"Aşk Lazım."
Hocanın 'çıkabilirsiniz' komutuyla her zamanki gibi sınıfı ilk terk eden ben olmuştum.Bu sefer dersten hızlı çıkmamın sebebi dersin sıkmış olması değil,yapmam gereken çok fazla şey olması ve bunun için zamanımın kısıtlı olmasıydı.
Unutkanlığımdan nefret ediyordum.
Bu akşam Yunus'un doğum günü partisi vardı ve ben hediye almayı unutmuştum.Acilen bir avm' ye gidip hediye almam gerekiyordu.Çantamla hızla okuldan çıkıp otoparka doğru seri adımlarla giderken ileri de öğrencilerin gülerek vakit geçirdikleri çardağa gözüm takıldı.
Elim boynumda ki kolyeye giderken gülümsedim.
Nedense,nadiren taktığım bu kolyeyi daha sık takmaya başlamıştım.Nedense?
Okuldan çıkıp mağaza seçeneğimin fazla olduğu büyük bir avm' ye girdim.Bir kaç kıyafet mağazası gezdikten sonra karar verememiş Tuğçe'ye sorsam mı diye tereddütte kalmıştım.Ama akşam ki partiden dolayı yoğun olduğunu düşünerek kafamda ki düşünceden vazgeçtim.
Gözlerim ileri de duran oyuncakçıya takılırken aklıma gelen fikirle gülümsedim.Oyuncakçıya girip kafam da ki hediyeyi almak için koşa koşa Lego bölümüne gittim.Yunus legolara bayılırdı,hatta bir koleksiyonu bile vardı.
Geçen günlerde laf arasında Batman'ın yeni çıkan Batmobile legosundan bahsetmişti.Yunus'un bahsettiği Lego'yu kucaklayıp kasaya yönelecektim ki yan tarafta kalan Harry Potter temalı legoları görmemle istemsizce oraya doğru yönelmiştim.
Aklıma Kerem gelirken istemsizce heyecanlanmıştım.Akşam gelip gelmeyeceğini düşünürken zamanımın kısıtlı olduğunu hatırlayıp hızlı adımlarla Lego'yu alıp oyuncakçıdan çıktım.
Eve gelince tabiri caizse elimde ki her şeyi bir kenara fırlatıp koşa koşa duşa girmiştim.İnce kıyafetler giyinip kendimi yatağa attım.Biraz uyusam ne olurdu ki?
Muhtemelen Tuğçe beni öldürürdü.
Eğer uyuyup geç kalırsam Tuğçe'nin bana yapabileceği şeyler gözümün önüne gelirken irkilip daha fazla uykumun gelmemesi için hızla yataktan kalktım.
Saçlarımı kurutmuş kurutma makinesini kaldırıyordum ki söylediğim yemeğin gelmesiyle elim de ki kurutma makinesini hızla çekmeceye tepiştirip kapıya koştum.Koşarak kapıya giderken ara hol de ki halının ayağımın altından kaymasıyla düşmekten son anda kurtulmuştum.Bir gün görecektim ebeminkini.
Açken biraz fevri oluyordum.
Masaya oturmuş yemeğimi yerken bir yandan da Tuğçe'yle FaceTime yapıyorduk.Akşam için arasında kaldığı iki elbiseyi bana gösteriyordu.
Ben gösterdiği elbiselerden tercihimi bebek mavisi elbiseden yana yapmıştım.Elbisenin üst kısmı korse tarzındaydı alt kısmı fırfırlı ve kısaydı.
Tuğçe yüzünde ki kil maskesiyle dudaklarını büzüp konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stranger|Kerem Aktürkoğlu
Chick-LitYabancı: Sana uzak olan,tanıdık olmayan kimse. "Yabancı değilmiş."