16

407 61 55
                                    

Vote ve yorum atın aşklarım 💖

-

Saat öğleden sonra ikiye gelirken yorgun gençler yeni yeni uyanmaya başlamışlardı. Hepsi yorgun olduğundan saatlerce uyumuşlardı.

İlk defa bu kadar çok uyuyan Minho başında ki ağrıyla yavaş yavaş uyanmaya başladü. Gözlerini açtığında yanında göremediği bedenle hızla yataktan kalktı.

İçinde ki korkuyla koşar adım banyoya girdi. Orada göremediği bedenle biraz da olsa rahatlarken tekrar odaya döndü. Yatakta Seungmin olmadan uyandığı her sabah bu korkuyu yaşıyordu. Artık bir travma olmuştu bu durum onun üzerinde. Neredeyse her sabah bu şekilde uyanıyordu.

Odaya döndüğünde üzerinde ki kıyafetleri değiştirmeye başladı. Gri pijamalarını çıkarıp siyah bir pantolon ve yine aynı renkte, düz bir tişört giyindi. Daha sakin bir şekilde banyoya dönüp ihtiyaçlarını giderdi. Saçlarını da düzelttikten sonra sakin adımlarla odadan çıktı.

Bu kadar sakin olmasının nedeni Seungminin nerede olduğunu az çok tahmin etmesinden dolayıydı. Artık çoğu sabah genç olan ondan önce uyanıp arkadaşıyla salonda oturuyordu. Birlikte sohbet edip dizi izlemek ona iyi geliyordu. Minho için de bu çok iyiydi. Seungmin kendini iyi hissettiği için Minho da iyi hissediyordu. Küçüğün mutluluğu kendisini de mutlu ve huzurlu hissettiriyordu.

Merdivenleri aynı sakinlikle inerken salonda ki gençlerin sesleri kulaklarına doluyordu. " Yeonjun sana söylüyorum. Benim tamamen dışarı da olabilmem için senin bir şeyler yapman gerekiyor. Benim için doktorla görüş, ya da buradan kaçmama yardım et. Bebeğim seninle kalmak istiyorum ben. "

Genç olanın sesi kulaklarına dolarken merakla kaşları havalanmıştı. Neyden bahsettiğini anlamamıştı. Bu yüzden kapının arkasında durup içeriyi dinlemeye başladı. Normalde huyu olmasa da merakına yenik düşmüştü.

" Dae neyi anlamıyorsun? Bunu Seungmine yapamam. Bak anlıyorum seni. Onun için zor olacağını düşünüyorsun. Dayanamayacağını düşünüyorsun ama öyle değil. Seungmin gerçekten çok güçlü Daejung. Ve artık acı da çekmiyor. Aksine burada çok mutlu. Lütfen sil artık şu fikri aklından. "

Büyük olanın ellerini kavramış, nazik tutmaya çalıştığı sesiyle söyledi. Kendisine hisleri olan adamı kırmak istemiyordu. Ama arkadaşını tamamen içeri kapatmak istemesi, özellikle sanki yapacakmış gibi bunun için kendisinden yardım istemesi sinirlenmesine sebep oluyordu. Seungmin onun için çok değerliydi. Bunu asla yapmazdı.

Daejung, küçüğün sürekli aynı şeyleri söyleyip kendisini reddetmesine kızmıştı. Ancak bu çocuğa duyduğu hisler öylesine büyüktü ki, ona karşı kaşlarını bile çatamıyordu. Tamamen dışarı da olmak istemesinin diğer bir nedeni de bu çocuktu zaten.

Ondan hiç ayrılmak istemiyordu. Seungmin yüzünden kısıtlı bir şekilde onu görmek istemiyordu. Onu her daim görmek istiyordu. Gülünce kısılan gözlerini, pembenin en güzel tonunu barındıran dudaklarını, bembeyaz tenini.. çocuğun her bir zerresini, her daim görmek istiyordu.

Ondan birazcık bile ayrı kalmak eziyet gibi geliyordu büyüğe. Melekleri andıran, ona her duyduğunda kutsanmış gibi hissettiren sesini duyamamak acı veriyordu. Cennetteymiş hissiyatı yaşatan kokusunu alamamak, dizlerine kafasını koyup tüm yüzünü saatlerce izleyememek canını acıtıyordu.

Aynı zamanda Seungmin aptalının hemen dibinde ki bu güzelliği görememesi de canını sıkıyordu. Yeonjun en azından Seungminle sevgili olsa Daejung da istediği her şeyi elde edebilirdi. Yeonjun hiç bir şey hissetmiyordu kendisine karşı. Bunu da çok iyi biliyordu büyük olan. Sırf bu yüzdendi küçük olanı hiç zorlamaması. Onu her dakika öpmek için yanıp tutuşan kalbine engel oluyordu. Küçük olanı korkutmamak için kendisini geri tutuyordu.

Mon Cœur | 2min Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin