5. Bölüm

153 59 165
                                    

•・:∴İNANÇSIZ ve ÇEN・:∴•


Uptia Krallığının Tanrısı, Rekiğar; Krallığındaki bazı kullarına, Hava, Ateş, Toprak ve Su elementlerinin güçlerini bahşetmişti. Tanrı Rekiğar'ın, insanlara bu güçleri bahşetmesinin sebebi; Krallığına huzur, barış ve bereket getirmeleri içindi. Ancak, yıllar geçtikçe element sahiplerinin kibirleri artmıştı. Artık güçleri için daha az şükrediyor, kendilerine Lord ve Leydi diye hitap ediyorlardı.

En nihayetinde, en kibirli element sahipleri olan, Hava ve Toprak bükücüleri, asıllarca süregelen çekişmelerini düşmanlığa taşıdı. Böylece, üç yıl önce, Hava ve Toprak bükücülerinin başlattığı savaş, Uptia Krallığı'na felaket getirdi.

Tanrı Rekiğar, Krallığını yüceltsinler diye bahşettiği mucizelerin, Krallığına zarar verişini iki yıl boyunca seyretti. Ardından ibret alınması için, Hava ve Toprak elementine sahip tüm kullarını yok etti.

Tanrı Rekiğar'ın, Krallığındaki iki kutsal gücü yok etmesi, kendisinin bile bilmediği bir laneti ortaya çıkardı. Gelmiş geçmiş tüm Hava ve Toprak bükücülerinin Diyardan silinmesinin ardından, Krallıkta salgın hastalıklar başladı.

Salgın, birer birer tüm köyleri ele geçirdi. Fırsatı olan köylüler, çok geç olmadan, saraya sığındı; çünkü kapılı kapılar ardındaki saray, geriye kalan tek güvenli yer haline gelmişti. Yine de kimse kendini güvende hissetmiyor, takvimleri, birinin hastalanacağı korkusuyla, deviriyorlardı.

Bir gün, Gesnopka Kahin'i Boris, beraberinde Uptia Krallığı'nı kurtaracak kehanetle Saraya geldi. Kehanet, inançsız bir kimsenin, diyarı kurtaracağından bahsediyordu. Böylece Saraydaki korku yavaş yavaş dindi. Artık halk, her yeni güne, kendilerini kurtacak İnançsız kimseye dua ederek başlıyordu.

⚜️

Tavandan aşağı sarkan zincirlerden biri Vitya'nın oturduğu tahta parçasına sarkıyordu. Genç kadın zinciri bileğine dolayarak başını yasladı. Demir kapının yanındaki oymaya yerleştirilen mum dün gece sönmüştü. Bu rutubetli yerde karanlıkta kalmak sinirlerini yoruyordu. Zindanda başka biri daha olsa kapının ardında uyuyan muhafıza seslenir ve yeni mum getirtebilirdi, fakat o dilsizdi. Sesini kimseye duyuramadığı için oturduğu yerde daha da küçülerek ısınmaya çalıştı.

Demir kapı gümbürdeyerek açıldı. Ateş Lordu hızlı adımlarla ilerlerken, siyah-gri saç uçlarında titreşen birkaç kıvılcım yere döküldü.

"Saraydan nasıl çıkarsın!"

Benedikt, demir parmaklıkları sıkıca kavradığında çıkan ürkütücü ses boş duvarlarda dalga dalga yayıldı.

"Kadın'ın salgına yakalanmış olabileceğini hiç mi düşünmedin!?"

Vitya'nın, belirli zamanlarda, Saraydan gizlice çıktığından kimsenin haberi yoktu. O gün, yakalanacağını bile bile kadına yardım etmeye gitmişti, çünkü onun İnançsız olduğunu biliyordu, fakat, nasıl bildiği, sorusuna verecek bir cevabı olmadığı için sustu. Zaten, en iyi yaptığım şey bu değil mi, diye düşündü.

İki gün önce, Saray'a İnançsızla girdiği andan itibaren etraf kaosa batmış, herkes farklı bir şeyler fısıldamaya başlamıştı. Muhafızların gelip de kendisini yaka paça zindana attığı kısımları hatırladıkça ürperiyordu. İki gündür buradaydı, Kraliçe'nin kendisi için vereceği hükmü bekliyordu. Buna rağmen canı en çok, dışarı çıktığının öğrenilmesine sıkılıyordu. Orman, kendisini özgür hissettiği tek yerdi. Kim bilir, bir daha ne zaman tekrar özgür olacaktı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇENUPTİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin