9

38 6 0
                                    

Minho'dan:

aşağı kattan baya bir ses geliyordu. kalkıp ne olduğuna bakmak istedim. saçlarım dağınıktı. ellimi saçımın içine daldırıp biraz daha karıştırdım. kapıyı açtığımda felixi ve arkadaşlarını gördüm. salonda oyun oynuyorlardı. kutu oyunu olduğu söyledikleri kelimelerden belliydi.

odamdan çıktığımda dördününde bana bakması beni bir tuhaf hissettirmişti. nedenini fark ettiğim anda odama geri girip üzerimi giyindim. biraz utanç vericiydi ama umursamayıp aşağı indim ve mutfağa ilerledim. felix yanıma geldiğinde elimden bardağımı ve sürahiyi alıp suyumu doldurmaya başladı.

"ne diyeceksin?"

"ben çok mu belli ediyorum?"

"sence?"

"off ya abi özür dilerim ben böyle senden habersiz onları getirmek istememiştim. sadece ... off cümlem burada bitiyor sanırım. yani bahane de uyduramam."

"önemli değil lix. ben ne dedim sana burası artık seninde evin. ne istersen yap."

"bir şey sormalıyım. senin odanın yanındaki oda niye kilitli?"

"ah sana onları göstermedim doğru. gel benimle" felixi tutup çekiştirmeye başladım arkadaşları bakıyordu, farkındaydım. ama biraz bekleyebilirlerdi. "hazır mısın?"

"hayır ama evet" kilitli odanın kilidini açıp felix içeri girdi. bende arkasından girip kapıyı kapattım. "inanamıyorum... dur biraz! bana yalan söyledin!! tek yaşadığını söylemiştin! bu minnoş şeyler ne o zaman?"

"doğru. bu minnoş şeylerin bir adı da var. soonie doongie dori."

"abi~ çok tatlılar. onları sevebilir miyim~?"

"tabii lix sormana bile gerek yok" felix hemen üçünüde sevmeye başladı. o severken bende yemek kaplarına mamalarını doldurdum. doongie ve dori yemeğe koştuğunda soonie felixin kucağına atlamıştı. felix çok sevinmiş gibi gözüküyordu. "arkadaşların korkmazsa kapıyı açsam olur mu? hep burada durmaktan sıkılıyorlar"

"korkarlarsa korksunlar. bir şey olmaz" felixin dediği ile kapıyı açtım. istedikleri zaman istedikleri yere gitsinler diye. o sırada salona ilerledim. felixin arkadaşlarına selam vermeliydim.

"hoş geldiniz." bana cevap verdiler ve önlerine döndüler.

"felix nerede?"

"gelir birazdan. şu an komaya girdi"

"ne!?" jisung çok şaşırmıştı. diğer ikiside öyle.

"şeker koması... boşverin. birazdan gelir" ne dediğimi anlamamışçasına baktılar. ben odama çıkıp telefonumu aldım ve geri salona geçtim. onlar oyunlarını büyük ama kısa masada yere oturarak oynuyorlardı. bende koltuğa oturdum. felix gelirken kucağında soonie ile gelmişti.

"abi!!"

"efendim lix?"

"ya bu çok tatlı ve beni çok sevdi. peşimide bırakmıyor bunu yemek istiyorum."

"felix?"

"efendim jeongin?"

"üstüne işedi-" bir anda felixin arkadaşları gülmeye başlamıştı. hemen felixin yanına gidip soonieyi aldım. onu götürürken felixte üstünü değiştirmeye gitti.

Kütüphanedeki çocuk |Hyunho|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin