i can make u happy >.<

73 9 20
                                    

(☆)
yuta'dan
Okulda ki revir yardımcı olmanın yakınından bile geçmeyip bizi odasından "tarihi üç ay geçmiş sütten bi sikim olmaz beni boşa meşgul etmeyin" diyip kovmuştu.
Biz de, Doyoung anksiyete atağı geçirmesin diye okul çıkışı Taeil'i hastaneye getirmiştik.

"Ya winwin'in de midesi kötü olduysa??"

"bence sorun genel olarak taeilde."

"tam şu anda susmazsanız üstünüze kusarım."

Taeil acildeki sedyelerden birinin üzerinde otururken durmaksızın söyleniyordu; "amına koyim senin aptal yuta."

"Pastaya şeker yerine tuz koyan doyoungtu, tarifi seçende taeyong'tu ama sen sadece bana laf söylüyorsun ırkçı."

"Mültecilerin konuşma hakkı yok."

"Johnny sus."

...

"YA YETER KIM BU HASTANENIN SAHIBI KAC SAATIR BEKLIYORUM BURADA SINIRDEN YUTA YI ULKESINE YOLLICAM YA BENIM GIBI SEKSI BIRININ HAK ETTIGI MUAMELE BU MU?"

Her ne kadar Doyoung sakinleştirmek için elinden geleni yapsada Taeil bana olan tüm siniri hastane çalışanlarından çıkarmaya devam ediyordu.

"Taeil, hastane çalışanlarının bir suçu yok sakin ol az bir ya manyak mıdır nedir?!" Taeyong sitem eder bir şekilde söylenince Taeil daha çok sinirlenip hemen yanı başındaki Johnny'nin saçlarını çekiştirmeye başlamıştı.

"CINGENE!!" Johnny saçlarını kurtarmaya çalışırken bir yandan da dehşetle çığlık atıyor Taeyong'a 'bittin sen oğlum' diye bağırıyordu.

Doyoung, ilk başlarda benim gibi kahkahalarla olanları izlerken Johnny'nin gerçekten ağladığını görünce son bir kahkaha patlatıp Taeil'ın yanına doğru adımladı.

Ellerini arkasından nazikçe Taeil'ın ellerinin üzerine doğru uzatıp bileklerini tuttu ve durması için geri çekti, Taeil şaşkın şaşkın arkasını dönüp Doyoung'un yüzüne bakınca ise Doyoung ona içten bir şekilde gülümsedi.

"Sakin ol zilli!! Korkunçsun!!" Johnny ağlayarak kendini olabildiğince uzaklaştırıp Taeyong'un arkasına sığındı.

"Orospu çocuğu salya sümük bırak lan omzumu ıyyyy!!"

"Oğlum lan hepsi senin suçun zaten ne diyorsun." Gözleri alev almış şekilde arkasına saklandığı Taeyong'un tuttuğu omzunu sıkmaya başlamıştı Johnny.

"Doyoung."

"Efendim?"

"Ellerini çek." Tek düze ses tonuyla konuşan Taeil biraz sakinleşmişe benziyordu. Evet, sadece benziyordu.

"Sakin misin artık?"

"Doyoung elini çek dedim."

Doyoung inat edip elini çekmeyince, Taeil bu sefer ona en yakın duran kişinin yani benim bacağımı hedef almış bir tekme geçirmişti.

"LANNNNN, ÖLÜYORUM!" Topallaya topallaya Taeyong'un arkasına sığınan ikinci kişi olmuştum.

"Deli puşt!!" Taeyong arkasında bizle olabildiğince geriye adımlarken, ellerinin ve bacaklarının titrediğini görebiliyordum.

Oh! My mistakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin