Sınır yok bir süre sınır koymayı düşünmüyorum...
Artık başlayabiliriz. İyi okumalar~
______________________________________
/Yazarın anlatımı ile/
Gözlerine çarpan yoğun güneş ışığı ile uyanmıştı küçük melody. O güneşi seven bir kızdı. Aynı zamanda da çok tatlı ve Cesur bir kızdı. 2.Kraliyet ailesinin tek kızıydı. Ve ailesinin gözüydü. Henüz 15 yaşında olmasına rağmen baya cesurdu. O kadar cesur ki bir yılanı evcil hayvanı olarak sahiplenmişti. Lâkin ismini bulamamıştı. Bir gün Melody annesi ile Majestelerini ziyarete gitmek istemişti.
Her ne kadar 15 yaşında olsada hiç ziyaret etmemişti. Bu onun ilkiydi...
Melody annesi ile kral Romy'nin sarayına varmışlardır. Ve Majestelerini görmüştü. Annesine yanlız kalmak istediğini söylemiştir...
Ve bildiği kadarı ile Majesteleri siyah gözlü, siyah saçlı, ve bembeyaz ten rengi olan cesur bir kızdı. Aynı zamanda da elementi ateşti. Ve saçlarının hikayesini biliyordu...
Melody biraz Majestelerini incelemeye başlamıştı...
{Melody'nin anlatımı ile... }
Majestelerinin her yeri taştı. Onu biraz inceledim. Ve boynundaki kolye dikkatimi çekti. Bir yılan kolyesiydi. Ama bunun hakkında pek bir bilgim yoktu.
Ve herkesin yaptığı gibi ona yalvardım...
"Majestelerin, lütfen bana bir işaret verin. Yılanımın adını ne koyayım. Hiç bulamıyorum. Ve neden insanlar benden nefret ediyor. Ben kimseye bir şey yapmadım majestem. Bana bir işaret verin yalvarırım. " diyerek dizlerimin üstüne çöktüm.
Ağlamaya başlamıştım. Lâkin ben ağlarken kırılma sesi gelmişti. Ne olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda ise gözlerime inanamadım. Majestelerinin kolyesi nin taşları kırılmıştı. Siyah ipli ve ucunda parlak gümüş renginde bir yılan vardı...
Ben hala şoktayken, hafif bir rüzgar esti. Ve Majestelerinin kolyesi ndeki yılan ters döndü. Arkasında bir şey yazıyordu. "Karaşay" bu neydi şimdi.
Galiba karaşay yılanın adı... Bu bir işaret miydi şimdi? Hemen ordan ayrıldım. Ayrılmadan önce ise majesteleri ne teşekkürlerimi ilettim. Mutlu bir şekilde annemin yanına gittim."Dert anlatmak rahatlatmış seni galiba? Hm? " diye sordu annem.
Ve bende evet anlamında başımı salladım.
Eve vardığımızda yılanımın yanına gittim. Ve onun kafasını okşadım.
Benim yılanım biraz garip bir yılandı simsiyah bir yılandı. Ve ben yılanıma eğilerek fısıldadım "Karaşay... " yılanım sanki adını beğenmiş gibi bana dolandı. Ve benim yanağımı yaladı. Ardından geri yerine geçti.
Akşam saat gecenin bir yarası olduğu için uykum vardı. Ve ben uyumak için yatmıştım. Ardından Karaşay da geldi ve uyuduk...
{Yazarın anlatımı ile... }
Melody ve bütün kraliyet halkı uyumuştu.
Majesteleri, orada taş halinde duruyordu. Ve bir anda saçlarından kırmızı bir ışık yayıldı. Etraf o kadar parlaktıki hiçbişi gözükmüyor dünya. Ardından ışık söndü, ve...
Majestelernin saçlarında ki taşlar kırılmıştı...
~ devam edecek...
Sınır yok bir süre koymayı düşünüyorum. Geciktiği için üzgünüm. İyi okumalar...