İlk seferi(m)iz...
Jungkook
Aylar sonra ilk kez... Aylar sonra ilk kez kızgınlığa girmiştim. Benim kızgınlığa girmem demek Taehyung'un da kızgınlığının gelmesi demekti.
Gece terler içinde uyandığım rüyanın sonucunda Taehyung'ı da uyandırmıştım. Evet, gördüğüm rüyanın içeriği müstehcendi. Taehyung'un ne kadar kendini tuttuğuna da şahit oldum o anlarda çünkü benim yerli ve erekte olan görüntüm ile birlikte kızgınlığın getirisi olan istemeden salgıladığım feromonlar onun aklını çeliyordu. Ama kendini tutmuştu. Beni banyoya kadar taşımış, yıkanmama yardım edip yardım isteyip istemediğimi sormuştu. Gerçekten çok naifti... Gerekmediğini söylediğimde koridorun yan kısmında olan boş odaya -eskiden benim odamdı- gideceğini ve orada yatacağını söyledi.
Asla beni istemediği veya başka şeylerin imasında düşünmemiştim. Benim isteğim doğrultusunda hareket etmek istiyordu tamamen. Eğer ben istersem ilkimizi yaşamak istiyordu. Benim her ne kadar utandığımı düşünsede bu sefer cevabım hayırdı. Sonuçta biz mezun olmuştuk ve ruh eşiydik. Artık yetişkindik.
İşimi halletme faslını geçmiş ve kurulanıp üzerime 'o' bornozu geçirip odanın önüne gitmiştim. İçeriden gelen eninleri duyunca yutkunmuştum. Heyecan basmıştı. Tabii heyecanın yanında birde korku vardı. Ay yoksa çok mu utanmaz duruyordum? Hayır canım, eşim o benim. Ama, ama...
Üff her neyse, bu şey bu gece olacak!
Kendime motivasyonumu vermiş ve kapıyı çalmıştım seslenerek. İçeriden gelen sesler azalmış ve Taehyung konuşmuştu:
"Efendim, güzelim? Bir sorun mu var?"
"H-hayır, ben şey sormak için gelmiştim..."
"Ne, sormak için?" demişti ve sesi daha da yakından geliyordu ama asla kapıyı açmamıştı.
"Kapıyı açar mısın?"
"Olmaz, çiçeğim-"
"Aç kapıyı, Taehyung!" Kızgınlık bende sinir yapmıştı. İstemeden bağırmış ve hemen sesimi alçaltmıştım. "Yani, açar mısın şu kapıyı yıldız çocuk?"
Taehyung sakince kapıyı açmıştı. Kahretsin! Onun da üzerinde o günkü bornozun olması nasıl bir tesadüftü. Evde olan onca bornozdan bu mu denk gelmişti cidden?
"G-güzelim..." Taehyung yutkunmuştu. O kadar derindi ki yutkunuşu sesini duymuştum.
Derince nefeslendim ve konuştum; "Ben buraya geldim ve gelmeden önce ne diyebileceğim üç aşağı beş yukarı kafamdaydı ama şimdi hepsini unuttum. Tüm utangaçlığımı kırarak soruyorum sana Taehyung: sevişelim mi?"
Tanrı belamı versin. Ben bunu nasıl sesli dile getirdim! Yarım dakika sonra söylediğim cümleden dolayı yanaklarım kıpkırmızı kesilmişti.
"Jungkook, yapma."
"E-efendim?"
"Eğer sen üzerinde bornozla kızgınlık feromonları yayarak erekte bir halde kapıma gelip bana "Sevişelim mi?" diye sorarsan kendimi tutamam."
"Şu an o kendini tutamadığı evredeysek ben neden hâlâ yere ayak basıyorum?" diye sordum hınzırca bir sesle. Ve dediğim olmuştu. Anında aykalarım yerden kesilmiş ve kendimi kucağında bulmuştum. Bacaklarım belinin iki yanını sarmışken bornozun kapattığı özel bölgem artık aradaki diğer bornozun engeliyle birlikte Taehyung'unkinin üstündeydi. Düşüncem yüzünden kısıkça inlemiştim. Kendimi tutamayışıma gülümsemişti, Taehyung.
Ve yatağa doğru giden adımları sonunda yatğı bulmuş, ben kucağında otururken yatağın kenarına oturmuştu. Kucağında daha da yükselmek istemiştim ve bu yüzden sürtündüğümde ikimizde inlemiştik. Öpüşmemizi başlatan taraf o olmuştu. Hunharca alt dudağıma işkence ediyordu. Bense sadece ona yetişme çabasındaydım ama nafileydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
already, i'm hurt.
FanfictionSorunları olan Delta Taehyung'un ruh eşi Jungkook çıkmıştı. Jungkook ise kendi problemleriyle baş etmekten yorulmuştu. Öncelikle; bu fic sadece bir Taekook kitabı değildir, ayrıca diğer karakterlere de odaklanmaktadır. Cinsiyetsiz olduğu için ailesi...