-AAAAAAAHHHH!!
-DUR! HAYIR!
-YAKLAŞMA NE OLUR YAKLAŞMA..!Hy: filmi nasıl buldun hayatım?
Felix: Senin kadar olmasa da mükemmel buldum.
Hy: Sen gerçekten harikasın.
Ama ben değilim. Nefret ediyorum. Neden böyle bir hayatım olmak zorundaydı ki? Annem beni sevmiyor, babam onca yaptığı boklardan sonra intihar ediyor, bense kendimden nefret ediyorum. Ama hayır üzülmeyi haketmiyorum. Felix daha kötü olmasına rağmen mutlu gözüküyor. Ama belki de mutluluğu bile haketmiyorumdur.
Felix dizime yatmış uyuyor. Onu kucağıma alıp yukarı yatakodasına götürüyorum. Melek gibi. Onu haketmiyorum.
Yatağa yatırıp yanağından öpüyorum. sonra ise biraz sigara için balkona çıkıyorum. Uzun zamandır içmediğim sigara paketine bakıyorum ve bi dal alıyorum. İçime çekiyorum, dumanı genzimi yakana kadar çekiyorum ve geri bırakıyorum. Ay bugün dolunay. Üflediğim dumanla mükemmel manzaraya bakıp düşünüyorum. Ne yapmalıyım? Felix'e yalan söylemeye devam etmemeliyim. Her şeyi bilmeye hakkı var.
telefon çalar
Hy: Gecenin bu saatinde kim bu şimdi?Alo?
Numara: Bir gecen kaldı.
Hy: Ne bir gecesi? Olmaz hayatta olmaz! Halledemem. Ona bunu yapamam... Ne olur biraz daha süre verin.
Numara: Bu gece saat üçte hallet.
Hy: BU GECE Mİ! BENİMLE DALGA MI GE-
Telefonu kapattı. Ağlamak istiyorum. Sevgi hissetmek istediğim kimse kalmıyor. Ben.. ben hiçbirini haketmeyecek kadar berbat bir insanım.
kapı zili çalar
Geldi. Anne, özür dilerim.
Anne: Selam Hwang, normalde bu saatte ve bugün gelmeyi planlamıyordum ama işte gelmiş oldum. Neredesin? Hwang?
Hy: Balkondayım anne.
Anne: Yine sigara mı içi-
Boğazından tuttum ve balkon demirlerine yasladım. Anne, çok özür dilerim.
Anne: H- HWANG.. NE.. YAPIYORSUN..
Hy: Anne, özür dilerim inan bana çok üzgünüm.
Anne: Neden.. beni..
Boğazını daha çok sıkıyorum.
Anne: Se- se- se...
Ve bir çıt sesi duyuyorum. Annemi o gece öldürdüm. Kucağıma alıp yatağına götürüyorum. Yüzünü ilk defa o kadar sakin ve saf görüyorum. Duygularımdan eser kalmamış bedenim taşıyor ölü annesini. Yatağa yatırıp odadan çıkıyorum. Ağlamak nedir unutmuşum. Ağlayamıyor, sesimi çıkaramıyorum. Annemi bu gece öldürdüm.
Yatağa götürüyorum, kucağıma alıp. Sarı saçları aşağıya doğru sarkıyor. Neredeyse gülümsediğin düşüneceğim o açık ağzı ve sevimli yanakları. Neden ben sevmedin anne.
Ve neden bana tüm hayatımı zehir ettin.
Hastasın biliyorum. Ama kurbanın neden bendim? Sen beni öldürmeden ben öldürdüm seni anne. Bu kuyudan çıkabilen tek kişi ben oldum. Şimdiyse su yükseliyor anne. Etrafımın koca bir denizle kaplı olduğunu şimdi fark ediyorum.
Anne, boğulmak üzereyim. Seni boğduğum suda boğulmak üzereyim. Özür dilerim.
07.30 alarm sesi
Felix: Hwangg kalkta şu alarmı kapatt..
Ne?
Hy: Ne?
Felix: Alarmı diyorum kapatta daha çok uyuyalım.
