Hayat bazen hiç de adil olmayabiliyordu. Birileri sefa sürerken birileri acı çekebiliyordu. Birileri uyurken birileri ilaçlarıyla gözlerini kapatıyordu. Atılan her adımın bir göz yaşından beter olduğu unutuluyordu. Alınan her karar kimilerinin hayatını karartırken kimilerinin en güzel günü oluyordu. Neredeydi adalet? Kader miydi bizi bu hale getiren, yoksa saçma kararlarıyla kaderinizi belirleyen insanlar mı?Uyuması gereken bir beden vardı ama ben aksine uyarak eve varmaya çalışıyordum. Bu gece çok zorlu geçmişti çünkü bir sürü müşteri vardı. Her biri farklı bir kişilikti ve insanın zihnini yoruyorlardı.
Sabahın soğuğu her tarafı sarmıştı. Attığım her adımda daha çok hızlanıyordum. Çünkü hava çok soğuktu ve bedenim sıcağa muhtaçtı. Hava daha yeni aydınlanıyordu ve annemle babam büyük ihtimal şuan yeni uyanmışlardı. Şuan onların ne diyeceği felan hiç bir şekilde umrumda değildi çünkü bedenim hasta olmaya yüz tutmuştu. Feci soğuktu.
On beş dakika sonra evin kapısından içeri girdiğimde derin bir nefes aldım. Evin sıcacık olması beni gülümsetirken odama çıktım. Çantamı yatağa fırlatarak montumu çıkardım. Banyoya girerek kıyafetlerimi çıkardım ve duşa girdim. Sıcak su bedenimi esir alırken ısınmaya çalışıyordum.
Duşta beklediğimden daha fazla durduğumu farkettiğimde suyu keserek saçlarımın suyunu sıktım. Havluyu bedenime sararak banyodan çıktım.
Hayat çok zorlayıcı olsa da bazı anlara her şey değerdi. Gülümsemek bazen yalan bir görüntü olsa da çok işe yarıyordu. Ama şuan hiç bir şekilde yalan yoktu, gülümsüyordum. Çünkü akşama kadar uyuyabilirdim, kimse bana karışamazdı. İstediğimi yer içerdim, kimse beni görmezdi. Hasta olmaya doğru yol alsam da olsundu, şuan çok mutluydum. Bazı mutluluklar için büyük şeylere gerek olmazdı, insan bazen küçük şeylere de mutlu olabilirdi.
Yüzümdeki gülümsemenin şaşkınlığa dönmesindeki sebep yatağımın üzerindeki bebek mavisi kare bir hediye kutusuydu. Kim benim yatağımın üzerine hediye kutusu koyardı ki? Annem mi, babam mı? Tabii ki hayır, onlar benim yüzüme bakarken bile iğrenirken onlardan hediye beklemek aptalca olurdu.
Kimdi o zaman?
Saçımdaki havluyu bırakarak hediye kutusuna yöneldim. Kapağı açarken kalbim güm güm atıyordu, çünkü kimse bana hediye almazdı.
Sahi, 18 yaşına gelmiştim ve kimse bana hediye almamıştı. Ne acı.
Hediye kutusunu sinirle açtığımda dona kalmıştım. Gördüğüm görüntü her şeyi altüst etmiş gibiydi. Şok dalgası bedenimde dolaşırken ellerim iki yanıma düşmüştü. Bu da neydi?
Elim kutunun içindeki kanlı gömleğe gitti. Gömleği kaldırdığımda gözlerim gömleğin her zerresinde dolaştı. Gözlerim korkuyla dolarken gömlek elimden kutunun üstüne düştü. Mantığım sanki şuan yok olmuş gibiydi ve ben şuan düşünemiyordum.
Annemle babam evde miydi, bunu buraya kim bırakmıştı? Kafamın içinde alarmlar çalıyordu. Gömleği kaldırdığımda kutunun içinden bir tane not buldum. Notu elime alarak gözlerimi düzenli el yazısının üstünde gezdirdim.
GELECEKTEN BİR SÖZLEŞME.
Bu notta neyin nesiydi böyle? Ne geleceğinden bahsediyordu? Daha çok korkmam normal miydi?
Her çeşit insan görmüştüm ama evine hediye kutusu ile kanlı gömlek koyan insan türüyle hiç karşılaşmamıştım.
Gömleği elime alarak burnuma yaklaştırdım. Parfüm ve kan kokusu karışmıştı. Kimindi bu gömlek, kim bu hale getirmişti bunu? Neden benim evimde böyle bir şey vardı?
Gömleği kutunun içine dıkıştırarak kapağını kapattım. Kan kokusu odamı doldurmuştu sanki. Camı soğuğa aldırış etmeyerek sonuna kadar gerdim. Soğuk hava yüzüme tokat gibi çarpmıştı. Banyoya giderek elimi yüzümü yıkayarak kendime gelmiştim. Üstüme kalın kıyafetleri geçirerek kutuyu aldım. Aşağı inerek dış kapıyı açtım. Çöp konteynerinin yanına giderek içine fırlattım.
Korkuyordum çünkü kim kimin evine kanlı gömlek koyardı? Kim kimin böyle psikolojisiyle böyle oynardı? Gerçekten insanlar kafayı üşütmeyi bir şekilde başarıyordu.
Hızlı adımlarla eve ilerlerken yoldan geçen siyah arabalar tüm dikkattimi dağıtmıştı. Kafamı çevirdiğimde sanki arabaların sonu yokmuş gibi hissettim. Havanın aydınlığı sanki bir anda her şeyi tersine çevirmişti. İçimde ki korku büyürken koşarak eve girdim. Her ihtimale karşı kapının her kilidini sonuna kadar çevirdim. Odama çıkarak camı kapattım ve kilidini kitleyerek perdeyi çektim.
Perdenin arkasından dışarıya baktığımda arabaların ortadan kaybolduğunu gördüm.
Yaşadığım mutluluk her şekilde kursağımda kalmıştı. İlk defa annemle babama ihtiyacım vardı. İlk defa yalnızlık işkence gibi gelmişti. İlk defa bu kadar korkuyordum. İlk defa olayın sonunu göremiyordum.
Ki benim ilklerim her zaman bu denli lanetli olurdu.
💙Kitabımın her bir bölümü heyecan olmak üzere merak duygusunu yaratarak yazmaya çalışıyorum. Emeğimin karşılığını vereceğinizi düşünüyorum. Bölümü oylamayı ve düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın.
Sağlıcakla kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI GÖMLEK -kader-
Mystery / ThrillerGözlerimin içine bakarak sert metali boğazıma daha çok bastırdı. Eliyle alnımda ki yaraya dokunarak "İntikam için geç değildir belki de Aksel, ha?" dedi. Koyu mavi gözlerinde gördüğüm acımasızlığın rengi daha da koyulaşıyordu. Bana karşı nefret kusa...