Felix eski sevgilisi ile saçları aynı renge boyadıkları gün eski sevgilisi ölmüştü ve bu Felixe büyük bir travma bırakmıştı şimdi çok sevdiği sevgilisi Hyunjin'in de saçını sarıya boyatmasıyla Hyunjin'in de öleceğini sanıyordu.
Cr:chanievizul
Gördüğüm rüyadan sonra gökyüzünü seyrederek balkonda oturuyordum. Aklım hâlâ gördüğüm rüyadaydı Wooyoung'u görmüştüm yaklaşık 1 aydır rüyalarıma girmiyordu, onu gerçekten özlemiştim. Sandalyenin üstünde dizlerimi kendime çekip kafamı da dizlerimin üstüne koyarak yeniden ağlamaya başladım, bugün çok ağlamıştım artık başım ağrıyordu.
Saat sabah beşe geliyordu alt katın balkonunun kapı açılma sesi geldi Hyunjin uyanmış olmalı daha sonra esneme sesi gelmişti. Eve girip kendime kahve yapıp tekrar balkona geçmiştim demirliklere yaslı kahvemi içerken güneşin doğuşunu seyrediyordum aklıma sürekli Wooyoung'la olan anılar geliyordu. Gece beraber uyuduğumuz gecenin ardından erken kalkıp gün doğuşunu seyretmiştik beraber. Yine ağlıyordum bugün cidden fazla ağlamıştım.
Hyunjin'den
Balkonda durmuş gün doğumunu seyrediyordum Felix'in iç çekişlerini tekrar duyuyordum gecede ağlamıştı niye bu kadar çok ağlıyordu acaba. Felix çok güzeldi çilleri, burnu, gözleri, dudak... neyse böyle şeyler düşünmemeliyim.
Felix'i ilk görüşte aşık olmuştum ilk görüşte aşka inanıyordum bunun en iyi örneği de bendim. Ama Felix o kadar ifadesizdi ki sanki hiç bir şey hisetmeyen biri gibi duruyordu ama şimdi onun ağlayış sesiyle gün doğumunu seyrediyordum neden ağladığını merak etsemde asla cevabını alamayacağımı düşünerek ağlarken bile güzel çıkan sesiyle gün doğumunu seyretmeye devam ettim.
Felix'den
Okul için hazırlamıs ayakkabımı giyip merdivenleri inmeye başladım Hyunjin'in katına geldiğimde onun kapısına bakmaya başladım belki beraber gideriz diye ama yoktu bende merdivenleri inmeye devam ettim dış kapıdan çıktığımda karşı binanın duvarına yaşlanmış Hyunjin'i görünce istemsizce mutlu oldum. Hyunjin beni görünce oluşan gülümsemesiyle el salladı. Yanına gittiğimde konuştum.
"Bir daha beklemek yerine direk zili çal boşuna bekleme yani."
"Tamam bundan sonra öyle yaparım kahvaltı yaptın mı? Yapmadıysan beraber yapalım."
"Olur daha kahvaltı yapmadım bende."
"Tamamm, bildiğim güzel bir yer var oraya gidelim."demişti heyacanla zıplayarak. Yol boyunca havadan sudan muhabbet ederek yürümüştük sonra durup bir dükkânı gösterdiğinde burasının Wooyoung'la sık sık geldiğim ama son 1 yıldır hiç gelmediğim kahvaltı mekanı olduğunu gördüm.
İçeri geçtiğimizde aklıma dolan anıları kovup kahvaltıya odaklanmaya karar verdim. Kahvaltı ederken de Hyunjin yine heycanlı heycanlı bir şeyler anlatıyordu ben onu izlerken aklıma yine Wooyoung'un söylediği o söz geldi beni unut başkasını sev Hyunjin'i sevebilirmiydim ki gerçekten onu unutabilirmiydim yada onsuz mutlu olabilirmiydim aklım yine bulanırken Hyunjin'in konuşmasının durup sadece bana baktığını fark ettim Wooyoung gibi bakıyordu bu gülümsememi sağlarken Hyunjin bir anlık da olsa şaşkın bir bakış yolladı tatlıydı.
Bir hafta sonra
Bugün sınıfça içmeye gidicektik duş alıp üstümü değiştirdim bugün güzel giyinmek istiyordum neden bilmiyorum sadece canım güzel görünmek istiyordu bugün. Altıma beyaz kot bir sort üstüne yine beyaz tişört giyip içine soktuktan sonra hafif dışarı çıkardım beyaz çoraplar ve beyaz converslerimi giydikten sonra üstüme açık mavi kot bir ceket attım hazırdım güzel olmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kombini, saçını sarı hayal edin (ben biraz fotoğrafta takılı kalcam siz devam edin)
Tam evden çıkacakken kapı çaldı hemen açıp kapının önündeki Hyunjin'e baktım oda çok iyi gözüküyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hyunjin'in kombini (Ben birazda burda takılıyım)
"Vaayy çok güzel olmuşsun."
"Teşekkür ederim sende çok yakışıklı olmuşsun."dediğimden sonra utanarak yüzünü çevirmişti bebek gibiydi. Mekana geldiğimizde bütün sınıf ordaydı gözlerim Jisung'la Minho'yu ararken havada sallanan eli fark etmemle Jisung'un eli olduğunu fark edip oraya ilerleyip selam verdikten sonra oturup yemek yemeye ve içmeye başlamıştık.
Kafam güzel gibiydi Hyunjin hâlâ ayık gibiydi Jisungla Minho'ya döndüğümde ikisinin de sarhoş sarhoş birbirinden alakasız bir sohbette olduklarını anladım o kadar alakasızdiki konuştukları konu biri dinazorlardan biri ışın kılıçlarından bahsediyor gibiydi o kadar alakasızdı yani Hyunjin'e baktığımda onun sadece beni izlediğini gördüm neden bilmiyorum ama kalbim teklemişti bir anda. İçkiyi bir anda kafama dikip geri yerine koydum artık kafamın gittiğini anlarken gördüğüm şeyle çığlık attım Jisung'la Minho öpüşüyordu hemde ne öpüşmek birbirlerini yiyorlardı resmen. Attığım çığlıkla Hyunjin' de kafasını oraya çevirmiş ardından ağzından 'haaah' diye bir nida çıkarmıştı sonra sadece benim duyabileceğim bir seste "Bizde yapalım mı hah ister misin?"yüzüne baktığımda sarhoş olduğunu fark ettim ne ara sarhoş oldu bu. Benimde kafam güzeldi ama neden böyle bir şey söylediğini hâlâ anlamazken alkolün getirdiği salaklık ve cesaret karışımı aptal şeyle "Olur"deyip dudaklarına kapandım.
Uzun zamandır hissetmediğim bu his içimi kavururken yanaklarım kızarıyordu o benim üst dudağımı emerken bende onun alt dudağını emiyordum git gide öpüşü hızlanırken dili ağzımdan içeri girdi ve dilimle buluştu dillerimiz dans ederken nefesiz kalıp ayırdım kendimi onun dudaklarından Hyunjin boşluğa düşmüş gibi oldu biran, daha sonra biraz nefeslenip geri dudaklarıma kapandı dillerimiz geri buluşurken susuzluğunu gidermek istermiş gibi dilimi emmeye başladı o sırada bende ağzına boğuk bir inleme bıraktım son kez alt dudağımı ısırıp sesli bir şekilde ayrıldı benden.
Etrafa bakarken herkesin sarhoş olduğunu gördüğümde rahatladım neden rahatladığımı bende bilmiyordum daha sonra gözlerim kararmaya başladı ve kafamı masanın üstüne koyup gözlerimi kapattım ne yapmıştım ben az önce.
Cr:chanievizul
Nasıl öpüştürdüm ama bir anda şak diye neyse umarım beğenirsiniz.