1

902 18 0
                                    

Bölümler düzenlenerek tekrar yazılmaktadır

-------------------------------------------------------

Eylül ayının son günleriydi. Her yerde mis gibi domates kokusu vardı bütün köy öeydanda toplamış kış için domates konservesi ve salça hazırlanıyordu. Köyde biri bir şey yapsa tüm köy toplanır hep beraber yapılırdı.

Hatice teyzenin seslenmesiyle ona döndüm. Hatice teyze köyün em yaşlısıydı. Köyün anasıydı. Kimine göre 80 yaşında kimine göre 70 ine daha yeni girmişti ama bize yaşını hiç söylemezdi.

"Efsun kızım şurdan domates çuvalını getiriversene. "
Hatice teyzeyi başımla onaylayıp

"Hemen getiriyorum"dedim.

Öyle dedim ama çuvalın yanına gelince dememem gerektiğini anladım. Bu çuval nerdeyse 20 kg(!).

Allahım ben bunları nasıl taşıyayım şimdi. Her işe koşturduğumdan bunuda yaparım sandılar heralde. Çuvalı uç kısmından çekiştirirken birden çuvalların arasından birşey fırladı korkuyla geriye sıçrarken ayağım taşa takılıp yere düştüm.

"Bir bu eksinti zaten dimi. Ah belim kırıkdı galiba. "

"Yok kırılmamıştır, kırılsa duramazdın. "
Arkamdan gelen sese dönünce kaan ağayı gördüm. Ben sanırım rezil olmuştum. Ona bakınca onunda beni incelediğini gördüm.

Sıcaktan iğice esmerleşmiş teni, kehribar gözleriyle bir uyum içerisindeydi. Onun gözlerine bakınca dalıp gitmemek mümkün değildi.

Çocukkende böyle olurdu. O yanıma gelir ben onu gözlerine dalıp giderdim herkesin alay konusu olurdum. Ama o zamanlar en iyi arkadaşım oydu. Büyüdükçe o kadra yakın olamadık.

Bana doğru yaklaşınca kalbim hızlanmaya başladı. Tam önümde durup elini uzattı.

"Kalk hadi götürelim şu çuvalı. Sonrada anama söylryryim belin için krem yapsın. Bilirsin anamın rli şifalıdır, cadı. "

Cadı mı? Hadi ama bunu dediğinde en son 8 yaşındaydık.

"Ben cadı değilim. " Ellerimden destek alıp kendimi kaldırdım.
Kaanın güldüğünü duyunca ona baktım. Ben öyle deyince çocuklupumuzdaki konuşmayı hatırlamış olmalı.

Ona sinirlenip çuvalı çekiştirmeye başladım. Ama çok zordu. Kaan yanıma gelip çuvalı ellerimden alıp sırtladı. Bunu nasıl yaptı bilmiyorum.

Hadi yürü Efsun işlerim var benim bunu götürelim hemen gidecem. "

"İşin varsa burda ne diye yardım ediyosun bana."
O sesiz kalıp yürümeyi seçmişti. Üstelemeyip bende yürümeye başladım. Elbet bir gün alırdım cevabımı.

Sesizce yürürken dalgın bir sesle konuştu.

"Yarın arkadaşlarla buluşacaz çocuk ken olduğu gibi derenin orda . Ayşenle, Fatoşta olacak sende gelsene? "

O derede çok fazla anımız vardı. Ayşen, Fatoş ve ben evcilik oynardık derenin kenarında. Kaan, Yakup ve Orhan birlik olup bizi ıslatırlardı. Bu savaşın sonu hepderenin içinde biterdi. 6 kişi eve ıslak bir şekilde döner evde azar işitirdik.

"Olur gelirim. "

Kaan gülümseyip "Tanam o zanan büyülü kız. Yarın öğleden sonra gelirim sizin evin oraya beraber geçeriz. "

Kaanın böyle demesiyle şaşırdım. Bizi yan yana görürlerse laf söz ederler uygunsuz şeyler söylerlerdi. Köydü bu sonuöta ne beklersinki.

"Kaan bilirsin köy yeridir burası laf söz ederler, şu an bile akıllarından kim bilir neler geçer. Ben Fatoşla ve Ayşenle gelirim. Yakındır evleri zaten bize."

Kaan biraz düşünüp "Evet haklısın sanırım."dedi.

Bende kafa sallayıp yürümeye devam ettim. Hatice teyzenin yanına geldiğimizde ilk bana daha sonra sırtında domates çuvalı taşıyan Kaana.

Kaan çuvalı bırakınca işi olduğunu söyleyip gitti. Hatice teyze bana gülümseyerek bakarken ne olduğuna anlam veremedim ama domates yıkamya geri dönmüştüm.

____________________________________

Merhabaaaa!

Daha yeni yazmaya başladığım için ilk bölümler kısa oldu.
Ancak ilerleyen bölümlerde daha uzatmaya çalışacağım.

Umarım yazdığım hikayeyi beyenmişsinizdir. Eğer hatalarım varsa kusura bakmayın. Sizleri seviyorum... 🖤🤍

İstagram:k1tap_yazanbiri

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 28 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Köy GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin