🔞
isteyen bölümü geçebilir, akışı değiştirmez
okuyanlardan yorumlarını bekliyorum ♡
iyi okumalar
___
saat gece yarısına yaklaşırken eve gelmişler, taehyung banyoya gireceğini söyleyerek anında ortadan kaybolmuş, jungkook'u kısmen kendi izlerini barındıran odasında bir başına bırakmıştı.
jungkook ayrılıklarından itibaren taehyung'un evine bu kadar sık gelmeye başlamıştı. genelde en fazla onu evinden almaya gelir, o hazırlanırken salonda beklerdi. şimdi ise yatak odasında yalnızdı. odadaki küçük banyodan su sesleri geliyordu.
ne fazla küçük ne de büyük olan odadaki eşya sayısı diğer odalara kıyasla fazlaydı. öyle ki salonda bulunması gereken bir sehpa ve koltuk bile buradaydı. sehpanın üzeri birkaç mum, bir sürahi ve bardak, birkaç bakım ürünü, tamamlanmamış yapbozlar ile tamamen doluydu.
onun dışında çift kişilik bir yatak, büyükçe bir gardrop ile bir tuvalet aynası bulunuyordu. yatağı hâlâ toplanmamıştı, üzerine birkaç kıyafet atılmıştı; dolabın kapakları ise açıktı. tuvalet aynasının üzeri de çokça kalabalık görünüyordu. bu gibi durumların taehyung'u rahatsız etmediğini bir kere daha fark etmişti jungkook. titiz olduğu çok fazla konu olsa da kendi eşyalarındaki dağınıklık ve kalabalık görüntü onun için problem değildi.
aynanın önünde durup şifonyerin üzerindeki eşyaları incelerken gözüne küçük, taşınabilir bir hoparlör çarpmıştı. hoparlörü alıp yatağın ucuna oturmuş, biraz inceledikten sonra cebinden telefonunu çıkararak bluetoothunu etkinleştirmişti. bir şarkı açtığında mor ışıklar yanmaya başlamış, bu jungkook'u neredeyse kahkaha atacak kadar neşelendirmişti. taehyung'un mor ve tonları sevdası çok tatlıydı.
spotify'da gezinirken taehyung'un eskiden ona attığı bir playlist gözüne çarpmıştı. iddialı şarkılardan oluşan; yaklaşık üç saatlik r&b, soul playlistiydi. taehyung bunu attığında biraz şaşırmıştı çünkü onun daha çok jazz, klasik ya da opera türlerinden hoşlandığını sanıyordu. ama şimdi düşünmüştü ki bu playlisti açmanın tam sırasıydı.
evet, çok kaba görünüyor ama bence onun biraz da tatlı bir tarafı var. onu derinden tanımanın nasıl bir his olduğunu merak ediyorum.
hoparlörü eski yerine bırakıp adımlarını yatağın yanındaki küçük komodine yönlendirmiş, onun üzerinde duranları da incelemeye başlamıştı. bu sırada belki de ayrılığımızın, onu iyi tanıyamamamın nedeni; evinden ve eşyalarından bu kadar uzak olmamdı diye düşünüyordu. bir insanı tanımanın en kolay yolu onu gecelerini geçirdiği ortamda görebilmekti neticede. bu düşüncelerin farkındalığı ile komodinin üzerindeki fotoğraf çerçevelerini almıştı eline. iki taneydi ve birinde kendisiyle beraber taehyung vardı. jungkook bu fotoğrafı hemen hatırlamıştı. geçen seneki bir arkadaş buluşmasında çekilmişti. diğerinde ise yalnızca jungkook vardı ve taehyung'un kamerasına gülümsüyordu.
jungkook'un oda keşfi devam ederken banyodan gelen sesler kesilmişti. jungkook da bu sebeple gezisine ara verip taehyung'un boş bir araziye bakan penceresinin önünde duran koltuğuna oturmuş, sevgilisini beklemeye başlamıştı.
az sonra banyonun kapısı açılmış, taehyung görünmüştü. üzerinde yalnızca bir boxer varken ıslak sarı saçlarından sular damlıyordu. neyse ki hava sıcaktı gecenin bu saatinde bile. göz göze geldiklerinde jungkook koltukta daha rahat bir pozisyona geçerek oturmuş, taehyung da gözlerini kaçırarak dolabına yönelmişti. "şimdi giyineceğim, sen de bunları al veya alma diyerek seçmeme yardım edeceksin. anlaştık mı?"