"Kolye Vakası."
Gözlerimi yüzümde ki dehşet ifadeyle kalabalık mekanın ortasında duran masanın üzerine çıkmış sarhoş bir şekilde Tuğçe'ye bakarak eşarbını yan bağlama söyleyen Yunus'a çevirdim.
Yunus arkadaşlarının ve alkolün de verdiği gazla masaya çıkmış Tuğçe'ye bakarak dertli dertli eşarbını yan bağlama söylüyordu.Herkes masanın altına toplanmış Yunus'a destek veriyor bir yandan da şarkının ritmine göre alkış tutuyorlardı.
Tuğçe de gülerek Yunus'u izliyordu.İbrahim Tatlıses bu ikisini görse ağlardı herhalde.
Şarkıyı pek bağdaştıramasam da ben de bir duygulanmadım değil hani.
Yanımda ki Tuğçe'nin ifadesine bakıp istemsizce ben de gülmeye başlamıştım.
Yunus nakarat girdiğinde gözlerini kapatmış başını iki yana sallayarak hareketli şarkıya hüzünlü bir hava katmayı başarmıştı.Bunu masanın hemen yanında duran gerçekten dertli görünen ifadesiyle gözleri dolu dolu Yunus'u alkışlayarak izleyen Torreira'dan da anlayabilirdiniz.
Adam anlamıyordu ki sözleri. Yunus da böyle garip triplere girince sevgilisine bakarak gerçekten duygusal bir şarkı söylüyor sanıp duygulanmıştı herhalde.Tabi aldığı alkole de bağlı olabilirdi.
Kestiremiyordum şu an.
Yunus kanında ki alkol oranına meydan okuyarak artistik hareketlerle şarkıyı söylemeye devam ederken bir kaç tane düşme tehlikesinin sonunda şarkı bitmiş,Yunus kazasız belasız üstüne çıktığı masadan inmeyi başarmıştı.
Saçlarımı tutup ensemde yelpaze gibi sallayarak bi nebze de olsa serinlemeye çalıştım.Mekan da yoğun alkol kokusu ve sıcak nem hakimdi.
Bir işe yaramayınca sesli nefes verip gözlerimi ileride teras olduğunu düşündüğüm kapıya çevirdim.
Artık dayanamıyordum.Terasa doğru adımlamadan önce yan tarafımda,okuldan arkadaşlarla konuşan Tuğçe'ye dönüp terasa çıktığımı haber verecektim ki; aralarında ki sohbetin koyu olduğunu fark etmiş, bu düşüncemden vazgeçip bir şey demeden yanlarından ayrılmıştım.
Zaten yokluğumu fark edeceklerini düşünmüyordum.
Bu gece yokluğum ile varlığım birdi.Nedense konuşup sohbet etmek içimden gelmemiş,hatta dinlemekten bile rahatsız olmuştum.
Kalabalığın arasından sıyrılıp kendimi bomboş terasa atıp sonunda derin bir nefes alabilmiştim.Terasın ucuna gidip,vücudumu cam korkuluklara yasladım.
Son katında olduğum yüksek binadan karmaşık ve kalabalık şehri izlemeye koyuldum.İzlemesi bile insanı yoruyordu.
Korna ve tekerlek sesleri,seyyar satıcıların güçlü serzenişleri,gür kahkahalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stranger|Kerem Aktürkoğlu
ChickLitYabancı: Sana uzak olan,tanıdık olmayan kimse. "Yabancı değilmiş."