selam kizlar dormmate yazdiktan sonra üni ilk senemde üc kisilik yurt odasi cikti sansima umarim hikayedeki hoseok olmam😌🤲🏻Jeongguk üzerine giydiği beyaz gömleğin düğmelerini kıvırırken aynadan özenle arkaya taradığı saçlarına bir kez daha baktı. Şekillendirilmiş saçları, ütülü beyaz gömleği ve bacaklarını saran mavi kot pantolonuyla iyi göründüğünü düşünüyordu. Bu akşam, hatta bir saatten az bir süre içerisinde, üniversitesinin hoş geldin partisi vardı. Jeongguk'a göre okul açılalı bir süre olduğu için geç kalınmış bir partiydi bu, ilk haftalarda yapılır diye tahmin ediyordu fakat böylesinin de işine geldiğini inkar edemezdi. Süre geçtikçe etrafındaki insanları tanıyor, şu anlık az da olsa kafasının uyduğu insanlarla sohbet ediyordu. Böylece oda arkadaşlarından ibaret olan çevresi genişlemiş olmuştu. Hoseok yine onu her gördüğünde arkadaş grubunun olduğu masaya davet etse de her defasında geçiştirmenin bir yolunu buluyordu. Hoseok'un arkadaşları iyi insanlardı, onları severdi. O grupta sıkıntısının olduğu tek insan Taehyung'tu.
Aklına gelen isim aynadaki yansımasının yanaklarını kızartırken sertçe yutkundu. Dün gece olanlar aklına birer birer geliyor, hatta sabahtan beri zihnini hiç terk etmiyordu. Taehyung'un dokunuşlarını hala bedeninde hissediyordu, ona fısıldadığı şeyleri duyuyordu ve bu durum ona kafayı yedirecekti. O gece Taehyung beraber yatma konusunda teklifte bulunsa bile Jeongguk, Hoseok onları öyle gördüğünde nasıl açıklayacaklarını bilmediği için kesinlikle reddetmişti. Zavallı hyungu uyurken neler olduğunu bir bilse zaten bir daha asla yüzüne bakamazdı utancından. Bu yüzden Taehyung gecenin devamını kendi yatağında geçirmiş ve de sabah erken saatte dersi olduğu için Jeongguk'la geceden beri hiç karşılaşmamıştı.
İyi ki, diyordu Jeongguk içinden. İyi ki dersi vardı da dün geceden beri sarışınla hiç karşılaşmamıştı, çünkü karşısındakinin ve özellikle de kendinin nasıl davranacağını bilemiyordu. Acaba Taehyung, hiçbir şey olmamış gibi davranıp normal bir şekilde devam mı ederdi yoksa onunla bu konu hakkında konuşur muydu, bilmiyordu. Yaşanan şeylerden sonra ilişkileri nasıl bir seviyeye gelmişti onu bile hiç bilmiyordu. Sadece, artık birbirine sinir olan iki oda arkadaşı olmadıklarından son derece emindi.
Zihninde dönüp duran düşünceleri savurmak ve kendine gelmek için başını iki yana sallarken yanaklarını şişirerek bir nefes verdi ve cebindeki telefonu çıkarıp saati kontrol etti Jeongguk. Onu bu partiye yeni tanıştığı arkadaşı Eunwoo davet etmişti ve beraber gitme teklifinde bulunmuştu. Eunwoo'nun güzel, siyah bir arabası vardı. Jeongguk'u birazdan yurdundan almaya gelecek, zaten parti uzakta olmadığı için kısa sürede, yürüyerek kendilerini yormadan orada olacaklardı. Bu tür teklifler Jeongguk'un fazlaca işine geldiğinden asla reddetmemişti tabii ki. Hatta telefonundan saati kontrol ettiği esnada arkadaşından gelen "aşağıdayım" mesajını gördüğünde vakit kaybetmeden son kez kendine bakarak eşyalarını almış ve hızlı adımlarla aşağı inmişti.
Tahmin ettikleri üzere çok uzun sürmeyen yolculuk, birkaç konu üzerinden dönen sohbet ve Jeongguk'un vakit öldürmek için saydığı kırmızı arabalarla kısa sürede biterken partinin olduğu mekana gelmişlerdi. Mekanın içinin kalabalık olduğu dışarıdaki arabaların sayısından ve etrafta dolaşan şık insanlardan belliydi. Güya küçük bir hoş geldin partisi olacaktı fakat kimse bunu hafife almamıştı kıyafetlerinden anlaşıldığı üzere, o an Jeongguk siyah nirvana baskılı tişörtünü değil de beyaz gömleğini giydiği için kendiyle bir kez daha gurur duydu.
Arabadan indiklerinde ise Eunwoo kolunu Jeongguk'un omzuna atmış, etraftaki insanlar hakkında birkaç şey söyleyerek şakalaşırken Jeongguk'un gözleri asla görmek istemediği ve direkt ona bakan bir çift kahve göze takılı kaldı. Karşısında, kırmızı arabasına yaslanmış bir şekilde sigarasını içerken ona bakan Taehyung belki de en son görmek istediği kişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dormmate
Fanfictionjeongguk yeni okulunun yurdundaki üç kişilik odasında okumaya alışık olduğu yaoi webtoonları okurken zorlanıyordu, taehyung ise bunu fark etmişti.