Hiçbir şey demeden yüzüme öylece baktı. Bende ısrar etmeden önüme döndüm, ikimiz de sadece denizi izledik. Dakikalar sonra
"Ben Göktuğ" dediğini duydum,ardından yüzüne bakıp ufak bir gülümseme verdim geri önüme döndüm. "Ee sen kimsin?" dedi. Ardından "Kim olduğumun ne önemi var ki?" Diye söyledim. Yüzüme bakıp "Benim için çok önemi var" deyiverdi. Direk açık sözlülüğümü konuşturarak
"Neden yanıma geldin?" diye sordum. "Geceleri motorla kafa dağıtmayı severim. Yoldan geçerken de seni gördüm, pek iyi gözükmüyordun içkiler falan. Aldım bi bira geldim yanına." ardından hemen "İçini dökmek ister misin,sabaha kadar dinleyebilirim,yeter ki seni iyi edeyim." Dediğinde hoşuma gitmemiş değildi yani o sarhoş kafayla olsam bile içim yumuşamıştı, rahatlamış gibi hissettim. Sarılmaya çok ihtiyacım vardı ve birden "Bana sarılır mısın?" Diye bir cümle çıktı ağzımdan. "Ha?" dediğinde "Neyse boşver" diye aradan sıyrılmaya çalıştım. Öyle oldu sanıyordum fakat birden elindeki birayı kenara bıraktı beni kollarımdan tutup kendine doğru çevirdiğinde ardından elimdeki birayı da alıp kenara koydu ve bana tüm içtenliği ile sarıldı. O an dünya durmuş gibi hissettim, sanki o sıcaklığı bana baba şefkati gibi gelmişti.O benim belimden sarılırken bende kollarımı boynuna dolayarak sıkıca sarılıp kafamı omuzuna yerleştirdim. Bir süre öyle kaldıktan sonra geri çekildi ve yüzümü ellerinin arasında aldı "Seni böyle üzen ne? Lütfen bana anlatır mısın. Anlat her şeyi biriktirme, içinde kalmasın"
"Ben babamı kaybettim" dediğimde gözümden düşen yaşı elimin tersiyle sildiğimde ellerini yüzümden çekmişti. Eline birasını alıp tek seferde içmişti. "Diyecek bir şey yok değil mi?" dediğimde hemen ardından "Çok üzülmedim aslında,yıllardır ailemden uzak yaşıyorum ve babam hiçbir zaman bana baba olmadı,olamadı." Dediğimde bana öyle bir baktı ki sanki her şeyi o yaşamış gibiydi
"İçinde dönen o fırtınayı çok iyi biliyorum, benim de babamla yani ailemle aram çok bozuk. Bu hayatı kardeşim için yaşıyorum, onu öyle bir aileye bırakamam,o bensiz yapamaz." Dediğindeki o gözlerinden her şey anlaşılıyordu.
"Kavga mi ettin ailen ile" dediğimde hemen ardından "Hayır,bugün benim doğum günüm ve o evde kalmak istemedim motorumla kutlamak istedim." Dediğinde bir şey diyecek gibiydim ta ki telefonum çalana kadar arayan Besteydi. Aradığını görüp telefonu ters çevirdiğimde bana bakıyordu ve telefonu alıp o açtı
"Selam ben Göktuğ, arkadaşınız ile sahilin kenarında oturuyoruz gelip alsanız iyi olur pek iyi gözükmüyor." diyip telefonu kapattı,öylece yüzüne bakıyordum. "Ne ya" deyiverdi ve hemen ardından "Vücudun çok halsiz ve gözlerin uykusuz eve gidip uyuman gerekiyor." Dediğinde "Hayır gayet de iyiyim." Demiştim ama iyi olmadığımın ben de farkındayım, öylece yüzüme bakıp sırıttı.Telefonumda bir şeyler yapıyordu ama umursamadım. "Aymira" dedim ve telefona bakarak güldüğünü gördüm. Biliyor musunuz çok güzel gülüyordu. Çok sürmeden Beste ve Bora geldi, bora da beste'nin sevgilisiydi. Ardınan bestenin "Aymira!" Diye seslendiği duydum ve ardınan "Ciyaklama yeni doğmuş civciv gibi, yaşıyorum işte." Dediğimde Göktuğ yanımda sesli bir şekilde gülüyordu, onun gülmesi beni de güldürüyordu. Ardından Beste ve Bora yanımıza geldiler Bora Göktuğ'un omzuna elini atıp "Teşekkürler, sen olmasaydın biz bu manyağı bulamazdık." Dediğinde Beste bana kenarda fırça çekiyordu, ama ben onu duyamayacak kadar içmiştim. Sonra Beste ve Göktuğ'nun yardımı ile arabaya binmiştim. Cama baktığımda hava neredeyse aymıştı,eve geldiğimizde telefonumu masanın üzerine koyup pijamalarımı giydikten sonra koltukta uyuya kalmışım.