Küçük yaşlardan beri,babamın bir kere bile olsun saçımı okşadığı günü bilmem. Annemle babam kavga ettiklerinde hep teyzeme sığınırdım çünkü beni tek seven kişi oydu,belki babam da beni seviyordu ama hiçbir zaman o sevgiyi hissetmemiştim. Tek hayalim büyüyüp onlardan uzak kendi hayatımı yaşamaktı ve o gerçekleşmişti küçük Açelya'nın hayalini gerçekleştirmiştim.
CUMA GÜNÜ SAAT 00:00
Kendime bir kahve yapıp odama geçmiştim, kulaklıklarımı kulağıma takıp müzik dinlemeye başlamıştım. Birden telefonum çalmıştı, arayan annemdi.. İlk defa yıllar sonra annem beni arıyordu,açmadım. Yıllardır aklında değildim,daha yeni mi aklına gelmiştim? Defalarca aradı fakat açmadım en son sms yerine bir mesaj düştü;
"O telefonu açman gerekiyor,babanla ilgili." mesajı okuduktan sonra bir an duraksadım,dakikalarca ekrana bakakaldım.Babam bir şey mi diyecekti? Her neyse diyerek;
"Hiçbirinizle muhattap dahi olmak istemiyorum,kim ne diyecekse de merak etmiyorum." diyerek anneme yollamıştım.Çok süre geçmeden "Baban'ın ölüm haberini merak etmiyor musun?" Diye bir mesaj gelmişti.Duraksadım, bir an için hiçbir şey düşünemedim.Sanki o an her şey durmuştu.Aklım almıyordu,bu kadın benimle oyun mu oynuyordu?Öfkeliydim ve o öfke anından gözümden bir damla yaş düştü.Hemen elimin tersi ile gözyaşımı silerken telefonum bir daha çaldı ve açtım.Annemin konuşmasını dinledim,ağlıyordu. "Baban çok içmişti,en son saat 18:00 civarı evden çıkmıştı ve 5 saattir ortalıkta yoktu. Telefonu da kapalıydı en son polise gittim 2-3 yere baktılar ve en son küçükken seni götürdüğü parkın orada haplarla ölü bulundu." der demez telefonu yüzüne kapattım.
Telefonu yere fırlattığında kendime yaptığım kahvenin de döküldüğünü gördüm.Yatağımın kenarına oturdum,ellerimi saçıma doğru götürdüm.Umursamıyordum ama bir yandan da içten içe üzülmüştüm, tüm yaşadıklarım gözümün önüne gelmişti.Saatler geçti ve ben hala hareket etmemiştim.Telefonum defalarca çaldığını duydum ama telefona dokunamadım,donmuş bir şekilde babamın bana ilk aldığı kaleme bakıyordum.En son telefonu elime aldığımda Beste ve Atalay defalarca aramışlardı ama kimseyle konuşmak istemiyordum.Şarjımın farkında bile olmadan,yanıma biraz para alıp evden çıktım.Evim, sahile yakındı zaten bir tekel bayiye uğrayıp birkaç içki aldım ve sahilin kenarına gidip içmeye başladım.
Telefonuma baktığımda saat 04:20'yi gösteriyordu, beni aramaya devam etmişlerdi.Endişelenmiş olmalıydılar fakat benim konuşacak halim dahi yoktu,telefonu tekrar kapatıp yanıma koyduğumda kafamın da biraz iyi olduğunun farkındayım,sarsılıyordum.Cebimden sigaramı çıkardıktan sonra içinden bir tane aldım ve çakmağımı elime aldığımda sigaramı yakıp dudaklarımın arasına koyarak dumanını üflemeye başlamıştım.Denizden korkmama rağmen ilk defa denize kendimi bırakmak istemiştim. Bir süre sonra bir motor sesi duyduğumda kafamı motora doğru çevirdiğimde çocuğun kaskı kafasından çıkardığını gördüm ve göz göze geldik. Elindeki poşetten birasını çıkararak bana doğru gelmeye başladı ve yanıma oturdu.Hiçbir şey demeden birasını açtı ve benimle birlikte içmeye başladı.Kafamı sağıma doğru çevirdiğimde bana baktığını gördüm. Siyah kısa saçları ve ela gözleri ile kendine bakakaldırmıştı,ne diyeceğimi bilemedim ve ona bi anda "Sen kimsin?" Diye soruverdim.