31

105 13 11
                                    

Jimin'den;

"Uyan" "Jimin" "Uyan"

İsmimi duyduğumda yavaş bir şekilde gözlerimi aralamaya çalıştım. Algılarım henüz çok yeni açılırken nerede ne durumda olduğumu düşünmeye çalıştım. Ensemdeki acı kendini hissettirirken elimle dokunmak istedim. Ama hareket ettiremiyordum. Neler oluyor?

Chung-Ho: Jimin

Tek tek hatırlamaya başladım. Hee beni Jungkook'a götürdüğünü söylemişti. Denizin kenarındaki masaya ulaşıp sandalyeye oturmuştum ve daha sonra kafama vurmuştu. Gözlerimi büyütüp etrafa baktım. Bir evdeydik. Kollarım ve ayaklarım bağlı bir şekilde sandalyede oturuyordum. Ve karşımda o vardı.

Jimin: Ne istiyorsun benden? Bırak beni.

Chung-Ho: Sakin ol Jimin sakin ol. Bunu hakettin.

Jimin: Ne saçmalıyorsun? Çöz beni. Çabuk.

Chung-Ho: Üzgünüm. Bir süre misafirim olacaksın gibi duruyor.

Jimin: Bırak beni Chung. Bırak. Jungkook seni bulunca yaşatır mı sanıyorsun?

Chung-Ho: Jungkook bizi nasıl bulacak söylesene Jimin.

Jimin: Bir şekilde bulacak işte. Beni senin eline bırakacağını mı sanıyorsun?

Chung-Ho: Nasıl diyorsan. Ben gidiyorum. Bir isteğin var mı?

Jimim: Gebermen mümkün mü!

Chung-Ho: Sana hiç yakışmıyor Jimin böyle sözler. Uslu dur tamam mi.

Kapıdan çıkarken arkasından bir süre bağırmaya küfretmeye devam ettim. Bir süre sonra deli gibi kapıya bağırmaktan vazgeçip bir şeyler düşünmeye çalıştım. Ellerimi çözmem gerekiyordu ama Chung-Ho cidden de akıllı biriydi. Etrafta tek bir kesici eşya yoktu. Ayrıca ipleri kördüğüm bağlamıştı. Lütfen bir an önce gelip beni kurtar Jungkook.

2 gün sonra

Kaçırılmış olmam tahmin ettiğim gibi kötü gitmiyordu. Ben bana işkence edeceğini veya taciz edeceğini düşünmüştüm ama 2 gündür tek yaptığı şey iyi olup olmamadığıma bakmasıydı. Hiç bir şey söylemeden geri gidiyordu. Ne diye kaçırmıştı ki beni?

Jimin: Bekle!

Chung-Ho: Ne var?

Jimin: Neden kaçırdın beni? Günde bir kaç kez gelip bakıp gitmek için mi?

Chung-Ho:

Jimin: Cevap versene. Sence de çok saçma değil mi Chung?

Chung-Ho: Seni kaçırdım çünkü sana çok sinirliydim. Sana zarar vermek istiyordum

Jimin: Ama vermedin

Chung-Ho: Veremedim.

Gözlerini kaçırıp duvara odaklandı.

Jimin: Ne demek bu?

Derin bir nefes alıp karşımdaki koltuğa oturdu.

Chung-Ho: Sana zarar vermek istemiyorum Jimin. Kimseye zarar vermek istemiyorum. Sadece. Sadece işimi kaybetmemeliydim. Bu işe çok ihtiyacım vardı. Anlıyor musun? Hayatımı kurtaracaktı.

Jimin: Umrumda bile değil. Daha kötü bir hayat hakediyorsun.

Chung-Ho: Affetmeyeceğini biliyorum. Haklısın da. Bende kendimi hiçbir zaman affetmedim ki. Sana karşı yaptığım bu iğrenç hata hayatımı mahvetti. Her gün vicdan azabından nefes bile alamadım. Hala da geçerli. Ama Jimin üzgünüm.

Boş bakışlarla yüzüne bakmaya devam ettim. O ise bir kaç damla firar eden gözleriyle.

Chung-Ho: Sende bir karşılığı yok farkındayım. Ama Jimin gerçekten çok özür dilerim. Ben o zamanlar ruhsal hastalıklar yaşıyordum. Tonlarca ilaç bir sürü sorun. Hepsi üstüme geliyorken iğrenç bir hata yaptım. Bunların arkasına saklanmıyorum. Yanlış anlama.

First Kiss ( Jikook Version )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin