IV

1.3K 148 68
                                    


Geto az önceki kızı sorup sormamak arasında kalmıştı, Gojo farkındaydı çocuğun bir şey söylemek için çırpındığının.

"Hadi söyle"

Geto şaşkınca baktı, aslında şaşkın değildi Gojo'nun kendisini ne kadar iyi tanıdığını biliyordu.

"Kimdi o kız?"

"Cidden soruyor musun? Kızlar arasında ne kadar popüler olduğumdan haberim yok sanırım" güldü, bahsetmeyecekti kızın onun için geldiğinden.

"Nasıl unuturum? Ee ne söyledi"

Gojo belli etmemeye çalışarak güldü,
"Çıktığım biri var mı diye sordu, ben de yok diyip yanına geldim"

sohbetleri arasında kantine gelmişlerdi bile, Geto devam ettirmedi hoşuna gitmeyen bir cevap almaktan korktu.

"Otur sen ben alıp geliyorum, ne istiyorsun?"

"Al kafana göre yemek ayırdığım var sanki" masaların hepsine göz gezdirdi, en sessiz ve boş görünen yere geçip oturdu.

Gojo biraz sırada bekledikten sonra olan şeylere göz gezdirip birkaç tane onigiri aldı, yanına da şeftali suyu. Tepsiye yerleştirdikten sonra Geto'nun nerede olduğunu bulup yanına oturdu.
"Öğlen düzgün bir şeyler yeriz belki diye sadece onigiri aldım" Meyve suyu kutusuna pipeti takıp Geto'ya uzattı. Geto çocuk gibi ilgi görmeye bayılıyordu, kendisine verilen meyse suyundan bir yudum aldı, ardından onigirilerden birisini hızlıca yemeye başladı. Gojo kendi pipetini de taktıktan sonra onigirilerden alıp yemeye başladı.

"Teşekkür ederim Satoru" Gülümseyip yemeye devam etti

"Her zaman yapacağımı biliyorsun" Bir tane onigiri yedikten sonra sadece meyve suyunu bitirmeye çalışıyordu, aynı zamanda Geto'yu izliyordu. Tabii Geto yemek yemeye o kadar odaklanmıştı ki farkında bile değildi.

"Satoru pişt" yanındaki çocuğu dürttü "Şu gelenler bugün konuştuğun kız değil mi? Sanırım bize doğru geliyorlar?" Sorgulayıcı şekilde konuştu

Gojo şaşkınlıkla kafasını çevirdi, işte bunu beklemiyordu.

Yanlarına iki tane kız geldi kızlardan biraz daha kısa pembe saçlı olan az önce Gojo ile konuşandı, diğer biraz daha uzun olanın sarı saçları vardı. Konuşmaya sarı saçlı başladı.

"Geto-san merhaba, biraz konuşabilir miyiz?"

Kafa salladı "Elbette" ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Neden benimke konuşmak istiyorsunuz?"

sarı saçlı, pembe saçlı arkadaşını işaret edip "Arkadaşım bugün Gojo-san ile konuştu ardından şu an birisi ile birlikte olmadığını öğrendi bu yüzden numaranı almak istiyor" pembe saçlı kız utançtan kafasını yere eğdi

Geto şaşkınlıkla cevap vermeden önce kafasını Gojo'ya çevirdi, bacağına sertçe vurdu. Sonra konuşacağız anlamına geldiğini biliyordu Gojo

"Üzgünüm numaramı veremem ayrıca arkadaşının duygularını kibarca reddetmek zorundayım çünkü zaten ilgilendiğim birisi var"

"A-ama neden? Belki benden hoşlanacaksınız" pembe saçlı konuşmaya karar vermişti, kekelediğini saymazsak

"Kibarca reddettiğimi söylemiştim sanırım?" sesinden hem kibarlık ağır olaraksa netlik hissediliyordu. Pembe saçlı bir şey demeden uzaklaştıktan sonra sarı saçlı peşinden gitmişti.
Ardından Geto, kafasını Gojo'ya çevirdi.
"Bana açıklamak istediğin bir şey var mı Satoru?"

"Kesinlikle hayır" Gojo, Geto'nun cevap vermesine fırsat vermeden hızlıca sınıfa koştu.

Geto iç çekip yerinden kalktı, kendisinden önce kalkan çocuğun peşinden ilerledi. Geto tüm ders boyunca dersi dinlemişti, sonuçta matematik dersini seviyordu. Gojo aksine hiç sevmiyordu, kafasını koluna yaslayıp sıraya uzandıktan sonra yan dönüp Geto'yu izlemeye başlamıştı sessizce.

Ders bittikten sonra Gojo derin bir iç çekti "Sonunda" uzunca bir esneme ve gerilmenin ardından parmaklarını kütletip Shoko ile konuşan Geto'ya döndü.
"Çıkışta bir şey yapıyor muyuz?"

Shoko kafa salladı "Utahime ve Mei Mei ile buluşacağız bir dahakine"

Gojo ofladı "Sen Suguru?"

Geto ders sırasında annesi ile mesajlaşmıştı, ailesinin erken geleceğini öğrenmişti. "Annemler geliyor az önce yazdılar, yarına sözüm olsun"

Birkaç dersin ardından okul bitmişti herkes kendi evlerinin yoluna gitmişlerdi.

Gojo, Geto ile yollarının ayrıldığı sırada kulaklığını takıp devam etmişti. Sadece annesi ile yaşıyordu, dört yıl önce annesiyle babası boşanmıştı ve annesiyle yaşamaya karar vermişti. Ara sıra tartışsalar bile birlikte iyi geçiniyorlardı.
Bu akşam tek olacağını biliyordu annesi okul çıkışında arayıp acil şehir dışına çıkacağını söylemişti.

Eve girdi üst kata çıktı çantasını yere atıp hızlıca üstünü değiştirdi altına şort üstüne rastgele bir şey geçirmişti. Aç değildi, sonra hallederim diye düşünüp dolaba koyduğu kedi mamasını çıkarttı, bahçeye geçip onu her zamanki yerinde bekleyen siyah uzun tüylü kediyle karşılaştı, kedi onu görür görmez koşup bacaklarına sürtünmeye başlamıştı. kedinin çenesini sevip mamasını koydu ardından su kabını alıp yeniledi. Bahçeye tekrar döndüğünde sandalyeye oturup masada olan sigarayı yakıp ağırdan içmeye başlamıştı.

Kedi mama yemeyi bıraktıktan sonra yanına gelip kucağına atlamıştı, biraz mırlayıp kendisini sevdirdikten sonra bacaklarında uyumuştu, tabii Gojo hâlâ tüylerini okşuyordu. Sigaranın dumanını ters yöne doğru üfledikten sonra kediye geri döndü.

"Aslında ona çok benziyorsun" fısıldıyordu, belki de birisi onu duyar diye çekiniyordu

Kedi anlarcasına kafasını kaldırıp Gojo'ya baktı, gözlerini ağırdan kapattı ve geri açtı. Sanki onu anlıyor gibiydi. Kaç defa kediye Suguru'dan bahsettiğini bilmiyordu, onlarca belki yüzlerce emin değildi. Neredeyse bitmiş olan sigarasından son bir nefes çekip söndürdü, kucağında ki kediyi rahatsız etmeden içeriye geçti koltuğa kediyi koyduktan sonra yanına oturdu. Kedi sanki hiç hareket ettirilmemiş gibi aynı şekilde uyumaya devam etti.

Birkaç saat koltukta kediyle uyukladıktan sonra zil sesine uyandı, yağmur yağdığını görünce şaşırmıştı. Bu saatte kim olacağını tahmin edemiyordu. Esneyerek kapıyı açtığında karşısındaki kişiyi beklemiyordu.

sea, sky and him - satosuguHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin