42

88 9 0
                                    

Nikahımızdan sonra 1 haftalık İsviçre tatilimiz son bulmuş ve biz Kore'ye geri dönmüştük. Her şey rüya gibi geçmişti. Yani sorunsuz ve harika. Bu yüzden de hemen büyük bir olay çıkması ve bizim bununla başa çıkmaya çalışmamız gerekiyordu değil mi?

Jungko: Jimin hiçbir şekilde Yeon'a ulaşamıyorum. Aklım takıldı. Eve mi gitsek?

Jimin: Neden bu kadar edişelendin ki sevgilim? Şarjı falan bitmiştir. Ne bileyim telefonunda sorun vardır.

Jungkook: Ev telefonu?

Jimin: Parka falan gitmiş olamazlar mı? Gi- gidip bakalım tabiki de yani endişelenme.

Jungkook: Şuan benden daha endişelisin.

Jimin: Jungkook. Ne yapayım senin ne zaman bir şeye aklın takılsa başımıza bir şeyler geliyor.

Jin: Hey ne oldu?

Jungkook: Bişey olduğu yok. Gyu'u merak ettik. Biraz erken çıkmamız gerek. Sorun olmaz değil mi?

Jin: Yok. Yok olmaz. Bir sorun varsa falan haberin verin.

Jungkook: Tabi.

Jungkook ile benim arabama binip eve gittik. İkimizde gereksiz gerilmiş olabilirdik ama sabahtan beri içimdeki kötü his şuan tekrar kendini hissettirmişti.

Kapıyı ardı ardına çaldıktan sonra kimse açmayınca anahtarım ile kapıyı açıp birlikte içeri girdik. Bugün dışarı çıkmayacaklardı. Yani öyle olsa haber verirdi. Ama evde de yoklardı.

Jimin: Jungkook

Jungkook: Bilmiyorum.

Odalara tek tek bakarken giyim odasında açık bırakılmış ve tamamen boş olan saat çekmecesi dikkatimi çekti. Eve hırsız falan mı girmişti?

Jungkook'da benimle aynı düşüncede bakarken telefonu çalmaya başladı. Tanımadığı numaraydi. Jungkook telefonu açıp hoparlöre aldı ve sakin bir ses tonuyla konuştu

Jungkook: Alo

Seo Yeon: Selam. Ah Bay Jungkook nasılsınız efendim? Keyfiniz yerindedir diye umuyorum.

Jimin: Yeon neredesiniz? Gyu iyi mi?

Seo Yeon: Size de selam Bay Jimin. Gyu gayet iyi hiç merak etmeyin.

Ses tonu garipti. Bizimle dalga geçiyor gibiydi.

Jungkook: Neredeyseniz hemen söyle.

Seo Yeon: Söyleyeceğim. Söyleyeceğim tabi de. Nerede olduğumuzu değil parayı nereye bırakmanız gerektiğini.

Jimin: Ne saçmalıyorsun sen?

Seo Yeon: Size kısa bir hayat hikayesi anlatayım. Bir zamanlar ezik ve fakir bir kız varmış. Bir çok çaba sonucu bir işe girmiş. Ve iş sayesinde başka bir iş bulmuş. Herşey normal bir şekilde ilerlerken de kız bakıcılık yaptığı çocuğa ne kadar değer verildiğini anlamış. Ve aklına gelen tek şey de yıllarca çalışıp kazanacağı parayı neden tek seferde almasın ki?

Jungkook: Lanet olsun ne zırvalıyorsun. Gyu'a zarar gelirse seni gebertirim. Duydun mu!

Seo Yeon: Güzel. Bende de pek zarar verme isteği yok zaten. Parayı verin oğlunuzu alın.

Jimin: Sana inanamıyorum. Böyle bir insan olabilme ihtimalini bile düşünmemiştim. Sana güvendik. Güvenip oğlumuzu emanet ettik.

Seo Yeon: Siz bu hayatta ki en büyük aptallığın güvenmek olduğunu bilmiyorsunuz sanırım. Neyse öğrenmiş oldunuz.

Jimin: Ona zarar verirsen-

Seo Yeon: Konuşma çok uzadı. 500.000 dolar dur ya siz aşırı zengindiniz. Biz bir sıfır daha ekleyelim. 5.000.000 dolar istiyorum. Hemen bugün. Saat 16:00' da. Konumu atarım size. Aptal olmadığınızı düşünerek polis konuşması falan yapmıyorum. İyi günler Baylar.

First Kiss ( Jikook Version )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin