୨♡୧Çatıda ki Kara Kedi୨♡୧

100 22 45
                                    

Yine aynı yorgunluk var üstümde. Yine aynı bıkmışlık. Sanki 80 yaşında ki bir ihtiyarım gibi.. Peki, neydi bu bıkkınlığın sebebi...?

Asıl nedeni Annem ile babam.. Babam kumarbaz içkici bir adamdır. Annem ise baskıcı bir kadın. Aynı zamanda babamla beraber barlardalar. Hiç usanmazlar. Her gün o bar senin bu bar benim demez gezerler. Ben ise yarı zamanlı bir işte çalısıyorum.Aynı zamanda eve gelip bir de dayak yiyorum.

Yanlız bunlar da değil, maalesef ağır depresyon ve anksiyete bozukluğum var.

Tabii bunlar üst üste gelince yanlızca ölmek istiyorum..

Evimiz iki katlı ama bir o kadar da ufak bir ev. İkinci katta yanlızca benim odam var. Odamda bir merdiven var. Bu merdiven beni çatıya çıkarıyor. Çatıda yıldızların güzel göründüğü bir yerde serili örtü, peluş bir kaç yastık, bir kaç oyuncak ve de teleskopum var. Aslında günün yorgunluğunu çatıda atabiliyorum. Burada kimse duymuyor en azından çığlıklarımı..

Ve şimdi yine aşağıdan sesleri geliyor. Annemle babam yarı sarhoslar ancak hala kavga ediyorlar. Kavga etmeden duramıyorlar gibi..

Bu sesler arasında babamın en sert sesi ile beni çağırdığını duydum.

"FELİX ÇABUK AŞAĞI İN!!?!"

Yine beni dövecekti. Yavaş adımlarımı atarken, aynı zamanda gözlerimin dolduğunu hissettim.

Salonda ki koltukta babam oturuyor, annem düşünceli bir şekilde uzanıyordu.

Babam beni görünce ayağa kalktı. Karşıma geçip gözümün içine baktı. Daha sonra hiç beklemediğim bir anda saçımdan tutup mutfağa sürükledi.

Mutfağa girince kafamı duvara vurmaya başladı. Artık gözyaşlarımı tutmamış öylece bırakmıştım. Kendime acıyordum.

Daha sonra beni kaldırıp yere bir bardak attı. Kırılan cam parçasını alıp yanağıma cizikler atmaya başladı.

" SENİ OROSPU! SENİ YAPTIĞIM GÜNE LANET GELSİN"

daha sonra önce elinde ki cam parçasını, daha sonra ise saçında ki ellerini cekip beni yere attı. Yere düşerken masanın kenarına parmağımı vurup incittim. Bu daha çok canımı acıtmıştı.

Daha sonra mutfaktan çıktı. Yavaşça kendimi doğrultup dizlerimi kendime çektim. Her gün daha ağırını yaşıyordum. Tam bitti derken dahası geliyordu..

Kendimi toparlayıp kapıya yöneldim. Salonda koltukta oturan annem ve babama iğrenç bakışlar attım, sonra merdivenlere yöneldim. Hızlı adımlarla odama girdim.

Catıya açılan kapağı kaldırıp merdivenlerden yukarı çıktım. Sonra yine aynı şekilde kapatıp yürüdüm. Sonunda köşeme gelip oturdum. Dizlerimi kendime cekip, tuttuğum göz yaşlarımı saldım.

Bunları yaşamak hakkım mıydı benim? Her gece daha ağırını yaşamak zorunda mıydım? Neden?...

Sonra ise kulağıma bir ses ilişti. Ses yakından geliyordu. Tekrar aynı ses geldiğinde kafamı kaldırıp baktım. Etrafta gpkimse görünmüyordu. Tekrar aynı ses gelince ayağa kalktım.

F- Kim var orada?

...

Hic ses yoktu. Ürkmüştüm ancak belli etmemeliydim. Sesin geldiği yöne ilerledim. Ses yakınlardan geliyor, kulağımı tırmalıyordu sanki.

Ses beni üstü kapalı baca'nın önüne getirdi. Tereddütle örtüyü kaldırmaya başladım...

Örtüyü kenara kaldırdım. Bir de ne göreyim? Siyah, kahve gözlü tatlı mı tatlı bir kedi.

Bilirmisiniz bilmem ama ben kedileri çok severim. Bu kedi de oldukça tatlıydı. Elimi ona uzattım ancak cekindiğini farkettim.

F- oh. Sana zarar vermicem kedicik.

Sanki dediğimi anlamıs gibi tereddütle patisini elime attı. Patisini tuttum ve onu kucağıma aldım.

Onu örtünün üzerine koyup termosumda ki sütten biraz ona ikram ettim. O kadar açmış ki, hızlı hızlı içmeye basladı. O içerken kara kürküne dokundum. Oldukča yumuşaktı.

F- Bugünkü süt de senin kısmetinmiş. Ne yapalım.

Yazar'dan

Felix, yanında ki kediyi bırakıp gözlerini yıldızlara dikti. Bu gece de parlaklardı. Bu gece de icini açtılar..

Neden yaptı bilmiyordu ancak, içinde ki sesi dinledi Felix. Ve yanında ki kediye derdini anlatmaya başladı.

F- ne kadar da şanslılar kedicik. Anne ve babaları en azından yanlarında. Paraya ne ihtiyaçları var ki? İyi bir aile ilişkileri var. Daha ne istiyorlar.

Yanında ki kedi konusmaya başlayan Felix'i sanki anlıyormuş gibi pür dikkatle dinliyordu. Ya da felix Anlamadığını sanıyordu...

F- peki ben? Yarı zamanlı işte çalışıp eve iki kurus para getiriyorum. Sonra yine dayak yiyorum. Kaderim mi bu benim..

F- hayır. Kader değil. Kaderim böyle kara olmamalı. Bazen insanların üzüldükleri şeylere bakıyorum. Annesi kızmış, onu uyarmış, istediğin almamış. Babası giyimine karışmış, harçlığını arttırmamış...
Ne kadar da geçici şeyler.. Bir de benim hayatıma bak kedicik. Benim yerimde olsalardı intahar ederlerdi. Ancak.. Ben yaşamayı yine de seviyorum.

Biraz susup sessizce ağladı. Kedicik o sırada Felix'in kucağına başını koydu ve yatıp gözlerini kapattı.

Yine de Felix devam etti.

F- Neden bu dünyayı bırakıp gitme çabalarındalar ki. Anlamıyorum. En ufak seyde tek renk olacaklarsa, Onlar gibi olmayacağım. Herkes tek renk olacaksa, gökkuşağı kim olacak? Gökkuşağı ben olacağım. Tek renk olan bu hayat içinde ki bütün renkler ben olacağım.. Çünkü, güç bir tokatla, baltayla, ya da bir gözyaşıyla yok olmaz. Gercek güç ayakta kalabilmektir.*

Felix kucagında ki kediye baktığında uyuduğunu farketti. Onun da yavaş yavaş uykusu geliyor, gözleri kapanıyordu.

Mışıl mışıl uyuyan kediyi kucaklayıp odasına indi. Daha sonra kilerden bir kutu alıp içine eski bir minder koydu. Kucağında ki kediyi yaptığı birnevi yatağa yatırdı. Kutuyu alıp yatağın yanında ki komidine koydu. Daha sonra kendisi de yatağa uzandı. Yanında ki kediciği inceledi.

F- sana bir ad bulmak lazım.

F- hmm ne olsuunn.

F- çiko...çikolat...ÇİKOLATA!

F-EVET, ADIN ÇİKOLATA OLACAK!!

Kedisi için bulduğu bu yeni adı icinden unutmamak için tekrar ederken, günün yorgunluğu ile uykuya daldı..

DEVAM EDECEK..

Selamlar! Yeni fan fic'imizin ilk bölümüne hosgeldiniz. Bu fan fic hyunlix ship olacak. Beğenmeyen varsa zorla okutmuyorum gidebilir.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

09\19\2023..

KARA KEDİ/HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin