! Başlamadan önce !
Bu hikâye hiç bir edebî amaç güdülmeksizin yazılmaktadır. Yazım yanlışlarım varsa affola. Çok iyi bir yazım beklemeyin lütfen.-Düzenleme-
Ficteki hiçbir karaktere otistik, engelli gibi ithamlarda bulunmayalım. Bipolar, manyak gibi şeyler değil dediğim, ironi serbest. Umarım anlamışsınızdır. Zaten bölüm sonlarında yazdığım kısımlara dikkat ederseniz ben de diyorum bazen.Pişmanlıklar kulübüne hoşgeldiniz. Bu fice giren kullanıcıların tamamı (?) bu kulübün v.i.p. üyeleridir :)
❗U-Y-A-R-I❗
BUNU OKUYUN VE ONA GÖRE YORUM YAPIN SONRA GÖRMEDİM DEMEYİN.
Karakterlerin psikolojileri normal değil. Bu demek oluyor ki normal davranmalarını beklemeyin. "Jungkook fazla pasif davranıyor." filan diye birkaç kez yorum geldi, hatta bana hakaret etmişti birileri böyle yazdığım için. Karakterlerin bozuk psikolojisi olduğunu kavrayın ve ona göre devam edin.•
Hiç aydınlığa erişmedim ben. Hep karanlıklarda yürüdüm. Kimse beni istemedi çünkü cinsiyetsizdim. Tek sebebi buydu.
Herkes omega, alfa veya beta iken ben cinsiyetsizdim. Böyle doğmuştum ve böyle yaşamaya mahkumdum.
Zorbalık görüyordum. Her çeşidinden hemde. Ama hiçbiri babamın bana vurması kadar acıtmıyordu. O alfaydı, bense onu utanç kaynağı olan cinsiyetsiz oğluydum.
Beni tek koruyup kollayan kişi, abim. O bir betaydı. Çok zekiydi. Notları hep yüksekti. Doktordu. Hiç onun kadar iyi olmadım. Bunun için de dövülüyordum.
Acıtmıyordu artık eskisi kadar. Dayanıyordum gelen darbelere. Zaten ortada acıyacak bir kalp kalmamıştı.
Okulda zorbalık gördüğüm konusu ise bir ayrıydı. Bazen fizikseldi. Hocalar bile beni önemsemezdi. Hem çirkindim, hem cinsiyetsizdim. Notlarım abiminkinden kötüydü.
Yine o okula gitmek zorundaydım ama. Yine aynı hakaretlere mağruz kalacaktım. Başkalarının kendi eğlencelerini yapması için kullandığı oyuncakları olacaktım yine.
Daha okul kapısından girdiğim anda yaşanmıştı. Kafama gelen şişe ile şişenin geldiği yöne bakmadan ilerlemeye başladım. Bana doğru yaklaşan gruptan habersizce...
"Ucube Jeon! Bugün nasılsın bakalım?" diye sormuştu Seejoo. Sadece adını biliyordum. Ve bana zorbalık yaptığını.
Eliyle çenemden tuttu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Kafanı kaldır. Elimle o pis ve çirkin suratına dokunmak istemiyorum." dedi. Dediğini yapmassam eğer bu uğraşma bitmeyecekti. Kafamı kaldırdım ama gözlerim hâlâ yerdeydi. "Aferin." dedi. Arkadaşları sırıtarak bakıyordular. "Her zamanki o çirkin yüzünü saklamayı ihmal etmeyeceksin değil mi?" diye sordu. Başımı salladım.
Bir anda suratıma tokat atmasıyla yüzümü tuttum. "Sesli cevap ver!" diye bağırdı. Herkes bu tarafa bakmaya başladı. "Öyle yapacağım." dedim. "Öyle yapacağım...?"
"Efendim."
Suratında alaycı bir sırıtışla bakmaya devam etti. "Aferin." dedi. Arkadaşlarına kafasıyla bir hareket yaptı ve onlar da üzürime doğru gelmeye başladı. Bir anda itilmemle neye uğradığımı şaşırdım. Arkamdan geçen birisine çarpmıştım. Al işte! Şimdi çarptığım kişi ile olay çıkacaktı.
Hemen düştüğüm yerden kalktım ve uzun saçlarımı gözlerim önüne getirip yüzümü saklamaya çalıştım. Daha fazla dalga geçilmek istemiyordum. Eğilerek özür dilemeye başladım.
"Özür dilerim. Gerçekten isteyerek olmadı."
Karşımdaki kişiyi saçlarım yüzünden göremiyordum. Kokusu oldukça sertti. Sinirli olduğu için feromon salgılamaktan çekinmiyordu.
Sonra hızla eğildiğim yerden kalktım ve okulun içine koşamaya başladım. İçeri girdikten sonra hemen sınıfa koştum. Daha dersin başlamasına 20 dakika kadar vardı ama evim uzak olduğundan erken geliyordum.
Birkaç dakika sonra sınıf kapısı gürültüyle açıldı. İçeriye okulun meşhur öğrencilerinden olan Delta Teahyung girmişti. Yüzyılın deltası... Benle uğraşmazdı. Hatta benim varlığından haberdar olmadığına yemin edebilirim.
Sınıfı gözleriyle taradı ve sonra gözleri üzerimde durdu. Bana baktığını anladığında başımı eğdim.
Üzerime doğru yürüyordu. Sinirliydi. Feromonları oldukça boğucuydu. Bir anda sıranın yanında durdu ve yakama yapıştı.
"Sabah bana çarpan hadsiz sen miydin?" diye sordu. Birşey diyemedim.
"SÖYLE!" diye bağırdı. Gözlerimi kapattım ve akan yaşlar eşliğinde başımı salladım. Gözlerimi açtığımda elini yüzüme doğru uzattığını gördüm ve refleksle geri çekildim, gözlerimi geri kapattım. Bir anda eli saçlarımı buldu. Geriye doğru attı parmaklarıyla. Sonrasında parmak uçları şakaklarıma değdi. Değdi yerde bir sızı hissettim. Sonrası karanlıktı...
&
Böyle bir fici çok aradım ama bulamayınca kendim yazmaya karar verdim 😌
+Arkadaşım için.
Bunu yazdığım için tuhaf hissediyorum ama şöyle birşeyin yazılması lazımdı.
Aklıma hiçbir karakter ismi gelmeyince bende Taekook fici yazayım dedim HDLFBDLJR
Neyse...
Eğer böyle bir fic varsa ve ben bilmiyorsam yazın lütfen.
Nise🦋💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
already, i'm hurt.
FanfictionSorunları olan Delta Taehyung'un ruh eşi Jungkook çıkmıştı. Jungkook ise kendi problemleriyle baş etmekten yorulmuştu. Öncelikle; bu fic sadece bir Taekook kitabı değildir, ayrıca diğer karakterlere de odaklanmaktadır. Cinsiyetsiz olduğu için ailesi...