Bu adam neler diyordu böyle "ya öl ya da öl" olay bundan ibaret. Peki amaç neydi? Nüfusu azaltmak falansa bir bombayla halledebiliriz bu işi bu kadar zahmete gerek yoktu yani.
Küçük çocukların bazılarının ağladığını gördüm. Bu acı vericiydi onlar bizden de küçüktü. Bu fazla acımasızcaydı.
Hem ben de ölmek istemiyordum. Ölüm; acı vericiydi, korkunçtu. Ölümdü işte, ölümün iyi yanı mı vardı? Varsa bize de söylesinler de daha rahat karar verelim.
"Atlayacak mıyız şimdi buradan? "
Yok kanka yüzmeye, keyif yapmaya geldik. Mal ya bu kız. Diğer sınıflardaki aşırı gıcık bir kızdı."Bravo!" psikopat adam konuşmuştu. Haklıydı. Bencede öyle.
"Hadi bakalım bir seçim yapın artık aksiyon olsun değil mi"
Pekala hızlı düşünmem lazım kayaların olduğu yere baktım. Eğer oraya atlarsam net ölürdüm. Bunu istemiyordum. Deniz tarafına baktım. Burası da çok yüksekti ama burada bir ihtimal yaşayabilirim. Derken birden bir çığlık koptu. Küçük bir kız sağ tarafa doğru düşüyordu. Başımı arkama çevirmiştim ki hemen önüme döndüm hayır bakmamalıyım,bakamam,bakarsam bende ölürüm kendimle savaşırken ses uzaklaşıyordu direniyordum, bakmamak için direniyordum ama zordu, çok zordu. Ve ses kesildi, kimseden çıt çıkmıyordu. Sessizlik bir çığlıktan bir feryattan daha acı vericiydi. İstemsizce gözlerim doldu tek bir ses yankılandı ıssız alanda beynimi uyuşturan kulaklarımı yok etmek istememe sebep olan bir ses, bir kahkaha.
"Cesur mu aptal mı karar veremedim"
dayanamadım bu delinin sözlerine ve kendimi tutmaya çalışmadım. Cevap verdim bu lanet sesin sahibine."Küçük, sadece küçük" Sesim titriyordu. Acıdan ve korkudan sesim titriyordu ama şu an bu umrumda bile değildi.
"Belki de evet ama öyle olmayanlar da var" dedi diğer çocukları göstererek. Sonra hayatım boyunca unutamayacağım o sözü söyledi.
"Onlar küçük yaşta büyüdüler"
Biraz olsun tahammülüm kalmamıştı artık bu saçma şeye. Muhtemelen parçalara ayrılan kızın yerdeki telefonunu aldım. Buna engel olabilirlerdi ama olmadılar. Sol tarafa doğru ilerledim. Atlayacaktım,atlamalıydım. Ama ben çok iyi yüzemezdim ki burası çok yüksekti. Yüzmeyi biliyordum fakat burası harbiden çok yüksekti. Ve bir anda kalbimde bir sızı hissettim, kalbimin acıdığını hissettim. Kalp acır mıydı? Benimki acıyordu. Küçük kızın çığlığı kulaklarımı çınlattı. Ve o an tek bir duygu hissettim: nefret...
Nefret, saf olan tek duygudur. O her duyguyu bastırabilir. Sevgiyi de korkuyu da...
Daha fazla düşünmedim, nefret içimdeki bütün duyguları köreltmişti. İçimden gür bir ses konuşuyordu. "Atla" diyordu. Bende sorgulamadım daha fazla ve atladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR OYUN OYNAYALIM MI?
ActionHepimiz korku içinde beklerken bir gözü bandaj ile sarılı adam sırıtıyordu ve bu oldukça sinir bozucu bir durumdu. Gözleri tüm okulda dolaştı ve benim biraz sağ tarafımda durdu. Sonra hepimizin hayatını mahveden o cümleyi söyledi. "Bir oyun oynayal...