Mesajlar
—————————————————————————
Batur: Aras mesaj atmadın n'oldu? Her şey yolunda mı, Nazlı'ya açıldın mı?
Aras: Batur
Çok kötüyüm
Size gelebilir miyim?
Batur: Tamam gel çabuk
—————————————————————————Batur aşağı inip salonda Aras'ı bekledi. Ne hissedeceğini bilemiyordu. Sevinse miydi üzülse miydi bilmiyordu. Tek bildiği Aras gelince ona elinden geldiğinin de ötesinde destek olacağıydı.
Kapı çaldı, Batur kapıya yaklaştıkça Aras'ın hıçkırıklarını duyabiliyordu.
Kapıyı açmasıyla Aras'ı kollarında bulması bir oldu. Aras ağlamaktan güçsüz düşmüş, Batur'un kollarına kendini bırakmıştı. Batur dizleri üzerine çöktü, dakikalarca Aras'ın başını okşayarak kollarını etrafına sardı.
Aras biraz da olsa sakinleştiğinde Batur onu kaldırıp koltuğa oturturdu. Mutfaktan hızlıca bir su şişesi kapıp Aras'ın yanına oturdu. Aras gözlerinden yaşlar süzülürken öylece boşluğa bakıyordu.
Batur yanındaki kırılgan çocuğun kafasını omzuna koyduğunu hissetti. Tereddüt etse de tam olarak ne olduğunu öğrenmek için sordu:Batur: Aras..daha iyi misin? Konuşabilecek durumda mısın?
Aras yutkundu, arkadaşına cevap vermek istiyordu. Kendini topladı ve cevap verdi:
Aras: S-seninle planladığım gibi onu s-sahile götürdüm... Daha açılamadan arkadaşı aradı ve tam giderken kolundan tutup söyledim...
Birkaç saniye duraksadı, gözleri yine dolmaya başlamıştı bile.
Aras: Saçmaladığımı söyledi... Bana ezik dedi... F-flörtlerinin yanından bile geçemeyeceğimi sö-
Aras daha sözünü bitiremeden yine hıçkırmaya başladı. Batur'un omzunda öylece ağladı. Batur kollarında ağlayan çocuğa yine sarıldı, sırtını sıvazladı. Kulağına onun hakkında gurur duyduğu şeyleri fısıldamaya başladı.
Böyle geçen bir saatin ardından Aras Batur'un kollarından ayrılıp konuştu:Aras: Evde yiyecek bir şeyler var mı?
Batur Aras'ın bu sorusuna kıkırdadı, cevap verdi:
Batur: Dolapta kıymalı börek var, ısıtmamı ister misin?
Aras başını evet anlamında salladı. Arkadaşı mutfağa yönelirken onun getirdiği sudan biraz içti.
Yaklaşık on dakika sonra Batur elinde iki tabakla Aras'ın yanına geldi.Batur: Gel havuz kenarına oturalım, daha serindir hem.
Aras onaylayınca kalkıp havuz kenarına oturdular. Batur sordu:
Batur: Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Aras: Biraz daha burada dursam olur mu?
Batur: Tabii ki, istersen yatıya da kalabilirsin.İkisi de börekleri bitirince ayaklarıyla havuz suyuyla oynamaya başladılar. Sonra aralarında yüzmeye karar verip tişörtlerini çıkardılar ve havuza atladılar. Etrafı Aras'ın kahkahaları sardı, sanki yarım saat kadar önce hıçkırıklar içinde Batur'un kollarında değilmiş gibi...
Bir süre suda oynadıktan sonra merdivenlere oturup sohbet etmeye başladılar. Gülümseyen ağızlarından kelimeler döküldükçe daha da yakınlaşıyorlardı.
Batur aniden Aras'ı kolundan tutup suya geri çekti. Sudan çıktıklarında neredeyse burun buruna gelmişlerdi. Batur utanıp hemen suya geri girdi ve uzaklaştıktan sonra Aras'la yine şakalaşmaya başladı.
Aradan birkaç dakika geçtikten sonra sudan çıkıp oturmaya karar verdiler. Maalesef o akşam epey rüzgarlıydı ve çok geçmeden üşüyüp içeri girdiler.
İkisi de duş aldıktan sonra salonda film izlemek için televizyonu açtılar. Film seçerken Aras birkaç kez hapşırdı, bu da Batur'u biraz endişelendirdi. Batur, hali pek de iyi gözükmeyen Aras'ın ateşini ölçmekte inat etti.
Ateşinin 39 derece olduğunu fark ettiklerinde Batur hemen ıslak bez hazırlayıp elinde Nurofen ile Aras'ın yanına geldi. Kafasını koyması için koltuktaki yastıkları koltuğun kolunda toplayıp Aras'ı yatırdı. Aras sersemlediğinden ne olduğunu anlayamadan kendini alnında ıslak bez ile koltukta uzanırken buldu.Batur: Uyu biraz, daha kötü hissedersen bana mutlaka söyle.
Aras: Ya ben uyumak istemiyorum geçer zaten birazdan ofAras Batur'un bitmek bilmez ısrarına dayanamayıp uyumaya karar verdi. Batur başında beklerken yavaşça uykuya daldı. Batur olabildiğince ses yapmadan ayağa kalkayım derken ayağının kaymasıyla birlikte duvar ile koltuğa tutunmasaydı az daha Aras'ın üstüne düşüyordu.
Ani harekete uyanan Aras Batur ile suratlarının neredeyse yapışık olduğunu gördü.