Bazı insanlardan uzak kaldığınız zamanlarda, hani o hem nefret hem de sevgi beslediğiniz insanlardan, sanki hep onları sevmiş gibi hissedersiniz. Çünkü yalnızlık sizi en zayıf olduğunuz zamanda yakaladığında ve sığınabileceğiniz tek şey anılar olduğunda başka çareniz kalmaz. İnsan beyni olan şeyi değil, oldurmak istediği şeyi hatırlar ve o an sanki bütün kötü anılar silinir. Sadece iyiler kalır, yalnızca, iyiler.
Bir boşluk hissiyle açtım gözlerimi, ne kadar kandırsam da kendimi, geçmiyordu. Ben hayatım boyunca hiçbir yere ait olamadım. Ne kendime ne bir insana ne de herhangi bir şeye. Koskocaman yaşamda, milyonlarca insanda, yüzlerce ülke ve binlerce şehirde hiçbir yere koyamadım kendimi.. Sadece çocukken bir başka çocuğa ait oldum kısa bir süreliğine, gerçekten ona ait hissettim kendimi ve eğer şuan bile karşıma çıksa tekrardan bırakırım kendimi. Bu bedeni ve o ağır ruhu, tek başıma hiçbir yardım almadan ve her an vazgeçecekmiş gibi yaşıyarak o kadar uzun zaman taşıdım ki!
Yavaşça kıpardandım olduğum yerde ve hafifçe kalktım, Aynur'un yatağı boştu. Saat 3'tü. Şarkı mırıldanmaya başladım.
"Kalktım, baktım, gecenin 3'ndeymişim.. Ben nasıl bir kadınım, hiç sevilmemişim.." sonra bu halime güldüm. Gülünecek ne mi var? Hiçbir şey. Sadece acınacak halime gülüyorum. Ayağa kalkıp odadan çıktım ve mutfağa ilerledim ve nedense Aynur'un nerede olduğunu hiç merak etmedim.
Bazen o kadar büyük bir duygusuzluk geliyor ki anlamıyorum veya anlatamıyorum. Ben zaten insanlara ne zaman neyi anlatmaya çalışsam, neyi söylemeye veya göstermeye çalışsam hep daha çok mahvettim. Ve artık bende vazgeçtim. Etrafımdaki insanlar ben anlatırken kulaklarını kapattılar, gösterirken ısrarla gözlerini bambaşka noktalara dikip görmediler hiçbir şey. Sonra bende sustum, kabullendim ve kendimi köşeme çektim. Aynur yanımdaydı ama yoktu da.
Mutfağa girip ışığı yaktım ve balkonda oturan Aynur'un bakışları bana döndü. Birisi ile konuşuyordu muhtemelen ama direkt aramayı sonlandırdı. Ne saklıyorsun, Aynur? Ne kadar çok sevsemde hiç kimseye güvenmedim ,ailem yani abilerim ve annem dışında, hayatım boyunca çünkü ben küçükken öğrendim ihanete uğramayı...
Balkondan çıkıp mutfağa geldi ve yanımda durdu "Neden uyandın, güzelim? İyi misin?" yüzünde telaşlı bir ifade vardı ama peki sebebi neydi?
"İyiyim, susadım sadece" kafasıyla onayladı ve bir bardak su içtim. Tam arkamı dönüp gidecekken durdum.
"Aynur" gözlerimi gözlerine sikince duygusuz bir iki bakış geçti o harelerden.
"Efendim, güzelim?" şunu söylemeliyim ki değişmiş.. hem de çok..
"Yok bir şey, iyi geceler" arkamı döndüm ve geldiğim odaya gittim. Bu evi, evim yapmayı düşünürken altında kalabileceğimi hissettim o an.
Saçmalama kız yorgundu, o yüzden öyledir, dedi, iyilik meleği. Asıl sen saçmalama, salak mısın? Senden bir şey saklıyor belli, diye karşılık verdi, sol tarafımdaki melek. Hay sizin, susun! Uyuyacağım. O sırada sol tarafımdaki melek nah çekti.. Kafayı yedim ben, kendimle konuşup el işareti yapıyorum.. Uyu, Efo, UYU.
🐍
"Kızım hayvan mısın? Su ile insan uyandırılır mı?" evet güne gerçekten soğuk bir sürahi su ile uyandırıldım. SAĞOL, AYNUR.
"Akşam oldu akşam, kalk hadi bir sürü işimiz var" Bugün üniversiteyi gezip plaja gidecektik bir sürü iş derken kastettiği bu.
İçimden Aynur'a söverek banyoya ilerledim. Bugün hiçbir şey yapasım yok ama çoğu şeyi halletmem lazım. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Aynur kahvaltı hazırlamıştı, ilk defa üşenmemiş

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Affinità
Teen FictionEtrafında olan ama senin görmediğin, bilmediğin çukurlar ile etrafın sarılı ve yanında ki hiç kimseye güvenemiyorsun. Peki bu çukurlara düşmeden nasıl çıkacaksın? "Her şey zamanını bekler, sende beklemelisin Affinità" "Al Efnan bu para, ben sana se...