Yoksa dün gece..
Hy: Tamam..
Hepsi rüya mıydı yani?
Hy: Bir şeye bakıp geliyorum
Eğer rüya ise..
Annem. O hala yatakta. Ölü bir şekilde.
Odaya geri dönüp Felix'e bakıyorum. Geri uykuya dalmış. Sevgilim, her şey çok kötü olacak ve ben yüzleşemeyecek kadar aptalım. Özür dilerim Felix.
Eşyalarımı bir çantaya doldurup evden çıkıyorum. Sevdiğim ve beni seven tek kişiyi orada terk ediyorum. Yaptığım, yaşadığım ne varsa hepsini bırakıyorum. İşte ben böyle bir piç ve sözünü tutamayan bir sikim.Hyunjin yola koyulup oradan uzaklara gitti. Nereye gittiğini o da bilmiyordu ama evde de kalamazdı. O sıra da Felix uyuyordu ve alarm 15 dakika sonra tekrardan çaldığı için Hyunjin'e seslendi ama cevap veren olmadı. Felix yine seslendi fakat çıt yoktu. En sonun da alarmı kendi kapatıp yatakta doğruldu. Etrafa baktı. Sessizdi. Felix tedirgin oldu ama belki kahvaltıyı hazırlıyordur veya uyuyamayıp balkona çıkmıştır diye düşündü. Balkona baktı ve yere düşmüş küllüğü gördü. Eğilip toplamaya başladığında ise tam o sıra da bir kolye ucu gördü. Ve sonra fark etti ki etrafta bir kadın parfümü kokusu var. Felix daha fazla gerildi ve aşağıya mutfağa indi. Hyunjin'den tek bir iz bile yoktu.
Markete gitmiştir ya? diye düşündü. 3 saat boyunca Hyunjin'in gelmesini bekledi. Fakat kapıyı çalan kimse yoktu. Aklına Chris'in dedikleri geldi Felix'in. Terk mi edilmişti gerçekten? Hyunjin onca şeyden sonra, bırakıp gitmiş miydi? Hayır o asla öyle bir şey yapmazdı. Buna adı kadar emindi Felix.
Felix: Yok hayır gitmiş olamaz...
zil sesi
Felix: GELDİ!
Kapıyı açmaya gittim.
Felix: Hwang nereler-
Polis: İçeri girebilir miyiz, evinizde bir cinayet işlendiğine dair bir ihbar aldık.
Felix: Ne.. Haha dalga geçiyor olmalısınız?
Polis: Hayır lütfen içeri girebilir miyiz kontrol etmeliyiz.
Yol verdim. Ciddi olamazlar değil mi? Bir dakika.. yoksa!
Felix: HWANG, O MU?!
Polis: Efendim?
Felix: HYUNJİN'E NE OLDU YALVARIRIM SÖYLEYİN..?
Polis: Ne saçmalıyorsunuz be! Ekip, her yeri arayın, kontrol edilmeyen yer kalmasın. Sen de kendine hakim ol şurada görevimizi yapmaya çalışıyoruz.
Felix: Burada cina-
B. Polis: KOMİSERİM! BURDA CANSIZ BİR BEDEN BULDUK!
Polis: Kimse ellemesin geliyorum.
Ne? Şaka değil mi? Şaka olmalı. Öyle olması gerekiyor. Hyunjin, o ölmedi. Değil mi?
Ben de onlarla birlikte üst kata çıkıyorum fakat ploislerden biri kolumdan tutuyor. Ben hiçbir şey yapmadım ki? Çıktığımda biri yatakta yatıyor. Bekle bu fotoğraflarda gördüğüm kadın. Bu.. bu Hyunjin'in annesi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN | BxB | HYUNLIX +18
Teen Fiction+18 içerik ---------------------------------------------------- Hy: Ohm- bu niçindi peki hm? Felix: Canım istedi Hy: Hmm her zanımız istediğinde köşeye sıkıştırıp öpebiliyor muyuz? Felix: İstersem, yaparım evet Hy: Peki şimdi ben.. Hy: böyle yapsam...