ASİL BEYOĞLU | TANITIM

2.3K 77 7
                                    







Bu kitapta ki karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur.

Tamamen hayal ürünüdür.

23.09.2023


Yıldıza basıp patlatmayı ve bana güzel bir yorum yapmayı unutmayın...
Başlama tarihinizi ve kitabı nereden keşfettiğinizi bırakır mısınız?






Geçmiş, geçmemişti.

Hiç ona bu kadar uzak olacağımı düşünmemiştim. Hiç bu ihtimali geçirmemiştim aklımdan, zihnimden...

Kaç yıl olmuştu onu görmeyeli? Dört yıl.

Kaç yıl olmuştu sesini duymayalı? Dört yıl.

Kaç yıl olmuştu yeşil gözlerime bakarken parlayan gözlerini görmeyeli? Dört yıl.

Kaç yıl olmuştu yara izim sızla-yalı? Dört yıl. 1461 gün, 35.064 saat olmuştu.

Beyaz elbisem, sarı saçlarım, yeşil gözlerim ve takılarımın sesi ile hazırdım kaydı başlatmak için... Avuçlarımın arasında duran tuşa titreyen parmaklarım ile zar zor da olsa basabildim. Yüzümde ki ifade acı bir gülümseme, güçlü bir dik duruş ve büyüdüğünü hisseden bedenim benden izin almadan duygularımı dışarıya vurmak için konuştu. O konuştu çünkü ben nasıl başlayacağımı bilmiyordum.

"Merhaba, ben Talya Asil." dedim önce. "Yıllarca gördüğün, avuçlarımın içinde ki izlere kadar bildiğin ama şimdi hiç tanımadığın bir kadınım."

"Hiç bilmediğin bir yerden seslenmiyorum sana. Ezbere bildiğin bir yerdeyim. Yabancılık çekmeyeceğin bir yerde..." gözlerim, yara izim sızladı acı acı. "Yandığım yerde." boğazım düğüm düğüm olsa da, gözlerim dolmadan yutkunmadan devam ettim.

"Hatırlıyor musun yangını?" durdum. "Soruyorum çünkü dört yıl geçti... Dört yıl boyunca ne bir ses, ne bir haber, ne de bir iz var senden bana kalan... Yaşıyor musun onu bile bilmiyorum..."

"Ben hatırlıyorum, gerçi unutmam pek mümkün değil."  gülümsedim başım yere eğilirken, "Sadece zihnimde değil, bedenimde de bir izi var yangının." gülümsemem buz kesti. "O kusursuz sırtımda büyük bir kusur var artık."

"Sen gittiğinde yirmi yaşındaydım şimdi seneler gibi ben de yaş aldım. Yirmi dört yaşında yandığım yerden kalktım. Acılarıma rağmen, öfkeme rağmen, dayanamaz diyenlere rağmen, travmalarıma rağmen... Bir çok şeye rağmen ayaktayım." dik duran bedenim, yeşil gözlerim tam merceğe bakıyordu. Gözlerim ilk defa kaçtı mercekten. "Senin gidişine rağmen... "

"Hep ezbere bildiğim şeylere rağmen..." Yeşil gözlerim öfkeye bulandı merceğe bakarken, "Düşsem, tutarsın. Dizim kanasa, sararsın. Ağlasam, gözümde ki yaşı silersin."

"Yansam?" kendi kendimi cevapladım, "Kaçarsın. Kaçtın." nefret bir bedene bürünmek isteseydi yeşil gözlerim o bedene ilk can verecek organı olurdu.

"Çocuktuk, birlikte büyüttük birbirimizi. Gençtik, birlikte yaşadık her şeyimizi." isyan eden göz bebeklerim hırçınlaştı. "Dört yıl bile geçti... Senin izlerin gibi..."

"Sana karşı içimde ki öfkeleri, nefreti, her şeyi dizginlemeye çalıştım. Bir süre bunu denedim biliyor musun? Her şeyi denediğim gibi duygularımı bile dizginlemeye çalıştım. Her şeyi denedim." omuzlarım dikleşti. Yeşil gözlerim dikkatle bakıyordu merceğe sanki karşımda parıldayan bir çift kehribar göz vardı. 

ASİL BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin