Bölüm 1

81 8 6
                                    

Hala çok sabırsızdım. Bora Tuğrul Beyin odasına gireli tam tamına 2 saat olmuştu. Kafamı masaya yaslamış bir şekilde borayı beklerken bora odadan çıktı. Müdür Bey borayı taksit ödemeleri için çağırmışmış.çok korktum deyip boynuna atıldım. Bora da bende diye karşılık verdi. Sınıfa girdiğimizde sınıftaki bazı kızların gözü üzerimizdeydi. Boranın yanında öykü oturuyordu. Benim yanımda da emirhan oturuyordu. Emirhan çok zeki bir çocuktu. Benim derslerim ise emirhanın ki kadar taktirlik degildi. Sınıftakileri fazla tanımıyordum. Aslında tanımakta pek fazla istemiyordum. Çünki boranın , emirhanın , öykünün arkadaşlığı bana yetiyordu. Fazla arkadaş fazla sorun..
Derse başlayalı tam tamına 34 dakika olmuştu. Geriye kalan 26 dakika boyunca mahrum edilen uykumu burada tamamlama gibi bir karar aldım. Mahrum edilen rüyalarımdan birindeydim. Annem ve babam barışıyorlardı. O kadar mutluydum ki fakat mutluluğum çok fazla sürmüş sayılmazdı. Kimyacının cırtlak sesiyle yine ve yine rüyamdan ve uykumdan mahrum edildim. Kimyacının yüzünden bütün sınıfa mahcup oldum. Hiç bir zaman o kimyacıyı sevmeme kararı aldım. O kimyacı o kadar fena ve gıcık iken coğrafya öğretmenim çok nazik ve tatlı bir kadındı. Zilin çalmasına 2 dakika kalmıştı. Ve zil çaldı. Koşarak boraların yanına gittim.
"Arkadaşlar benim dışımda nermin hanıma gıcık olan var mı" dedim.
Bora , öykü , derin , sevinç
"Beennn " diye bağırdı. Herkez o kadına uyuz oluyordu. Borayla okulu asma gibi bir karar aldık fakat bunun ailelerimize de dokunacağını bildiğımız için bahaneler düşündük. Okuldan ayrıldığımızda FİNAL Cafeye gidecektik. Yürürken Lanet olası bir taş ayağıma takıldı. Düşeceğimi sanıyordum ki kahramanım imdadıma yetişmişti. Hala elleri belimdeydi ve beni tutuyordu. Bir kaç saniye bakıştık. Sonra beni ayağa kaldırıp
"Birdahakine biraz daha dikkatli olmalısın" dedi. Bende
" olmaya çalışacağım , teşekkür ederim bora " dedim. Yine eski sessizliğe büründük ve yürümeye devam ettik. Gelmiştik. Bir boş masaya yerleştik. Sonra sohbet etmeye başladık. Sorulara boğdum.
" yan sınıftan biriyle flörtleşiyormussun ?"
" evet ama ..."
"Ama ??"
" sevmiyorum "
"Himm"
Sohbet yarısındayken bir garson gelip " ne isterdiniz" dedi. Ben " bir limonata alabilir miyim ? " dedim. " hemen geliyor hanımefendi" diye karşılık verdi. Limonatam gelince ona öyle bir bakış atmıştım ki bora kendini gülmekten alı koyamamıştı. Ben ise kıpkırmızı olan yüzümü saklamaya çalışıyordum. Bir yandan limonatamı yudumluyor bir yandan da konu bulmaya çalışıyordum.
"Bora ne gibi şeyleri sevmezsin?" Diye bir soru sordum. Bora da "çok soru soranları sevmem. " diye cevap verdi. Bu bana kapak olmuştu. Biraz kırılmıştım .
'Kalkalım mı?'
'Tamam peki buradan nereye gideceğiz?'
'Nereye gidebiliriz sen evine ben evime '
Noluyordu bu çocuğa niye bana böyle davranıyordu. Yanlış bir şey mi yaptım acaba? Sırf böyle davrandığı içinde kendimi suçlayamazdım. Bende
" iyi ben eve geçiyorum bu arada bil istedim yarın babamla yemeğe gidicez ondan sonraki gün alışveriş günüm diğer günlerde annemle vakit geçireceğim , telefonumda kapalı olacak beni arama. "
Ya inanabiliyomusunuz? Sesini çıkarmadan gitti . Gelene hay hay gidene bay bay canım.

Eve gittiğim de çok güzel bir sofra beni bekliyordu. Fakat hiçte günümde değildim. Aç değilim deyip odama çıktım. Herzaman dinlediğim keman melodilerinden birini açtım. Hem o keman melodilerinin sesi gibi mırıldanıp hem de elimi yüzümü yıkıyordum. Banyodaki banyo halılarını aldıktan sonra üstümü çıkarıp bornozumu giydim. Üstümdekileri makineye atması için Selin ablaya verdim. Bornozum hala üstümde iken banyoda kullanacağım eşyaları bir sepetin içine koydum ve kuvetimin yanına yerleştirdim. Duşa girdiğim de kendimi o kadar iyi hissediyordum ki sin zamanlar da hiç bu kadar iyi olmamıştım. Duştan çıktığım da iç çamaşırlarımı ve pembeli geceliklerimi giydim . Ayağıma da pemboş ismi taktığım pembe tavşanlı pantiflerimi giymiştim. Saçımı tarayıp zıplayarak yatağa atladım. Çok rahat bir yatağım vardı. Sabah olana kadar uyanmamak üzere uykuya daldım. Uyandığım da bora ve öykü karşım da duruyorlardı. Ne olduğunu şaşırıp kekeliyerek "sizz sizz nasıll nası içeri girdiniz?" Dedim. Bunu demem ardından tam tamına 5 dakika geçmişti. Ve ben hala cevap alamamıştım. Karşı taraftan "bababan" sesi gelince içim cız etti. Ve sanırım yine o güzel rüyalarımdan birindeydim. Ama bu rüyam güzel rüyalarımdan farklıydi. Bu rüyam kötüydü , güzel değildi. Noluyordu bana babama ?

Pamuk ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin