Giriş

13 3 50
                                    

Artık sekizinci sınıf olduğum için okula üç hafta erken başlamıştık. En azından sadece beş saat ders görüyorduk.

Kahvaltımı yaptıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve hemen odama koştum. Yürüyerek gideceğim için acele etmem gerekiyordu. Dolabın kapağını açıp ne giysem diye düşünmeye başladım.

Gri bir eşofman altı ve beyaz ama çok açık olmayan bir crop giydim. Hava sıcaktı ama her an soğuyabilirdi bu yüzden eşofman takımımın ceketini de aldım. Beyaz alçak taban ayakkabılarımı giydim ve aynada kendime baktım.

"Çok güzelim lan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Çok güzelim lan. Maşallah Allah nazarlardan saklasın"

Rahat olmayı hep sevmişimdir zaten.

Tam dışarı çıkmıştım ki ablamın telaşlı sesini duydum.

"İzem! Çantanı unuttun, ne ile ders işlemeyi düşünüyorsun?"

Ablam çok iyi bir insandı ama ben dışındakilere. Tamam bazen bana da iyi bir insandı. Her şeye rağmen onu çok seviyorum.

"Pardon, seni seviyorum" çantamı alıp gidiyordum ki yine ablamın sesini duydum.

-Sence de bir şeyi unutmadın mı?

-Hayır

Bana söylenerek içeri girdi ve elinde biber gazı ile geri döndü.

-Annem dedi ki biber gazını unutmasın sakın tek başına belli olmaz.

-Sağol ama geç kaldım en az 17 dakika da okula gidebiliyorum ve 19 dakikam kaldı.

Merdivenleri koşarak inmeye başladım geç kalamam ders türkçe ve geç kalırsam hoca beni keser.

-Dikkatli ol!

-Tamam dedim ya abla.

-İyi be ne halin varsa gör gerizekalı.

Çok iyi anlaştığımızı söylemiş miydim?

Ne kadar acelem olursa olsun müziksiz olmaz. Müzik sayesinde ben fark etmeden okula varmış oluyordum. Hemen kulaklığımı taktım ve bir şarkı seçtim.

Biber gazını da cebime koydum. Koşmaya başladığımda etraftaki insanların bakışları umrumda bile değildi. Ben türkçe öğretmenini düşünüyordum.

Okulun bahçe kapısına geldiğimde biraz soluklandım. Güvenlik ablayla selamlaştıktan sonra tekrar koşmaya başladım. Sınıfa girdiğimde hoca henüz gelmemişti.

"Oley be" deyip sırama geçtim, kalemliğimi çıkardığım sırada Serkan Hoca geldi. Hazırlık kitapçığından fiilimsi testi çözmeye başladık. Testin cevaplarını verirken tabii ki sınıf dersi kaynatacak şekilde konuşmaya başladı. Aynı zaman da benimle uğraşıyorlardı.

Neden mi? Çünkü ben ödevlerini her zaman tam yapan, dersi dikkatli dinleyip not alan, testleri genelde full çıkan, ödevleri hatırlatan, ödevlerimi istediklerinde vermeyen, notlarımı paylaşmayan, geçen sene gelen, öğretmenlerin gözde öğrencilerinden biriydim. Özel okul olunca bunlarla uğraşmak zorunda kalıyorsun. Bu okula gelmeyi ben seçmedim. Ailem gönderiyor ben ne yapayım? Zaten devlet okulları, özel okullara bin basar. Ben onlara karşı ve derslerde genelde sessiz kalırdım. Onlar gerçek İzem'i tanımıyorlar. Ben normalde eski arkadaşlarıma,eski öğretmenkerime, aileme ve en önemlisi ablam Leyal'e karşı çok şakacı ve tatlı birisi olmuşumdur.
Derslere katılırım ama ses çıkarmam. İşte bu onların gözünde "gıcık" olmama sebep oluyordu.

Onları duymazdan gelmek daima daha mantıklıdır. Çünkü konuşsam bile hiç uslanmayacakkardı. Yine de bazen cevap verdiğim oluyordu.

Ben onları duymazdan gelmeye çalışırken dışarıdan bir sürü ayak sesi gelince Serkan Hoca Kerim'e "Kapıyı kapat" dedi. Kerim kapının kulunu tutmuştu ki donakaldı.

-Hadi oğlum

-Hocam bu adamların silahları var.

Ne? Ne dedi o? Silah mı? Yok artık ben yanlış duymuşumdur. Tam bunları düşünüyordum ki dışarıdan gür bir ses yükseldi. "Herkes dışarı! "


Merhaba ballarım biliyorum kısa bir bölüm ama idare edin artık ben 8. sınıf olduğum için kısa kısa bölümler atabiliyorum ama sık sık bölüm atmaya çalışacağım. Lütfen bol bol yorum yapın ve oylamayı unutmayın. Sizi seviyor ve öpüyorum. ❤️

BİR OYUN OYNAYALIM MI? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin