bes+

62 2 18
                                    

Selam galiba smut bolum... Niye utandım ki amk sankş yazmadıgım birsey neyse iyi okumalarrr.

UTANDIM ARJADASLAR SAKIN BU BOLUME YORUM FALAN YAPMAYIN YERİN DİBİNE GİRERİM SANIRIM...

----------------^^

Kendimi ağır erkek parfümü kokan bir odada bulmuştum, üzerimde ki Minho ve onun bakışları zihnimin bulanmasını sağlıyordu, sarhoş değildim ama bu adam yüzünden sarhoştum.

"Söylesene Han Jisung, beni böyle etkilemeyi nasıl başardın?"

Bunun cevabı bende de yoktu, kendi farkında mıydı bilmiyorum fakat o da beni etkilemeyi fazlasıyla başarmıştı hem de hiç bir şey yapmayarak.

"Sessizliğin tek istemediğim şey, bu yüzden güzel sesini duymama izin ver bebeğim."

Bu durumda ne konuşabilirdim ki, bu lanet olası adam beni mahvettiğinin farkındaydı ama bunu söylemem için ısrar ediyordu, cidden fazla inatçı.

Cevap bulamadığı için ellerini penisimin üzerinde gezdirmeye başlamıştı, gözlerimi kapattım ve kısık sesle inleyip başımı arkaya doğru attım, bunu hissetmeye ihtiyaç duyduğumu bile fark edememiştim.

"Seni hazırlamalı mıyım, yoksa sen kendini benim için hazırlarken seni izlemeli miyim? Buna bir cevabın olmalı bebeğim, beni düşünüp kendine dokunduğunu hayal etmek beni heyecanlandırdı doğrusu."

Kesinlikle bana dokunması gereken ben değildim, onun dokunuşu her şeyin bin katına bedel, dünya üzerinde ki tek cennet.

"Minho-"

Bir şeyler söylemem lazımdı ama penisimde ki elini bunu engellemek için daha da bastırmıştı.

"Söyle bebeğim, dinliyorum."

"Ihmg- d-dur."

Durmuştu, beni dinleyeceğini bilseydim bunu daha önceden söylerdim.

"İçimi doldurmadan boşalmak istemiyorum."

Liseli Han çok tehlikeliydi, utanmaz, kararlı, flörtöz, okulun playboy'u gibiydi.

"Seninle tanıştığım için mutluyum, cesaretini sevdim."

İlk önce üzerimde ki gömleği çıkarttı daha sonra pantolonumu ve boxerımı çıkartarak beni tamamen çıplak bir hale getirdi, şimdi ise dudaklarından önce gözleri ile tüm vücudumu eziyordu.

Şehvet dolu bakışları, elleri kadar yakıyordu vücudumu.

"Gerçeklik payı olmayan bir mücevhersin sen, Han."

Düşüncelerimiz tamamıyla karşılıklıydı, gerçeklik payı olmayan bir mücevherdi, Lee Minho.

Dudaklarını boynumdan göğüsüme kadar indirdi, dil darbelerini ve dudaklarını üst vücudumda gezdirirken, elleri de yaramazlık yapan küçük bir çocuk gibi her yerimdeydi.

Boş durmak istemediğim için yarım akılla ellerimi gömleğine attım, bunu yapmaya çalışmak hata olmuştu, dudakları ile göğüsüme izler bırakırken doğru düzgün hareket edemiyordum.

Sadece bir kaç düğmesini açabildiğim gömleği boş verip elimi yavaşça boynuna doladım.

Göğüsümü bırakıp yüzlerimizi hizaladı ve en başından beri sabırsızlıkla beklediğim şeyi yaparak, dolgun dudaklarını benimkilerle birleştirdi.

Yine bir inatlaşma olmuştu, ikimiz de öpüşmeyi kontrol etmek için didişiyorduk resmen, uzatmak istemediğim için teslim olmuşçasına dişlerimi dudağına geçirdim ve bu sayede inlemesini sağlamıştım ama bu bana pek yardımcı olmamıştı, şimdi o sesi duymaya daha çok ihtiyaç duyuyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Look And SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin