Bilgisayarımda patronun istediği belgeleri düzenleyip patrona atmaya çalışırken Esra alelacele yanıma gelerek''Hazel patron seni odasına çağırıyor acilmiş.''dedi.Oflayarak ''Neymiş acelesi Esra''dedim bıkkın bir biçimde.''Bilmiyorumki bir şey demedi yanında sadece iki adam vardı''dediğinde başınmla onaylayıp kalktım ayağa.
Patron ne zaman acil dese genelde boş şeyler çıkıyordu altından yine öyle bir şey olduğunu düşüğndüğüm için ağırdan alarak gitmiştim odasına.İçeriye girdiğimde patronu koltuğunda görmüştüm.İki tane takım elbiseli adamsa başında dikeliyordu.
Adamları dikkatle incelediğimde bellerindeki silahı ve kulaklıkları farketmiştim.Vücut yapılarından ise eğitimli kimseler olduğu anlaşılıyordu.Amaçları beni öldürmek yada zarar vermek olsaydı şuana kadar çoktan cesedimi temizliyor olurlardı.
Onları umursamazca patronun karşısındaki koltuklardan birisine oturup bacak bacak üzerine attım ve dikkatle patrona bakarak''Beni çağırmışsınız efendim''dedi.Patronum beni başıyla onaylayarak ''Beyler seni görmek istiyorlarmış''dediğinde hafif gülümseyerek adamlara tekrar baktım.
''Sizde öylece ellerini kollarını sallayarak buraya girmelerine ve beni görmelerine izin mi verdiniz''dedim.Patronum da benim gibi yapmacık bi gülümseme bahşedip ''Devlete karşı boynumuz kıldan ince bilirsin Hazel''dedi.
Bu söylediği kahkaha atmama neden olmuştu çünkü devlete karşı işlemediği suç yoktu.Şuan karşısındaki adamların eğitimli birer ajan olduğunu ve ters bir şey yapsa anında öldürüleceğini bildiği için ne derlerse yapmayı uygun görmüştü.
Soğuk gözleri bana bakarken o gözlerde merakta vardı.Sonuçta koskoca devlet ajanları ben gibi fasfakir sakar beceriksiz bir kadını neden arardı ki.Adamlar aramızdaki konuşmadan ve gerilimden sıkılmış olmalı ki diğerine göre daha yapılı olan adam ''Gideceğimiz yere kadar bize eşlik eder misiniz Hazel hanım''dediğinde onu onaylayarak ayağa kalktım.
Adamlar bu kadar kolay kabul edeceğimi düşünmemişlerdi sanırım.Şaşkınca birbirlerine baktıktan sonra ikiside kapıya doğru hareket etmişlerdi.Birisi sağımda öbürü solumda şirketten çıkarken en ufak bir korku kırıntısı hissetmiyordum.Çünkü sebebini az buçuk tahmin edebiliyordum.
Aşağıdaki siyah arabaya binmeden önce iri kıyım adama bakarak gülümsedim ve arbaya binmek için eğildiğim an boynuma ilacı enjekte etmesine izin verdim.Hafif gözlerim kararırken belimden tutarak düşmemi engelledi.Hafif bir biçimde beni koltuğa bırktıktan sonra bilincim tamamen kapanmıştı.
Gözlerimi açtığımda karşımda onu gördüm.Ona dalga geçercesine bakıp ''Zaman sana pek yaramamış ha kocadev.''dedim.Oda gülümseyerek bana bakıp ''Ben de tam senin için aynı şeyleri düşünüyordum.''dedi ve kınarcasına bakıp ''Cidden ben kimsenin emri altında çalışamam diyerek işten ayrıldıktan sonra bir şirkette asistan yardımcısı olarak çalışmanı beklemiyordum''dediğinde güldüm ve ''Sanırım haklısınız ben sadece sizin emriniz altında çalışamazmışım''dedim.
Lakin neden ayrıldığımı oda ben de iyi biliyorduk.Bu iş benim her şeyi kaybetmeme sebep olmuştu benliğimi bile.Daha fazla dayanamayacağımı düşünüyordum ve bende görevden ayrılmanın en doğru karar olduğunu düşünmüştüm.
Adama bakarak''Sanırım buraya beni özlediğiniz için çağırmadınız''dediğimde gülerek bana baktı ve önüme bir dosya bıraktı.Dosyaya bakmadan karşımdakı kocadeve''İçinde ne var''dediğimde ''Amerikada'ki seri cinayetleri duydun mu''dediğinde başımı olumsuzca salladım.
''Açıkçası beni ilgilendirmeyen şeylerle pek ilgilenmem bilirsin beni''dediğimde iki adam benim bu rahat tavırlarımı şaşkın bir biçimde izliyorlardı.Adamlar sadece benim değil devinde dikkatini çektiği için olamlı ki ''Siz bize birer kahve getirin oyalanmayı ihmal etmeyin''dediğinde hemn onu onaylayıp dışarı çıkmışlardı.