Sebastian kapının sikilircesine çalınması yüzünden uyanmıştı. 'Sabah sabah hangi gurursuz çalıyor kapımı' diye düşünürken kapıya ulaşmış kapının deliğinden kim olduğuna bakıyordu.
Kapıyı çalan kişinin Haaland olduğunu görünce üstünü düzeltmeye tenezzül etmeden açtı kapıyı.
"Ne oldu? Neden gelip kapımı sikme zahmetinde bulundun?"
Haaland Sebastian'ın kıyafetlerini baştan aşağıya süzdükten sonra "okula böyle gitmeyi mi planlıyorsun?" diye sordu alay eder biçimde.
"okul mu?" Sebastian bugün okul olduğunu unuttuğu için Haaland okul dediğinde bir anlığına anlamamıştı onu. "Siktir, unutmuştum."
"Hadi hazırlan abim bekliyor arabada işe giderken bizide bırakıcak." Haaland derin bir nefes aldıktan sonra cümlesine devam etti. "Üstelik okuldaki birinden hoşlanmışken okul olduğunu unutman çok ayrı bir başarı."
Sebastian, Haaland'ın hatırlatmasıyla daha hızlı hazırlanmaya başlamıştı. Okulda Ryan'ı görebileciği için bir tık mutlu olmuştu -her ne kadar çocuk hakkında bildiği şeylerin yaşıt olmaları, adı ve timsah besliyor olmasıyla sınırlı olup üstüne ondan engel yemiş olsada-
Bir süre sonra işini bitirip aşağı inmişti, Haaland arabaya yaslanmış sırıta sırıta telefonuna bakarken Sebastian ona doğru sessizce yaklaşıp omzuna dokunmuştu. Haaland irkildikten sonra arabanın kapısını açıp Sebastian'a oturması için işaret verdi.
"Off ne centilmen ama!" Sebastian kendi kurduğu cümlenin ardından gülüp oturmuştu.
Haaland, Sebastian oturur oturmaz onun yanına atlayıp yayılmıştı.
Edin, sessizlik içinde arabayı sürüyordu ve halinden memnun görünüyordu. Sebastian, Edin'in şu sıralar daha huzurlu olduğunu farketmişti 'dusan tadic etkisi' bu olsa gerek diye geçirdi içinden.
Bir süre sonra sessizliği bölen Haaland olmuştu. "Gavi ile Pedri gelmicekmiş bugün. Dışarda takılacaklarmış."
"Bunların ilişkisi tam olarak ne? Ben çözemedim."
"Arkadaş olduklarını sanmıyorum, o gün Pedri'nin telefonu bendeyken Gavi'den 'yemek yaptım gelde tatlı olarakta seni yiyim' diye mesaj geldi." Haaland gülmekten zor bir şekilde konuşurken devam etti. "Jude aşkıma yazsam benden etkilenir mi dersin?"
"Engel yersin" dedi Edin, Haaland sözünü tamamlar tamamlamaz. "Şahsen biri bana dese engellerdim" diye devam etti.
"Aman be şaka yapmıştım zaten" diye kestirip atmaya çalıştı Haaland. Şimdilik işe yaramıştı çünkü okula varmışlardı.
Haaland ile Sebastian arabadan inip bahçeye giderken Edin ise çoktan kendi işine gitmek için çalıştırmıştı.
"Seninki değil mi şu?" Sebastian arkasında duyduğu sesle yönünü o tarafa dönmüştü. Arkasında olan kişi Dusan'dı, Sebastian onun ne zaman geldiğini farketmedede Dusan'ın eliyle gösterdiği yere baktı. Cidden Ryan ordaydı.
Çevresinde bir grupla oturmuş telefona bakıp gülüşüyorlardı.
---
selam bolum bitti 🤟
uzun bolum yazmayi sevmiyorum idare edersiniz artik.
ha bide bi kac aciklama yapcam.
kullandigim kisilerin yarisini adiyla yarisini soyadiyla vs yaziyorum hangisi gozume daha uyumlu gelirse mesela erling yazmak yerine haaland daha uygun geliyor diger turlu garip geliyor bana umarim sizi rahatsiz etmiyordur.
bide edinle haaland uvey abi-kardes bunun bi etkisi var mi kurguya? yok. ama olsun soyleyesim geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul - Ryan' Sebastian
Fanfictionszytiann: dinle beni biraz, şşt sen, sen, istanbul döver seni sen beni üzersen -texting ağırlıklı -durmadan değişen ruh hali ile yazılmıştır -gay