Russian Roulette|HyunLix +18

|17|Kayıp

Hyunjin

Oyun bitmişti. Son olan kumar ile Lorenzo ölmüştü. Pekte umrumda olmadan arkamı döndüm ve etrafa bakındım. Ancak Felix yoktu? Nereye gitmiş olabilirdi ki? Acaba... Tuvalete mi gitti diye düşünmeye başlamıştım.

Tuvalete girdiğimde klasik ortamda sevişen çift vardı. Tek tek tüm kabinlere bakmaya başladım ama Felix yoktu. Neredeydi? Ona bir yere kaybolmamasını söylemiştim.

Dışarıya çıkıp Minho piçini aramaya başladım. Kesinlikle o almıştı... O piç almıştı!

"Lee Minho!"

Bağırmam ile bir çok kişi bana dönmüştü.

"Minho piçi! Hangi deliktesin!?"

"Hyunjin! Ne oluyor?"

"Felix yok! O piç aldı!"

"Bekle... Sakin ol. Minho burada yok."

"Andrei ne demek yok? Nereye kayboldu o!"

Sinirden ellerim titreyeme başlamıştı. Nasıl bunu yapabilirdi!

"Hyunjin, o sadece 1 el kumar oynayıp gitti."

"Nerede kalıyor o orospu çocuğu?"

"Bilmiyorum. Ancak bekle, belki Felix tuvalete gitmiştir?"

"Yok Andrei! Küçücük çocuk hangi sike takılıp gitmiş olabilir sence!"

"Bağırma. İnsanları rahatsız edeceksin."

Derin bir iç çektim.

"Gel bahçeye çıkalım. Belki hava almaya çıkmıştır. Ya da arabaya falan gitmiştir ne dersin?"

"Yürü."

Andrei ile birlikte yürümeye başlamıştım ama gözlerim hâlâ etrafa bakıyor Felix'i arıyordu. Onu kim kaçırdı ise öldürecektim! Hemde gözünün tek bir yaşına dahi bakmadan!

Birlikte dışarıya çıkmıştık. Etrafa bakındım ama korumalardan ve bir kaç eve gitmeye çalışan sarhoş kişiden başka kimse yoktu.

"Yok işte! Orospu çocukları! Onu buraya getirmemeliydim işte! Ama ısrar etti ne yapacağım şimdi!?"

"Biraz sakin olur musun?"

"Sakin ol deme bana!"

"Hyunjin! Kendine gel artık. Bulursun bir şekilde."

"Tabi bulurum ya sorma."

Alayla bir şeyler mırıldanıp cebimden telefonumu çıkarttım. Önce adamlarımın hepsine kısa bir mesaj atıp Felix'i bulmalarını emir ettim. Hem Kore hem de İtalya'nın her yeri tek tek aranacaktı.

Daha sonra telefon rehberine girdim ve Minho'yu aradım. Telefonu çalıyordu ama asla açmıyordu.

"Sürtük!"

Sinirle elimi duvara geçirdim. Aklıma gelen şeyler ile kapının önünde duran korumalara döndüm.

"Benim yanımda içeriye giren, kahverengi saçlı çilli kısa boylu bir çocuk çıktı mı?"