Episode8: maç.

778 58 150
                                    

•••••Türkiye'de birkaç gün sonra.

Şu an stadda yedek kulübesinin hemen üstünde oturmuş, Belinay ve Can'ın flörtleşmesini izliyordum.

"CAN CAN CAN SAKIN OL UÇMA CAN HAYIR YANI KOŞMUYORSUN YÜRÜMÜYORSUN UÇUYORSUN." Dedim kahkalar eşliğinde Tuğba yanımda gülerken bir anda dikleşti ve saçını düzeltti. 

"Ay noluyor be gamzelim?" Dedim baktığı tarafa bakarak. Isınma hareketleri yapan Ryan'a bakıyordu ve Ryan da ona bakıyordu. Kafamı göğe kaldırdım ve yalandan konuştum. 

"Allah'ım al beni buradan. Herkes birbiri ile flört ediyor." 

"Üzülme seninki de geldi." Dedi Taha. 

"Nah benimki. Ya Batu birşey söyle şuna." Batuhan hemen yanağımı öptü ve Taha'ya döndü,

"Üzmeyin benim güzelimi." Taha'ya yalandan 'hıh' yaptım ve Batunun yanaklarını sıktım. Ellerim başka biri tarafından çekilirken o kişiye baktım. Can.

"Ya napıyorsun?" 

"Ben gidiyorum yok mu öpücük?" Aklıma gelen fikirle gülümsedim ve Taha'ya kaş göz yaptım. Taha hemen kameraların buraya bakmasını sağladı. Bütün insanlar bize bakıyordu. Can'ın yanağını öptüm ve önüme dönüp kendi yanağımı gösterdim. Herkes bize bakarken Can bana yaklaştı ve tam öptüğü sırada bilin bakalım ben ne yaptım? FORMAMIN ARMASINI YUKARI KALDIRDIM VE BU GALATALI FENERBAHÇE ARMASI ÖPMÜŞ OLDU.

Nasıl da cadıyım ama? 

Hızla ağzını silmeye çalışırken bütün stad kahkahaya boğulmuştu. Can bana korkutucu bir bakış attı ve beni kucağına aldı. NE YAPTI NE YAPTI? SALAK MI BU YA? Beni Kerem'in önüne getirirken neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Eğildi ve Kereme birşeyler söyledi. Kerem bana baktı ve,

"Öyle birşey olmadı değil mi?" Dediğinde ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Az önceki olaydan bahsetmiyordu çünkü zaten kendisi de neler olduğunu gördü. 

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum ve ben gidiyorum." Dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkamda benden daha hızlı yürüyen ve bana yetişmeye çalışan Kerem ile Can'ı gördüğümde güldüm ve koşmaya başladım. Onlar futbolcu ise ben de voleybolcuyum, hem de liberoyum ben de iyi koşarım. Tabana kuvvet koşuyorken yaklaşık 5 dakika geçti ve onlar bana zaman geçtikçe daha da yaklaşıyordu. Karşımda Sebastian... Pardon, kızgın bı Sebastian görmem ile güldüm ve arkasına saklanıp, onu kendime siper ettim.

"Zehra!" Dedi CAN kızgın bir şekilde. 

"Ne var aşkım?"

"Bu olayın ev kısmı da var unutma!"

"Yoo yok. Hem ben artık Sebastian ile yaşıyorum." Dedim ve Sebastian'ın yanında bana birşey yapamayacakları için rahatça Sebastian'ın arkasında olmaktan vazgeçip yanına geçtim. Eli belimi bulurken Can'a baktıkça elinin kasıldığını anlamak zor değildi. 

Bir süre sonra bakışmaktan sıkılmış olacak ki, belimi sıkıca kavrayıp içeriye götürdü beni.

"Ne oldu ya niye geldik buraya?"

"Onlar seni niye kovalıyor?"

"Bilmem ki, eğlence ışte."

"Neden onların eğlencesi sensin?"

"Ama Seb-"

"Off Sebastian amma büyüttün sen de. Kızın arkadaşları onlar. Tamam kıskan ama kıza karışma!" Dedi uyarıcı sesi ile Ismail hoca.

"H-hocam" dedi ve korku ile oturduğu yerden ayağa kalktı. 

"Evet, hocan."

"Ben geri gideyim o zaman."  Aradan çekilmeye çalışırken Sebo yine elimi tuttu. 

Gerçek mi oluyor? SEBASTIAN SZYMANSKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin