X-Maybe

52 7 30
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Galiba çok uzatıyorum, planlamayıp yazdığım için böyle sanırım. Ama ben seviyorum ya Jungkook'u yazmayı. Siz de sevin 😤

İyi okumalar <3

Şimdiyse duvarını yıka bilen arkadaşlarına haksızlık ettiğini düşünüyordu. Evet, duvarlarını yıkıp hayatına dahil olmuşlardı ama Jungkook'un iç dünyasının kapısının önünde uzun zamandır bekliyordular.

Galiba kapıyı açmanın zamanı gelmişti...

İnsanların onun için özel olmayacağına , kalıcı olmayacağına içten içe inanmıştı. Ya da sadece inanmak istemişti. Böyle olmadığını biliyordu ama yine de yalnızlığa o kadar alışmıştı ki, yanında birilerinin varlığı düşüncesi onu korkutuyordu. Aslında onu korkutan şey yanında birilerinin varlığına alışıp sonra yine yalnızlığa terkedilmekti. Bunu istemiyordu fakat hep yalnızlığa mahkum biri olmak da onu incitiyordu kendisinden habersiz. Belki de bir gün kendisi için değerli ve özel olan insanlar hayatına gire bilirdi. Ve belki kendisi de bir gün birileri için özel ola bilirdi. Kim bilir belki de artık çoktan 3 kişinin hayatında yer edinmişti. Belki o da artık bu 3 kişiye değer verip, sadece kendisi ile baş başa olan hayatında onlara yer vermişti. Belkiler o kadar çoktu ki. Düşüncelerinin arasından gülümsedi Jungkook. Çünkü tüm saydığı belkilerin aslında bir belki değil de gerçeklik olduğunun farkına varmıştı.

Bunca yıldır birlikteydiler. Beraber gülmüştüler, beraber ağlamıştılar. Birbirileriyle dalga geçmiştiler, birbirilerini zorbalamıştılar(genellikle zorba Jungkook). Ve her zaman destek olmuştular çünkü arkadaşlık sadece güzel günlerde birlikte olmak, eğlenip takılmaktan ibaret değildi onlar için. Jungkook onlara güvenmişti, kendisinden çok hatta. Ona karşı anlayışlı olduklarını ve değer verdiklerini her zaman hissetmişti. Yalnız kalıp kendi dünyasına çekilmek istediğinde bile onu anlamıştılar. Başkalarının bakışlarından , dokunuşlarından, samimiyetsiz gülümsemelerinden hoşlanmadığını da anlamıştılar. Ailesi olsa bile o evde yalnız olduğunu bile anlamıştılar. Jungkook bunların hiç birini anlatmadan hem de.

Anlatmak istemeyişinin nedeni onların gözünde yanlarında olduğu gibi olmaktı. Kendi karanlık dünyasındakı Jungkook'u gizlemek istemişti onlardan. Çünkü onların yanında kendisi gibi olamasa da en azından güle biliyor, onlarla birlikte mutlu ola biliyordu. Bunu bozmaktan o kadar korkmuştu ki. Onlar Jungkook'un güvenli yeriydi. Orayı da kirletmek istememişti. Yanılmıştı tabii ki. Arkadaşlıkta gizlilik olmazdı. Ama o korkmuştu, onların gözünde gıcık tavşan olamamak onu korkutmuştu. Yaptığı yanlıştı, bunu biliyordu ancak bunun üstesinden gelemiyordu. Kendisinde cesaret bulamıyordu. Onların gözlerinin içine bakıp benim ruhum acı çekiyor söyleyemezdi. Bunu kaldıramazdı. Onların gözlerinde üzüntü görmeyi kaldıramazdı zaten acı içinde kıvranan ruhu. Egoistlik yapmıştı, kendisini düşünmüştü. Onların nasıl hissedeceğini ön görememişti. Onların güvenini sarsmak en son isteyeceği şey bile değildi. Kendisi onların gözlerinin önünde acı çekerken onları çaresizliğe itmişti. Onların üzülmesini istemezken bile üzmüştü. Onlar sadece Jungkook'u beklemiştiler sabırla. Ama sabırları Jungkook'un tablolarının mahv olmasını öğrendikleri an sona ermişti. Çünkü bunu bilip hiç bir şey yapmayıp susmak Jungkook'u yalnızlığa terk etmişlik olurdu.

Onların mesajlarını okuduğundan beri kendine gelemiyordu. Zaten bir şey de söyleyememişti, inkar edip durmuştu. Cevap vermemişti en son ve çıkmıştı. Şimdi ise buradaydı. Kendisi ile her zaman olduğu gibi savaş halindeydi. Tüm bu çelişkilerden, onun ruhuna ağır gelen düşüncelerden bıkmıştı. Öyle ki artık bu yüklerden kurtulmak, özgür olmak istiyordu. Sadece bir defa rahat nefes almak , tüm bu düşüncelerini susturmak ona o kadar iyi gelirdi ki. Birilerine yaslanmaya o kadar ihtiyacı vardı ki. Bedeninin ağırlaştığını, taşımaya bile zar zor gücünün yettiğini hissediyordu. Yavaş yavaş tükeniyordu. Daha az önce kalbi sesli bir şekilde atarken yine kalbi sessizliği seçmişti. Kötü zamanlarında kalbi bile ona ihanet ediyordu. Yoksa o mu kalbine ihanet ediyordu ? Yoksa o mu kalbini dinlemeyi redd ediyordu yine? Tekrar ve tekrar ikilemde kalmak, yine çelişkiler ve sonsuz cevabını bulamadığı sorular...

The Story Never Ends | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin