1.3 Kalp atışlarını dinlemek

731 69 26
                                    

"Saçım güzel, değil mi?"

"Görende bir şey yaptı sanacak. Alt tarafı yana tarayıp çıktın. Hem, ne bu süslenme merakı? Bana bak Kerem, yoksa sen kızlarını almak için kadınlara kendini beğendirmeye mi çalışıyorsun? Orospu mu oldun sen başımıza, olmayan boyu devrilesice!"

Kendi kendine seneryo uydurup söylenen anneme göz devirmem, kafama vurmasıyla yarım kalıyor. Yolun ortasında küçük bir çığlık atıp telefonumun kamerasını açıyorum.

"Ya ben uğraşmıştım o kadar. Bozdun işte." Somurttuğum yüzümle sarı saçlarımı düzeltmeye çalışıyorum. Annem elini beline koyup oflayarak yazmasıyla yüzünü siliyor. Ben saçıma şekil vermeye çalışırken kolumdan tutup çekiştirmeye başlıyor.

"Bırak ben geri döneceğim eve, gelmiyorum." Kolumu çekiyor, ama katiyen elinden kurtulamıyorum. Yüzündeki sinirli ifadeyle gözlerini hedefe dikip, Altay'ın evine doğru sert adımlarla yürüyor.

"Eve döndüğümüzde gebertirim seni Kerem. Geleceğim dedin en başta, yürü o zaman. Vallaha terlik manyağı yaparım seni." Keskin sesiyle mızmızlanarak sabır diliyorum. Stres olmuştum.

"Filiz teyze, annem beklesin beni geliyorum diyor." Gelen sese doğru döndüğümüzde pencerede duran Talha'yı görüyoruz. Yüzünde sıkıntılı bir ifade var. Yanaklarında sanki savaşa gidiyormuş gibi, parmakla sürülmüş ikişer tane siyah çizgi var.

"Ayy onunda eşarp bağlama işi bitmiyor, bekle şimdi gelene kadar." Sessizce söylendikten sonra ofluyor, ardından sahte bir gülümsemeyle Talha'ya cevap veriyor. "Tamam oğlum bekliyorum." Kıkırdadığım sıra sert bakışlarıyla karşılaşıyorum.

"Anne ben Talha'yla konuşuyorum iki dakika, söz gelicem arkanızdan." Bir şey demesine müsaade etmeden birkaç büyük adımda Talha'nın evinin önüne geliyorum. Ben yaklaştıkça yüzündeki sıkıntılı ifade yerini sinire bırakıyor.

"Nereye lan sen?" Elini kafama vurmak için kaldırdığında aceleyle saçımı koruyorum. Bir daha bozulmasına izin veremezdim.

"Güne gidiyom ya gerizekalı. Okuduklarını anlamayı da mı bıraktın? Yoksa Cenk yine yarrağını atıp feleğini mi şaşırttı?" Öylesine espri olarak söylediğim şeyin, ağlak bir yüz ifadesine bürünmesinden dolayı gerçek olduğunu anlıyorum. Büyük bir kahkaha attığımda yüzü tekrar sinirli haline bürünüyor.

"Gülmesene puşt, psikolojimi bozdu zaten. Hayır ben niye kendi sikimden çok onun sikini görüyorum ya?"

"Adam istiyor işte. Kırmasana, ver sende."

"Neyi?"

"Götünü." Kafasını yukarı kaldırıp sabır dilediğinde kahkaham büyüyor. İsmail ile çok fazla dalga geçmişti ve karma götüne giriyor gibi duruyordu.

"Bende ikna etme çalışıyorum Kero ama inat ediyor. Bu yüzden onu Cenk'in silahıyla vurmaya karar verdim." Talha'nın hemen yanından kafasını çıkarıyor. Yüzünde, aynı Talha'da olduğu gibi ikişer tane siyah çizgi var. Elindeki Harry Potter asasıyla -Talha doğum günümde bana hediye edip geri almıştı- Talha'yı gösteriyor.

"Büyü yapıyoruz." Heyecanla yükselttiği sesini sonradan düşürüyor. "Yani yapmaya çalışıyoruz. Hiçbir yerde 'göt verdirme büyüsü' diye bir büyü yok. Hayır, arayıp Cenk'e sormamada izin vermiyor ki." Sesi mızmız çıkıyordu.

"Miha, sabahtandır boğdun beni amınakoyim. Bir salsana ya." Talha'nın artık sabrı taşmış. Annesi evin ön tarafından yanımıza geliyor ve hızlı adımlarla yürüyüp annemin koluna giriyor. Onlar giderken ayakkabımı çıkarıyor ve pencereden odaya atlıyorum.

Dayılara Geldik - Altay'KeremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin