de ortak dileği. Ama yaşanacakları değiştiremeyiz, bir tanem. Olması gerekenler her halükarda olur. Kader önüne konulan engelleri aşmakta en iyisidir. 

Yüzünden akan damlaları gözyaşından ayıramıyorum. Ama eminim ki ağlıyorsun. Gerçekleşmesi için deli gibi ümit ettiğimiz hayallerimiz için, birlikte kucaklayacağımız geleceğimiz için, sarılarak uyuyacağımız geceler için, bizim için. Sana umutlarını yaşatamadığım için özür dilerim, senin yaşayabilmen için bunu yapmam gerekiyordu. 

İşte, toprak. Biliyorsun, topraktan hiç çekinmem. Omuzların sarsılıyor, sırılsıklam oluyorsun. İnsanlar sana baş sağlığı diliyor, onlara cevap versene! Seni ahmak! Ahlak kuralları her şeyden önce gelir. Bir teşekkür edebilirdin! Her neyse. Sakın yağmurun altında çok kalma. Kimse sen hastalandığında benim kadar güzel çorba yapamaz. Kimsenin elinden bir daha çorba içeceğini sanmıyorum zaten. Özür dilerim, seni bundan mahrum ettiğim için. En son istediğim şey bile değildi. Ama senin hayatın söz konusuydu Remus, bunu yapmak zorundaydım. 

Dizlerinin üstüne çöküyorsun, üstün çamur olacak. Umurunda olmadığını biliyorum. Sirius, James, Peter. Hepsi başında. James ve Lily'nin, özellikle minik Harry'nin muhteşem bir hayatı olacak. Temel gayemiz buydu ne de olsa. 

Peki ya bizim? 

Dedim ya, trajik bir hikaye. Mutlu sonlu hikayeleri de çok severdim. Kendi hikayem pek hoşuma gitmezdi, biliyorsun. Bu hikaye mutlu sonla bitemezdi, Remus. Buna seni de dahil ettiğim için çok özür dilerim. Sanırım ilk defa bir haksızlığa sebep oluyorum. Sen, benim sana yaşattığım ve yaşatacağım hiçbir şeyi hak etmedin. Özür dilerim.

Daha ne kadar bekleyeceksin? Tir tir titriyorsun, eve git. İnan ben üşümüyorum. Senin kollarında verdiğim son nefes, sensiz aldığım her nefese bedeldi.


⋆ ˚。⋆୨୧˚CAST˚୨୧⋆。˚ ⋆

ೄྀ࿐ ˊˎ-

Remus John Lupin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Remus John Lupin

❝Bir rivayete göre; ayın sol yarısının olmadığı bir gecede, yağan yağmurun altında ıslandığınız kişi sizin ruh eşinizdir.

ೄྀ࿐ ˊˎ-

Amaris Diana Urquart

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Amaris Diana Urquart

Hayır, hayır! Bunu uydurduğumu da nereden çıkardın!❞


yazardan notlar;

➥ilk defa sondan başlayan bir hikaye yazıyorum. biraz risk almış gibi hissediyorum kendimi. ama küçük bir risk olmadan hayat nedir ki? 

➥peter'e sayıp sövmeyin. yine hain değil.

➥remus hiç acı çekmemiş gibi bir ben eksiktim gerçekten.

➥ adrew ve emma benim imkansız shipim :((

➥KAZANOVA REMUS'A HAZIR MIYIZZZZ!!



in your arms | remus john lupinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin