ASİL | 9

480 32 10
                                    




9. BÖLÜM

Cem Adrian & Birsen Tezer - Beni Hatırladın Mı?

"Nasıl anlatsam bilemedim. Bin sene heyecanla beklediğin bir şey sonunda gelmiş de gerek kalmamış gibi..." ( Aşk ve Gurur)

Bir aksilik çıkmadığı sürece, her cuma yeni bölüm sizinle! İyi Okumalar!




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ocak ayının on dokuzun-daydık.

Zihnimin içinde pervasızca koşan düşünceleri bir yere sıkıca tuttursam da, onlar yine zihnimde kaçmayı başarmış ve koşmaya devam etmişlerdi. Tıpkı benim gibi. Ben de yine klasik bir cuma günü koşuyordum Beyoğlu'nda. Havanın soğukluğu bedenimi üşütmüyor aksine her bir hareketimde sırtımdan aşağıya inen su damlaları benim daha hızlı koşmam gerektiğini bana hatırlatıyordu.

Pera Müzesinin önünde durduğumu fark edince bacaklarım durdu. Sarı saçlarım sıkı bir at kuyruğu yapılmış bir halde enseme kadar uzanıyor ve dökülüyordu dalga dalga. Beyaz spor ayakkabılarım ile geldiğim yolu yürümeye başladım sakin adımlarla.

Siyah güneş gözlüğümü yerleştirdim yüzüme. Sabah saatlerinde insanların gürültüsü, sokakların doluluğu git gide artıyordu. Beyoğlu kalabalıklaşıyordu. Yanımdan geçen bazı insanların bakışları bana değse de, kimisi ya tanımıyordu kimisi de tanısa da yanıma gelmiyordu.  Yanıma gelenlerin en büyük arzusu rezervasyon yaptırmaktı. Asil'de bir yemek yiyebilmek bile değildi dertleri, rezervasyon yaptırabilmekti.

Talya Asil olarak yazdırmıştım adımı Beyoğlu'na. Asil'in sahibi; Talya Asil.

Hep bu yüzümü görmüşlerdi. Sarı saçlı yeşil gözlü asil ve hanımefendi bir kadın yüzü görmüşlerdi yanımdan geçip gidenler.

Hiç kimsenin görmediği yüzüm vardı. Acı çektiğim kadar acı çektirecek, yandığım kadar yakacak kadar kindar bir yüzüm. Öfkeli iken dilimi de yüzümü de tutamazdım. Öfke canlı bir organım olurdu istediğim zaman.

Atalay'ın mekanı "Arkana Yaslan Galeri"'yi bastıktan dağıttıktan sonra haber sitesinde ki resmimiz değişmiş adımız silinmiş ama her türlü böyle yalan yanlış haber yaptıkları için avukatıma gerekli işlemler için başvurmuştum. Adımı kimse ile yan yana yazdırmamıştım bunca sene. Altı sene sonra çıkıp gelmesi ile yazılan adımız benim gibi bir çok insanın derdi olmuştu. Bilselerdi geçmişimi yine böyle güzel bir aşk tablosuna bakar gibi bakarlar mıydı bize?

O günden sonra tek bir kere bile görüşmemiş konuşmamıştık. Başka bir kadının yüzü vardı karşısında artık. Mekanı bastıkları görüntüsü bile yoktu. Sanki böyle bir olay hiç yaşanmamış gibiydi. Hiç yaşanmamış gibi camları tekrar takılmış bütün çalışanların çevrenin ağzı sıkılmıştı.  Erzan bizim çocuklara sordurmuştu, herkesin çenesi sıkılmıştı. Gevşeyen olursa diye gerekli raconu bile kesmişler. Erzan nasıl bu kadar haberdar oluyordu bu bilgilere?
Sanki içindeymiş gibi...

ASİL BEYOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin