10

88 17 7
                                    


Nedenini benim bile bilmediğim bir şekilde değişik davranıyordum şu an.

Değişik dediğim,her zamanki davranışlarımdan farklı. Hırçınlığımın ve küstahlığımın yerini sakinliğim ve gülen yüzüm almıştı.

noluyo

Şöyle anlatayım; Seungmin,Taehyun'un veteriner olduğunu öğrendikten sonra bir evcil hayvandan bahsetmeye başlamıştı.

Kendi hayvanı olmamasıyla ve hayvan'ı hakkındaki betimlemeriyle bahsettiği 'hayvanın' ben olduğumu anlamıştım. Taehyun'da anlamış olacak ki bana bakarak gülüyordu.

Sırf Taehyun gülüyor diye ısıramıyordum Seungmin'i.
Veya Hyunjin,yanlışlıkla benim içeceğimden içtiği için onun sırtına çıkamıyordum.Veya Changbin'i sırf gıcıklık olsun diye dans düellosuna davet edemiyordum.

Jeongin bir iki kere gelip, ateşim var mı diye bakmıştı ama hayır tüm hayat fonksiyonlarım normal seyrinde işlerine devam ediyorlardı.( Taehyun bana baktığında veya benimle konuştuğunda deli gibi atan kalbimi saymazsak.

Onun yanında resmen süt dökmüş kedi gibi olmuştum. Üstüne yanlışlıkla kola döktüğüm gün böyle değildim. O gün aklında bir yer edinmek için öyle davranmıştım galiba. Ama daha sonra Yeonjununkiyle arkadaş olduğunu öğrendiğim için sık sık görüşeceğiz diye düşünmüştüm.

Bunu tam olarak açıklayamıyorum ama sanırım artık beni sevmesini istiyorum.

Bizimkilerin konuşmasına dahil olmaya çalışırken Taehyun radarım çalıştı ve sessiz bir şekilde konuşan Hyuka ve Soobin'e kulak misafiri oldum.

"Taehyun hâla gelmedi." dedi Hyuka yanındaki Soobin'e. Gelen telefonla odadan çıkmıştı ve yaklaşık on dakikadır telefondaydı Taehyun.

Soobin omuz silkti. "Sanırım kardeşiydi arayan. Yüzünü görmedin mi?"

Demek bir kardeşi vardı. Yinede Taehyun bana kendisi anlatmadığı sürece daha fazlasını dinlemeye niyetim yoktu.

Oturmaktan ayaklarım uyuştuğu için ayağa kalktım. "Mutfak nerede?"

Yeonjun gecikmeden cevap verdi."Hemen soldaki kapı."

"Seninle görüşeceğiz." dedim işaret parmağımı tehditkar bir şekilde sallayarak. Ben unutmam aga. Resmen gizli gizli ilişki yürütmüş.

Kapıya doğru adımladım ve sola döndüğüm sırada bir anda her yer karanlığa büründü.

İçerdekilerden bir "Aaa..." dedi duyuldu. Elektrikler gitmişti.Ellerimle duvarları yoklayarak tekrar kapıya gittim.

"Gyu burda mısın?"

"Burdayım. Hey, Taehyunum-" Ellerimle ağzımı kapattım.

Ne diyorum ben!!! Of of off!! Bu kadar da gerizekalı olunmaz.

"Ne?" dedi Soobin.

"Ne?" diye taklit ettim bende onu.

"Taehyunum mu?" dedi bir anda kulağımın dibindeki ses.

Taehyun'un bir anda arkamdan gelen sesiyle yerimde sıçradım ve Taehyun'a döndüm. "Ne Taehyunumu Ahahahha."

AHAHAAHA
ILAHI GYU

"Ben şey diyordum...Taehyun mum diyordum! Mum nerede diye. Siz yanlış duydunuz sanırım."

"Haklısın. Mum bulsak iyi olacak."

"Aynen aynen."

Hyunjin telefonunun flaşını açtı. "Telefonların flaşı var. Gerek yok muma."

"Telefonların şarjı bitebilir. Elektrikler ne zaman gelecek bilmiyoruz. En iyisi mum." dedi Hyuka.

everything that I want || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin