2

145 24 33
                                    

Seonghwa apartman merdivenlerini çıkıp Wooyoung'ın dairesinin önüne geldi. Zile bastıktan sonra her geldiğinde yaptığı gibi yerdeki paspası incelemeye başlamıştı.

"Hoşgeldin" Wooyoung gülümseyerek konuştuğunda Seonghwa yeni fark ederek kaldırmıştı başını. "Selam" Seonghwa başıyla söylediğini desteklediğinde Wooyoung kollarını diğerinin boynuna dolayıp sarıldı.

"Ne oldu Wooyo?" Seonghwa kollarını küçük olanın beline sardı endişeyle.

Wooyoung yavaşça burnunu çekti "Karnım ağrıyor"

"O yüzden mi gelmedin okula?" Seonghwa sorduğunda Wooyoung başını salladı. "Hadi içeri geçelim" Hwa küçüğü belinden tutarak içeri girdi.

Wooyoung kanepeye oturduğunda Hwa uzanmasını söyleyip ince battaniyeyi üzerine örtmüştü. "Biraz bekle sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım, istediğin bir şey var mı?" Wooyoung başını iki yana salladığında Seonghwa mutfağa gitmişti.

***

Seonghwa yiyecek bir şeyler hazırladığında sofrayı kurup Wooyoung'ı çağırmıştı. İkisi birlikte yemek masasında otururlarken kapı açılmıştı.

"Wooyoung! Ben geldim köle"

Yeosang'ın sesi duyulduğunda Wooyoung yerinden fırlayıp kapıya koştu. Seonghwa arkasından gülerken Yeosang hızlıca geldi ve masaya oturup Wooyoung'ın tabağındaki yemeklerden yemeye başladı.

"Selam Hwa, sende mi burdaydın ya görmemişim"

"Yemeğimi yeme!"

"Sus, köle"

Yeosang ve Wooyoung birbirine bağırışırken Seonghwa ciddi bir yüz ifadesiyle onları izliyordu. Wooyoung pes edip kollarını göğüsünde bağladı ve ofladı. Seonghwa kalkıp onu kendi yerine oturttuktan sonra yeni bir tabak çıkarıp Woo için yemek koydu.

***

Yemekten sonra ortalığı toplamaya yardım etmişti Yeosang. Wooyoung içerde uzanırken ikili bulaşıkları yıkayıp mutfağı temizlemişlerdi.

"Woo" Yeosang salona giderek küçük olana seslendi. Wooyoung yattığı yerden doğrulup ona baktı. "Ben gece yokum, San ile içeceğiz, gece de onda kalırım muhtemelen" Wooyoung anladığını belirterek başını salladı.

Yeosang odasına gidip spor çantasını alarak döndüğünde mutfak kapısından kendilerini izleyen Seonghwa'ya gülümseyip evden çıkmıştı.

"Bu niye sana böyle davranıyor?" Seonghwa, Wooyoung'ı kaldırarak yanına oturdu ve elindeki ağrı kesici hapı ona uzattı.

"İddaya girmiştik, kaybeden kazananın bir hafta kölesi olacaktı"

"Oyun oynamayı çok mu seviyorsun?"

Wooyoung yuttuğu hapın ağzında bıraktığı hissi geçirebilmek için hayatında hiç su görmemiş gibi Seonghwa'nın getirdiği suyu içerken onu onaylayarak başını salladı.

"Bizde bir oyun oynayalım mı o zaman?"

"Ne oyunu?"

"Aşık olan kaybeder"

Aşık Olan Kaybeder [WOOHWA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin