Sabah uykumdan kötü bir şekilde kaldırıldım. Tabi sinirliydim de çünkü uykuma düşkün bir kızdım. Beni rüyalarımdan mahrum etmelerini istemiyordum ama engel de olamıyordum. Kısa bir süre olsa da okula giderken dolmuşta biraz kestirdim . Herkezin gözünün bende oldugununda farkındaydim ama uyumamak elimde değildi. Kendi kendime okula gitmek yerine kaçabilirim mesela bir otelde kalabilirim çok uykum var çok ... derken yanıma biri oturdu , tanımıyordum. Gözlerimin içine bakarak "merhaba" dedi . Gerçekten büyüleyiciydi. Biraz duraksadıktan sonra bende "merhaba" dedim. Sırıta sırıta bakarken bile oldukça tatlı görünüyordu. Masmavi gözleri , oldukça tatlı saçları vardı. Sırıtmasını bıraktıktan sonra "şuan oturduğum yer benim yerim , herzaman burda otururum sanırım yanımda oturacaksın deyince kelebekler uçuşan kalbime bir bıçak battı. Oysa ki ben onun yanıma benden hoşlandığı için oturduğunu sanmıştım , yanılmışım.
Biraz kekeledikten sonra " özür dilerim burasının senin yerin olduğunu bilmiyordum , boş yer bulamayınca .... " derken sözümu kesip "önemli değil hem ben zaten bu durumdan şikayetçi değilim." dedi. Bu günüm kötü başlamış olsada iyiye döneceğe benziyordu. Biraz meraktan olsa gerek adını sordum . Adı Boraymış. O da benim gibi merak etmiş olmalı sorumu bana sordu. Bende adımın lara olduğunu söyledim. Okula yeni geldiğim için açıkcası sınıfımı filan bilmiyordum. Sınıfı bora gösterdi. Sanırım yeni okulumu da bora gezdirecek. Çok cömert davranıyor üstelik nazikte. Bora hakkında fazla konuşmak istemiyorum çünki onu fazla tanımıyorum. Her neyse okuldan çıktığım da babam karşımda dikilmiş yeni okulumun nasıl geçtiğini soruyordu. Ben ise arabaya binerken neler yaptığımı anlatiyordum. Aslında yeni okula yazılmam bana saçma geliyordu. Çünki okulların kapanmasına bir hafta kalmıştı. 15 tatilde 15 gün babamı görmemek üzere annemin yanınana gidecektim. Çünki annem ve babam anlaşamadıkları için ayrılmışlardı. Mahkeme kararı olarakta bana babam bakıyordu. Her neyse bu konuları eştikçe başka şeyler çıkıyor o yüzden fazla karıştırmama taraftarıyım.Güzel bir gün değildi ama fena da sayılmazdı. Borayla tanışmam hariç güzel bir gün olduğunu düşünmüyorum. Ilk gün olsa da babam sağolsun erken eve dönmem için müdür Tuğrul Beyden izin almış.Onun sayesinde iki civarı eve dönmüş oldum. Kendi kendime düşünürken beni düşüncelerimden alı koyan kapının zil sesiydi. Hiç beğenmediğim zil ses tonlarındandı. Heyecanla kapıyı açtığım da buz gibi kesilip merhaba demekten başka bir şey diyemedim. Karşımda ki Boraydı. O evimi nereden biliyordu?
Yoksa tesadüf müydü?
Aman Allahım çıldıracağım derken... Bora da bana "merhaba" dedi. Hemen içeri buyur ettim. Babam da misafirlerimizle iş hakkında konuşurken bende Borayı sürükleyerek bahçeye çıkardım ve sorular sordum. Boranın babası Ali Bey ile babam iş arkadaşıymış. Elinur Hanım ile de annem çocukluk arkadaşıymış. Bora bahçedeki salıncakta otururken "bisküvi kola var benimle gel yanına bir de kek yaparız babamlara da veririz çok güzel yaparim." dediğim de hızlıca "tamam küçük hanımefendi" dedi. Mutfağa geçip süt , portakal , kabartma tozu gibi kek malzemelerini çıkardım. Bora ise masaya dayanmış sen kek mi yapacaksın hahahaa der gibi sırıtıyordu. Tabi ne kadar güzel kek yaptığımı bilmiyor embesil..derken kabartma tozunu dökmeyi düşünmüyor musun? deyince dalmışım dedim. Kekimi de güzelce bir fırına verdim. Oldukça güzel kokuyordu. Tabi ben yaparım da olmazmı .. kendimi şımartıyordum. Keki de fırından çıkarıp Boraya verince suratını büzerek yedi. Öksürerek su isteyince kendimi çok kötü hissettim. Suyu verince öksürmesi durdu. Özürlerimi yağdırmaya başladım ... Bora çok özür dilerim gerçekten bilerek yapmadım . Güzel yapmadığımın farkındayım çok pardon Bora derken... ağzımı tutup önemli değil dedi . Sonra bana yaklaşıp hadi birlikte yapalım , dedi. Bende başımla onaylayıp yeni malzemeler çıkarttım. Bora malzemeleri güzelce karıştırdı. Benden kek kalıbı istedi. Bende verdim. Keki fırına verme işini ben yapacaktım. Sıramı bekleyip keki fırına verdim. Miss gibi kokuyordu.. "açıkcası yemek için sabırsızlanıyorum" dedim. Bora da kek pişine kadar bahçeye çıkalım dedi. Başımla onayladım. Bahçeye çıktığımızda elini belime koydu. Amacını anlıyamamıştım. Sonra elini belimden çekip "biz çok güzel arkadaş olacağız" deyince yüzüm kıpkırmızı oldu. Bende "evet çok güzel arkadaşız , olacağız da " dedim.
Ertesi gün sabah yine uykumdan mahrum edildim. Ama fazla üzgün de değildim. Işin ucunda bora vardı. Ateş topu gibi yataktan fırladım. Üstüme yarım göbegi açık gömlek altıma ispanyolu geçirip kabanımı giydim. Yine aynı şekilde çantamı alıp ateş topu gibi fırladım. Gözümü açıp kapamamla dolmuşa gelmiştim. Fakat bora daha gelmemişti. Yüzümü büzdüm . Kendi kendime nerde bu çocuk? Herzaman bu saatte gelirdi? Yoksa okula gelmeyecek mi ? Of of ... derken dolmuşa binilen kısımdan bir tatlı ses tonu geldi kesinlikle bu boranın sesi olmalıydı. Evett boranın sesii geldi işte geldi.. derken yanıma oturdu. "Merhaba güzellik" dedi. Bende "merhaba"diye karşılık verdim. Arkamda oturan bir çocukta selam sarışın diye seslendi. Bora iki gözlerini o embesil çocuğa dikti. "Afedersiniz ama kime sarışın deyip selam veriyosunuz" dedi. Ben ise susun işareti yaparken o embesil "yanındakine" deyince bora ayağa kalkıp o embesile yumruk attı. Suratı dağılmışa benziyordu. Borayı elinden tutup dolmuştan indirdim ve "yürümeyi tercih ederim" dedim. Bora hala dolmuşa bakıyordu. Bende sürükleyerek götürdüm. Okulun bahçesine geldiğimiz an bir tane 9 lardan çocuk Tuğrul Bey seni çağırıyor dedi. Panik oldum. Yavaş adımlarla ilerledik. Tuğrul Beyin odasına girdiğimizde sandalyesi diğer tarafa dönüktü. Onu göremiyorduk. Hızlıca dönünce açıkcası korktum. Tuğrul Bey bana sen çıkabilirsin dedi. Acaba içeride ne olacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Şekeri
Teen FictionHikayemiz de iki gencin otobüste başlayan arkadaşlıkları deyinilmiştir. Uzun bir liseden sonra kendilerine yeni kariyer çizmişlerdir. Dolayısıyla da birbirlerini hiç görememiştir. Lara başka biri ile sözlenir. Laranın ailesi vahim bir kaza geçirir...