Ön Bölüm

41 3 0
                                    

Lyria yemekhane sırasında Liamın gelmesini bekliyordu. Aynı zamanda da sıranın yakında ona gelmesi için içinden dua ediyordu. Sıra yavaşça ona gelirken aynı zamanda da gözlerini masalarda gezdiriyor Liam ve Leah'nın bir masa tutmuş olmasını umuyordu. Sıra ona geldiğini gördüğünde kesinlikle "Mükemmel" olan yemeklerden tepsisine koydu. Tepsisini alıp masaların arasında gezindi. Leah elini ona doğru sallıyordu. Adımlarını hızlandırarak masaya oturdu. 

"Lila daha gelmedi mi?" diye sordu Lyria, Stonefield ikizlerine. "Hayır muhtemelen yemek alıyordur." diye cevapladı Liam. "Hadi biz başlayalım. Yoksa o gelene kadar açlıktan ben Lyria'nın kolunu yiyeceğim." dedi Leah 3'ü de yemeklerine gömüldüler. Birkaç dakika sonra Lila da geldi ve yemeğine başladı. Lyria'nın üstü başı Lila'nın ona doğru fırlattığı patates püresi yüzünden yapış yapış olmuştu. "Ben elimi yıkayacağım sonrada sizinle kütüphanede buluşurum." dedi Lyria. "Bende zaten derse gitmeden önce tuvalete uğrayacaktım. Bende geleyim." dedi Lila

İkiside yerinden kalktı. Leah aya kalktı ve Lyria'nın yanına gitti. "Seninle bir şey konuşmalıyım." dedi Leah. "Tabi hemen gidip geleceğim zaten."  dedi Lyria ve uzaklaştı tepsilerini taşıyıcılara koyup tuvaletin yolunu tuttular.  "Sana birşey sorabilir miyim?" dedi Lila. "Tabi ki!" "Sen Elflerin ne olduğunu biliyor musun?" Lyria bu soru ile afalladı fakat belli etmedi. Bir kaç dakika düşünür gibi deri ceketinin kollarını sıvadı. 

"Biliyorum." dedi en sonunda. "Peki onlar gerçek mi?" Lyria bu soru ile daha da şaşırdı. "Hayır." diye cevap verdi bunun yalan olduğunu bile bile. "Emin misin?" Diye sordu Lila "Yine yalan söylediğinde yaptığın o yüzü yaptın."

Lila onlardan 2 yaş daha küçük olsada yaşıtlarına göre çok daha akıllıydı. Peri masallarının gerçek olmadığını düşünmesi gerekmez miydi? Lila daha küçüktü ve Leah'nın ona ikisinin birer elf olduğunu söylemiş olması imkansızdı. Leah asla söylemeyeceğine yemin etmişti. Yoksa Leah'nın günlüğü mü okumuştu? Acaba Leah ona bunu mu söyleyecekti? Tuvaletin kapısını ittirdi Lyria. Ve bu okulda en nefret ettiği yüzleri gördü. Kendilerine "Hatunlar Çetesi" diyorlardı. Lyria bu ismi küçük düşürücü ve çok saçma buluyor, onlara "Gıcıklar Çetesi" diyordu. Grubun lideri Tasha Henderson sinsice gülümsedi. 

"Selam." dedi dünyadaki en sinsi gülüşüyle. Neler olduğunu anlamayan Lila. "Selam!" diye cevap verdi. Tasha aksine daha neşeli ve alaycı bir ses tonu vardı. Lyria işlerinin hızlı bitmesini umarak lavaboya yöneldi ve sabunu eline aldı. "Hadi işini hallet gidelim burdan." dedi Lyria Lilaya. Lila hızla Jessie'nin çıktığı kabine girdi. "Hemen gitmek istermiş gibi konuştun." dedi Jessie tuvalet kabininden çıkarken. 

Evet genellikle ben kızlar gibi tuvalette 4 saat durmam yada tenefüslerimi tuvalette saçımı düzelterek geçirmem. İşimi halledip çıkarım. Diye düşündü Lyria fakat Jessieye cevap vermedi. Gerçekten gününü bok etmek için her şeyi yapıyorlardı. Lyria buradan hızla çıkmak istiyordu. Elini hızlıca yıkadı ve onlara döndü

"Yoksa bizden korkuyor musun?" dedi Ashley biranda Jessieye boynun arkasından sarılarak. Onların sorularına cevap verdiğim anda olan bana olucak, beni onları aşağılamış gibi göstereceklerdi. "Yoksa korkuyor musun?" diye Ashley i tekrarlardı Bianca. "Evet papağanda geldi." diye ağzından kaçırdı Lyria sinirinden. Onlara istediği kozu vermiş oldu. 

"Pardon? Yoksa az önce Biancaya hakaret mi ettin?" dedi Tasha. Ona cevap vermek üzereydi ki, Lila yalpalıyarak onların arasından geçti ve Lyria'nın yanına geldi. Lyria yere çöktü ve Lilayı tuttu. "İyi değilim." dedi titrek ve çocuksu sesi ile. Bir kaç saniye sonrada Lyria'nın kollarına bayıldı. Gıcıklar şaşırmış ve ağızları açık kalmıştı. 

"Eğer şimdi gitmesseniz ona tokat attıp bayılttığınızı söylerim!" diye bağırdı. Kızlar birkaç saniye bakıştılar ve tuvaletin kapısınadan hızlıca çıktılar. Lilanın kafasını yere koydu ve merakla kulağının üstündeki saçları açıp baktı. Gördüğü şey karşısında şaşırdı. O da bir elfti! Demek Leah onun ergenliğe girdiğini ve dikkat etmesi gerektiğini söyleyecekti. Lyria bunun derste değilde onun yanında olduğu için şükretti.  Yerinden kalkıp tuvaletin ana kapısını kilitledi ve cebinden telefonunu çıkardı. Rehberinden Leah'nın numarasını buldu ve tıkladı. Bir kaç aramada telefon açıldı.

"Alo?!" dedi Leah. "Leah? Megafonda mısın?" Liah'nın cevap vermesi çok uzun sürüyordu. "Hayır?"  "Lila da bir elfmiş inana biliyor musun? 5. katta ki tuvaletteyiz. Baygın, Liam'a bir bahane uydur ve buraya gel. Sana ihtiyacım var." bu sefer cevabı hızlıydı. "Tamam hemen geliyorum." 

Telefon kapandı. Lyria tuvalette başka biri olup olmadığını o zamana kadar kontrol etmediğini farketti. Hızlıca biri var mı diye kontrol etti. Tanrılara şükür kimse yoktu. Eline peçeteyi aldı ve Lila'nın burnunda ki kanı sildi. Onu elf cemiyetine götürmeleri gerekiyordu. Ordakiler sorularını cevaplardı. Yere oturdu ve Lilanın başını dizlerinin üstüne koydu. Leah'nın gelmesini beklemeye başladı. Acaba Lila saf kan mı yoksa melez miydi? O sırada kapı tıklandı. Leah olduğunu biliyordu çünkü onların özel tıklamasını yapmıştı. Kapıyı açtı ve yere geri oturdu.

"Onu cemiyete götürmeliyiz. Cassian'ı ara o yakındadır" dedi Leah. Lyria hemen telefonunu çıkardı ve Cassian'ı aradı. "Efendim Ayıcık?" Lyria gözlerini devirdi. Normalde ona ayıcık demesine kızardı ama şimdi daha önemli işleri vardı. "Arabanı bizim okulun arka kapısına getir. Leah'nın kız kardeşi Lila bir elf. Biz seni bekliyor olacağız." "Tamam ayıcık hemen geliyorum." Lyria Liam'a Bir işlerinin çıktığını ve onları idare etmesini söyleyen bir mesaj gönderdi. İki kız Lilayı taşıyarak yangın merdiveninden arka kapıya gittiler. Bu merdiveni genellikle yatılı okullarından kaçmak için kullanırlardı.

Arka kapıya geldiklerinde Cassian onları arabanın içinde bekliyordu. Bir kaç kere korna çaldı. "İstersen bütün okulu ayağa kaldır Cass!" diye kızdı ona Leah. Lilayı arkaya yatırdıktan sonra Cassian'ın yanına öne oturdu. Leah da Arkaya kardeşinin yanına oturdu. Hızla cemiyet binasına doğru yol aldılar. Önlerinde 2 saatlik yol vardı. Lyria farketmeden uykuya daldı. 


Kaderin Efendileri: Kaderin FısıltılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin