Brown kardeşleri, kardeşim, Louis, Min-soo , Tom ve ben oturmuş film izliyoruz. Ve ben şu Tom denen veleti öldürmek üzereyim. Jasminin kucağına oturmuş birde saçlarıyla oynuyor. Ben 2 metr yakınına gidemeyeyim, Tom gelsin kucağına otursun. Louis'in kolumu sıkmasıyla irkildim. Sonra kulağıma fısıldadı "Şu an 5 yaşındaki bir çoçuğu kıskandığının farkındamısın?" "5 yaşındaki çocuk gülümü öpüp kokluyor ama ben yapamıyorum." Hermione"Ne konuşuyorsunuz orda fısır fısır"diye söylendi. "Hiç" diye geçiştirdim. Hermione bu aralar ihmalarda bulunuyordu. Sanırım oda anlıyordu bişeylerin olduğunu. Zeki kız abisine çekmiş işte. Tek bir dakikasını bile izlemediğim filmin sonuna varmıştık. Film mutlu sonla bitmişti amma Jasmine'nin yüzü asıktı. Kim üzdü lan benim gülümü. Tom Jasmine sordu "nasıldı film aşkım" "güzeldi" Acil ambulans çağırın. Louis tekrardan kulağıma fısıldadı. " abi çocuk çocuk iyi misin??" Ayağa fırlayıp "Herm hadi gidiyoruz film bitti zaten dedim. Herm isyan etmeye başladı "ama abi bizim daha bizim Jasmine ile yetiştirmemiz gereken bir ödev var". Jasmine mahcup bir ifadeyle konuşmaya başladı. "Özür dilerim ama kuzenlerim gelecek anneme ev işinde yardım etmem lazım" "Tamam sorun değil" *Jasminin anlatımıyla* Anneme yardım ettiğim için yorulmuştum. Hızlıca bir duş alıp siyah crop ve şort giydim. Kapının zili çaldı sanırım geldiler. Aşağı inmedim en azından annem çağırana dek. Misafirlerle görüştüm. Ama hala aklım sunumumuzdaydı. Yukarı çıkıp Herm'i aradım. Anneme söyleyip Hermlere geçtim. Kapıyı Young-soo açtı "selam Young-soo abi" diyip içeri geçtim.Hemen Hermin odasına geçtim. Ben etekle çorlu giyerken Hermione deseni dikiyor. Elbiseyi neredeyse tamamlamıştık. Birden kapı açıldı. İçeri Amy teyze girdi. "Vallaha fıstık gibi olmuşun. Size tatlı getirdim çalışırken yersiniz diye."Amy teyze elindeki tepsiyi masaya koydu. Tam gidecekti ki Young-soo abi içeri girdi. Sanırım beni görmüyor. "Herm benim tişörtümü gör..." cümlesini tamamlandıracakdı ki gözleri beni buldu. Yutkumdu "Jasmin bunu Steve görürse delirir biliyorsun değilmi?" Hermione hemen söze atladı " istediği kadar delire bilir Jasmine 21 yaşında dilediğini giyme hakkı var. Biz burada gece-gündüz elbise tasatlayalım senin dediğin şeye bak. İnsan bi iltifat eder. Tabii İNSAN iltifat eder. Sen bildiğin füpe düz hayvansın Pis deve" "üstü çıkmaya çalışma. Hem ben sanamı diyorum Jasmine'e diyorum." "Üste çıkmaya çalışmıyorum zaten zirvedeyim." "Üff ne çok konuştun domates. Daha kapalı şeyler tasarlayamıyor musunuz ?" Herm tekrar lafa atlamasın diye ben atladım " Kötümü olmuş. Kesin geçemeyeceğiz." " yok yani öyle söylemek istemedim muhteşemsin... yani... çok güzel kıyafetin." "Çok teşekkür ederim. hem zaten sadece sunumda giyeceğim Steve görmeyecek." Abim PAT diye içeri girdi. " Yuh. Bu ne kızım? Çabuk değiştir üstünü. Jonathan bile izin vermez buna" Haklı asla izin vermez. Steve abimi çiğnerimde Jonathan abime ispiyonlasa bittim✅ . İyiki Hermione araya girdi "bu bizim ödevimiz karışma hakkınız yok! Şimdi derhal odamdan çıkın."Hermione'nin içindeki feministi canavar çıktı anlaşılan. *** Geç saatlere kadar çalıştığımız için gece onlarda kaldım. Sabah herm
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bunu giydi. Bense
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bunu giydim ve aşağı indik. Yemek yerken Young-soo teklifte bulundu. "İsterseniz ben bırakayım sizi" "çok iyi olur 👌" Yemeğimizi yiyip kalktık Hermione öne bense arkaya oturduk "Sunumunuz ne zaman?" "Yarın" "Hermione o ayna makyaj temizlemek için değil" " Jasmine" diye beni sesledi Herm "Bu gün okulda net kavga var. Alex'in kardeşi David ile çıkıyormuş. Ve Alex öğrenmiş" "Kanka saçmala aralarında 5 yaş fark var" "Bence aşkın yaşı olmaz" "Dedi aşktan anlamaz Young-soo" ben bunu dedim. Bozulduğu babamı öyle geldi? Tabii ben kafamda kurmuşta ola bilirim "Abi sen hiç aşık oldun mu" Ay adama git aşktan anlamaz de sonrada aşık oldun mu? diye sor. Benim mantığıma tüküreyim. "Oldum" "Kime?" "Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum" Tabii kızım sanan sanki sana söyleyecek. Üniversiteye vardığımda Steve'i bir kızla konuşurken gördüm. Ben bir erkekle konuşsam başımın etini yer. "Jasmine şu kızı tanıyor musun?" "Hayır sınıf arkadaşıdır herhalde" "Adını soyadını ve sınıfını öğrenebilir misin?" "Öğrenirim de Ne yapacaksın?" "Stalk canım benim" "Kıskandın mı?" "İlk ders ne?" "Sorumu cevapla" "Hadi gidelim" Dersler bitince eve döndüm. İnanmayacaksınız ama Jonathan sinirli gözüküyordu.Jonathan sinirli?! Başımıza taş yağacak.Millie çekinerek sordu. "Abicim sen sinirli misin?" "Hayır" Gidip ders yapsam iyi olacak. Aaaa bak neyi unuttum hemen telefonumu çıkarıp Herm'i aradım. "Herm bişeyi unuttuk" "neyi?" "Ayakkabıyı" "Hangi ayakkabıyı?" "Yarın sunumda giyeceğimiz ayakkabıyı" "Tamam hazırlan gidip alalım" "Ok bebisim" Telefonu kapatıp hazırlanıp aşağı indim. Çıkacaktım ki Jonathan abim beni durdurdu "Nereye?" "Hermin yanına" "Gidemezsin" "Niye?" "Çünkü ben öyle istiyorum" "Ama-" "Aması maması yok" "Sunum için ayakkabı almam lazım" "O zaman avm'e gidin niye Hermlere gidiyorsun ki?" "Bir kahve içecektik" "İçmesenize olur" "Tamam" Hiç bir bok anlamadım. Noldu ki şimdi? Neyse Kapıyı çalıp bekledim. Ve daha hazır olmayan Herm kapıyı açtı. " Herm sen niye hazır değilsin daha?" "Abime pansuman yapıyorum" "Niye?" "Sormaya. Bi şerefsiz abimi dövmüş. Hadi sen içeri geç. Ben pansuman tamamlayıp geliyorum." "Yok ben içeri geçmeyeyim" " Salak mısın niye kapıda bekliyorsun?" "Anlatırım" " Asabımı bozma geç içeri" Herm beni çekiştirerek içeri soktu. Young-soo'nun odasına girdi. Ben de arkasından girdim. Fena dövmüş kim dövdüyse. "Jasmine sen yapmayı biliyordun dimi al sen pansuman yap ben geliyorum." "Tamam" Herm odadan çıkıp Young-soo ve beni yalnız bıraktı. "Geçmiş olsun Young-soo abi" "Hay ben senin abin..." gibi şeyler mırıldandı Young-soo. Bir şey anlamadım. Yada anlamak istemedim. Yatakta yanına oturdum. Pamuğu sıvıya batırdım. Daha sonra Young-Soo'nun saçını alnından çektim ve Pamukla yarasını temizledim. Dizi dizime değiyordu. Yüzümü incelediğinin farkındaydım. Kalp atışlarımızın hızlandığınızda. "Başka yaran varmı?" "Omzumda var bekle" Diyip tişörtünü çıkardı. Niye yanlış bişey yapıyormuşuzda abimin odaya pat diye girecekmiş gibi hiss ediyorum. Dönen sandalyeyi çekim önüne oturdum. Kremi sürerken elini belime yerleştirdi. Pekala bu kadar yakınlık yeter. Elini belimden çektim. Ama gözlerindeki kırgınlığı görünce o hiç komik olmayan esprimi yaptım "Tom görürse yanlış anlar" ben bile gülmedim. "Bittimi?" "Bitti" Ben eşyaları toplarken Hermione içeri girdi. "Jasmine ben hazırım" "Tamam çıkalım" "Gelin ben sizi bırakayım" Sende hemen atla Young-Soo " Yok gerek yok Young-Soo ABİ" Abi kelimesini bastıra bastıra söyledim. " Size sormuyorum. Zaten bu kiyafetlerle taksiye binemezsiniz." " İşime gelmezse gösterirdimde" Yolda Young-Soo ya bakmamakta çalıştım. Alış-veriş yaparken Jonathanın sabahki garipliklerini anlattım. 2 Saatlik alış-verişten sonra eve döndüm.
bu bölüm nasıldı?🤔 umarım beğenmişsinizdir. Kütfen oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın ✨🫶💕👉🏻👈🏻💗. Oy verip yorum yapanları öpüyom. Yapmayanlarıdaa yapın bea🔫 Bu arada fotoğraftaki çocuk Young-soo